Çünkü kahvenin bu kadar zaman içerisinde sindirim ya da kan yoluyla bağırsaklara ulaşması mümkün değil. Kahvenin bağırsakları direk değil ancak dolaylı yoldan etkilediğini düşünen Brown, kahvenin mide ve ince bağırsaktaki reseptörleri etkileyerek “gastrokolonik etki” yaratıyor olabileceği görüşünde.
7. Kahve, Sindirim Sürecine Yardımcı Olur
Kahvenin sindirimi kolaylaştırabilen bir etkisi vardır. İçerdiği kafein miktarı ile bağırsak hareketlerini hızlandırıcı bir etkiye sahip olan kahve bu sayede sindirim sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.
Sindirim sistemi üzerinde de aktifleştirici etkiye neden olan kafein bileşeninin, bağırsak yumuşatıcı etkisi ile sindirimi kolaylaştırdığı ve safra taşı oluşma riskini azalttığı bilinir.
Dr. Vedat Göral, fazla çay ve kahve tüketimine karşı uyararak “Su yerine sıkça çay veya kahve tüketmek kabızlığa neden olabilir. Kabızlık sorununa karşı senameki, zeytinyağı, yulaf ezmesi veya kepeği, yoğurt, kuru incir, kayısı, erik tüketebilirsiniz” dedi.
İlgili 44 soru bulundu
Dr. Vedat Göral, günlük hayattaki stres, hareketsizlik ve masa başında uzun süre oturmanın bağırsağı tembelleştirdiğini belirterek, ' Muz, şeftali ve asitli içeceklerin yanı sıra fazla çay ve kahve tüketimi de kabızlığı tetikliyor.
Bağırsak çalıştıran meyve ve sebzeler kayısı, hurma, elma, armut, kivi, incir, turunçgiller, erik, avokado, üzüm, pancar, ıspanak, pazı, enginar, kabak, lahana olarak da sayılabilir. Yulaf ezmesi, çiya tohumu, keten tohumu, zeytin ve zeytinyağı bağırsakları çok çalıştıran gıdalar arasında yer alır.
Kafein vücutta saatlerce kalır
Ancak buradan hareket ederek vücuda alınan kafeinin tamamının 8 saatte sindirilip vücuttan atıldığını söylemek mümkün değil. Sabah içilen bir kahvenin içindeki kafeinin tamamen sindirilip vücuttan atılması 12 saat sürebiliyor.
Çay ve kahve bitkilerinin çeşitliliği de içerdikleri kafein miktarlarını etkilemektedir. Bir bardak yeşil çayda 20 mg, siyah çayda 40 mg ,bir fincan türk kahvesi yaklaşık 50-60mg ,bir kupa filtre kahve 85-90mg kafein bulunmaktadır. Buna rağmen çayın antioksidan gücü ise kahveden çok daha yüksektir.
Sağlığa birçok faydası bulunan Türk kahvesi, vücuda enerji verir, böylelikle zinde kalmaya yardımcı olur. Bunun yanında şekersiz tüketilen Türk kahvesi, sindirim sistemini de düzenleyerek mide problemlerini önlemede etkili olur.
Yanı sıra, kahvenizi alkali suyla demlemek de asitliğini düşürecektir. Kahve asit üretimini tetikleyen kafein gibi, bağırsaklarınızı ve midenizi rahatsız edip neredeyse hazımsızlığa yol açabilecek bazı bileşenler içerir. Bu yüzden tüm yargılarınızı bir kenara bırakıp ve kafeinsiz kahveye bir şans verin!
Filtre ve kafeinsiz kahve tüketilmesi bazı insanlarda midede şişkinlik gibi durumlara yol açabilmektedir. Bu rahatsızlığı yaşayanların kahve tüketimini azaltması gerekmektedir.
Mide için de zararlı. Özellikle mide hassasiyeti olan kişiler kahveyi çok kontrollü tüketmelidir. Kahve herhangi bir mide rahatsızlığına neden olmasa da var olan mide rahatsızlığını tetikliyor. Kahve midedeki asit seviyesini artırarak mide rahatsızlıklarını harekete geçiriyor.
Laktasif ve diüretik özelliğinden dolayı kahve kabızlığı önler, bağırsakları çalıştırır ve sık tuvalete çıkmayı sağlar.
Vücudumuzun bizi uyandırması için geliştirdiği mekanizmada günün belli saatlerinde kortizol hormunun seviyesi artar. Kortizol ( stres hormunu ) üretiminin en üst seviyeye çıktığı zamanlarda, kahvaltıdan sonra ve ( 08.00-09.00, (12.00-13.00) ve (17.30-18.30) dışındaki saatlerde kahve tüketilmelidir.
Kahvenin hazımsızlığa iyi geldiğini bilmeyen yoktur. Sıkça yaşadığınız şişkinlik ve hazımsızlık gibi problemler için ilk önce az ve yavaş yemenizi öneririz. Ama olan oldu diyorsanız yemeyi bitirdikten bir süre sonra bir bardak kahve size yardımcı olacaktır.
En Sağlıklısı Sade Kahve
Granül kahveler, daha ziyade kalitesi düşük Robusta türü kahve çekirdeklerinden yapılırken, Türk kahvesi ve Espresso denilen Arabika cinsi ise oldukça kaliteli kahve çekirdeklerinden üretilmektedir.
Kahvede bol miktarda bulunan kafein adlı bileşen, tüketimin ardından hızla kana karışarak beyine ulaşır. Burada üretilen ve uyku haline neden olan adenozin adlı nörotransmitteri inhibe ederek (bloklayarak) uyanıklığı arttırır, enerji düzeyini yükseltir. Bu sayede gün içerisinde hissedilen yorgunluğu önler.
Sindirim sistemimiz proteinin sindirimi sırasında çok fazla enerji harcar ve sindirim esnasında yakılan kalori miktarı yüksektir. Bu yüzden et, tavuk, balık, hindi, yumurta gibi yüksek proteinli besinler metabolizma hızlandırıcı besinlerdir.
1)Lifli Beslenin!
Bu lifler, bağırsaklara su emilimini arttırarak dışkı hacmini arttırır ve dışkı kıvamının daha yumuşak olmasını sağlar. Kurubaklagiller, taze sebze ve meyveler lif içeriği en yüksek besinlerdir. Haftada en az 2 kez nohut, kuru fasulye, barbunya gibi kurubaklagilleri tüketmeye özen gösterin.
Genellikle posadan zengin besinler (kurubaklagiller, meyve, sebze, tam tahıllı ürünler) tüketmek, bol sıvı almak ve bol egzersiz yapmak sorunu çözebilmektedir. Bu nedenle lif miktarı artırılmalı; beyaz ekmek ve işlenmiş tahıllar yerine tam tahıl ürünleri ile baklagiller kullanılmalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri