Kahve yüksek ısıda kavrulurken ortaya bir yağ çıkarmaktadır. Yağ ne kadar çıkarsa, kahvenin tadı da o kadar acı olur. Türk kahvesini hazırlarken su miktarını, 1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı ilave edeceğiniz kadar az koyunuz. Hindistan cevizi yağı sayesinde kahvenin acılığı giderilecektir.
Kahvenin içindeki parçaçıklar kaynama noktasına gelince patlar. Yüksek ateşte kaynama noktasına hızlıca getirilirse acı bir tad oluşur.. “Bir acı kahveni içerim” sözü de buradan gelir. Çabuk pişirirsin, ziyaretimi kısa tutacağım demektir.
Eğer aromasını kaybetmeden yumuşak içimli filtre kahve yapmak istiyorsanız bunun için yine süt veya süt tozundan faydalanabilirsiniz. Kahvenizi demledikten sonra üzerine ısıttığınız sütü ekleyebilir ya da doğrudan süt tozu ekleyip karıştırarak tadını yumuşatabilirsiniz.
Cezvenin içerisine her fincan kahve için bir fincan su koyun ve her fincan kahve için 1 çay kaşığı kahve ve 1 çay kaşığı şeker koyun. İyice karıştırın, cezveyi kısık ateşe yerleştirin. Yerleştirdikten sonra asla karıştırmayın ve yavaşça kaynama derecesine getirin. Yeniden kaynatın ve kalanı fincanlara dağıtın.
Temelde iki tür kahve çeşidi vardır. Bunlar Coffee Arabica (C. arabica) ve Robusta Coffee (C. canephora) olarak adlandırılır. Robusta kahvesi, aracia ile karşılaştırıldığında daha acı tada sahiptir.
İlgili 24 soru bulundu
KAHVE KAVRULURKEN İÇİNDEN ÇIKAN YAĞ ACILIK VERİYOR!
Kahve yüksek ısıda kavrulurken ortaya bir yağ çıkarmaktadır. Yağ ne kadar çıkarsa, kahvenin tadı da o kadar acı olur. Türk kahvesini hazırlarken su miktarını, 1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı ilave edeceğiniz kadar az koyunuz.
Kahvenin acılığı, mide asidi üretimini uyarabilir. Bu yüzden birçok kişi kahvenin mideyi tahriş ettiğine, irritabl bağırsak sendromu gibi rahatsızlıkların semptomlarını kötüleştirdiğine, ülsere, mide ekşimesine, asit reflüsüne ve hazımsızlığa neden olduğuna inanıyor.
Uyarıcı etkiye sahip olduğu için dikkat toplamada ve konsantrasyon artırmada önemli bir görev üstleniyor. Aşırıya kaçmadan tüketilen mırra, baş ağrısına, selülite ve karaciğer hastalıklarına iyi geliyor.
Peki, Türk kahvesi nasıl olmalı? Türk kahvesinin tadı, kahvenin aclığını barındırmasına rağmen aromalı, yumuşak ve kadifemsi olmalıdır. İçtikten sonra damakta uzun süre lezzetini bırakmalıdır. Türk kahvesi, asıl olarak sade içildiğinden, ilk yudumda ağza oldukça acı gelebilir.
Suyun soğuk olması, kahvenin köpürtülmesi için püf noktalardan biridir. Cezvenizi ocağa almadan önce kahve, şeker ve suyunuzu yaklaşık 35 saniye kadar karıştırırsanız daha yumuşak ve lezzetli bir kıvam elde edersiniz. Daha sonra cezveyi ocağın üzerine koyun ve kahve pişene kadar hassas şekilde karıştırın.
Gelin adayı eğer damadı hiç beğenmediyse kahvesine şeker yerine tuz koyarmış. Tuzlu kahveyi içen damat adayı, kızın kendisini beğenmediğini anlayıp anasını babasını toplayarak bu işten vazgeçermiş. Tuzlu Türk kahvesi servis etmenin işte böyle subliminal bir özelliği de varmış.
Türk kahvesin taze olup olmadığını anlamanın bir yolu da bir tutam kahveyi elinize alıp kahve zerreciklerinin birbirine yapışıp yapışmadığını kontrol etmek. Eğer birbirine yapışmıyor ve dağılıyorsa o kahve taze demektir, aksi takdirde ise elinizde tuttuğunuz kahvenin bayatlamış olduğunu anlayabilirsiniz.
Tuzun önemli bileşenlerinden olan sodyumun kahvenin acı tadını dengelediği bilimsel bir gerçektir. Bunun nedeni ise tat tomurcuklarının acı yerine tuz tadına tepki vermesidir. Bu nedenle sodyum -bu durumda tuz- kahvenin acılığını bastırmakta şekerden daha doğru bir tercih olabilir.
Günde 3 fincanın üzerinde kahve tüketiminin doğurganlığı olumsuz etkileyebildiği, 5 fincanın üzerinde kahve tüketiminin de kemik erimesine yol açabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Yine aşırı kahve tüketimi uykusuzluk, gerginlik, sinirlilik ve hassasiyet gibi olumsuzluklara yol açabilir.
Yapılan yeni bir araştırma sonucunda, kahveyi acı tercih etmek ile birtakım kişilik bozuklukları arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre psikopat eğilimler gösterenler ve sadistler kahveleri acı tercih ediyor. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı olduğu gibi, herkesin kahve içişi de farklıdır.
Türk kahvesi genelde uzun pişirme süresine sahip olduğu için, tadının çok acı olması tercih edilmez. Bu nedenle çoğunlukla orta derecede kavrulur.
Vücudumuzun bizi uyandırması için geliştirdiği mekanizmada günün belli saatlerinde kortizol hormunun seviyesi artar. Kortizol ( stres hormunu ) üretiminin en üst seviyeye çıktığı zamanlarda, kahvaltıdan sonra ve ( 08.00-09.00, (12.00-13.00) ve (17.30-18.30) dışındaki saatlerde kahve tüketilmelidir.
Cezveye kahveyi şekeri süt ve suyu koyup iyice karıştırıyoruz . Ocağın en küçük gözüne koyup kısık ateşte hiç karıştırmadan köpürmesini bekleyip toplanan köpüğü fincana alıyoruz. Kahveyi tekrar ateşe koyup kaynamaya bırakıyoruz . Kaynamaya başlayınca fazla kaynatmadan hemen fincana boşaltıyoruz.
Birçok besinin yanı sıra kahvenin içerisinde de oksalat bulunur. Kahvenin yanında ikram edilen su kahveyle içildiğinde oksalatın atılmasında yardımcı olur. Bu sebepten kahvenin topraklarımıza geldiği ilk günden bu yana kahvenin yanında su ikram edilir.
En Sağlıklısı Sade Kahve
Granül kahveler, daha ziyade kalitesi düşük Robusta türü kahve çekirdeklerinden yapılırken, Türk kahvesi ve Espresso denilen Arabika cinsi ise oldukça kaliteli kahve çekirdeklerinden üretilmektedir.
Ayrıca bazı bilim insanlarına göre, kortizol günün farklı saatlerinde yeniden zirveye çıkabiliyor. Kısacası hangi saatlerde kahve içilmez diye soracak olursanız bu saatler; 12.00-13.00 ve 17.30-18.30 arası. Bu sebeple kahve içmek için bu saatlerin dışındaki saatleri değerlendirebilirsiniz.
British Journal of Nutrition'da Haziran 2020'de yapılan araştırma, sabahları aç karnına sade kahve içmenin insanların kan şekeri kontrolünü önemli ölçüde bozduğunu ortaya koydu. Önceden kahvaltı yapan kişilerde kan şekerinde bir artış görülmedi.
Sabah aç karna bu kahveleri tüketmek kalp atışlarını hızlandırır, bu sayede vücutta yağ ve şeker yakımı sağlanır ve sabah aç karna kahve içmek metabolizmayı hızlandırması sebebi ile kilo vermeye yardımcı olmaktadır.
Dr. Canan Karatay, her sabah aç karnına Türk kahvesi içtiğini söyledi. Çiçeklerini bile sabah kahvesiyle beslediğini belirten Karatay, “Bir Türk kahvesi fincanı, domatesin verdiği antioksidandan 100 daha fazla antioksidan verir vücudunuza.
Kahvenin yararlı olduğunu düşünerek günde çok sayıda içmenin en büyük hatalardan biri olduğunu kaydeden Ceylan, “Çünkü kahvede bulunan kafein fazla miktarda tüketildiği takdirde vücutta ödem tutmaya başlatır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri