Deliryum, beyindeki sinyallerin karışması durumunda ortaya çıkar. Bozukluğun sebebi, beyni savunmasız hale getiren ve beyin aktivitesindeki bir sorunu tetikleyen faktörlerin kombinasyonundan kaynaklanmaktadır. Deliryuma sebebiyet veren tek bir neden ya da birden fazla neden mevcut olabilir.
Amnezi, geçici ve kalıcı olabildiği gibi altta yatan pek çok farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bunlar arasında inme, ensefalit (beyin iltihabı), demans, anoksi, hipokampus hasarı, kafa travmaları, psikolojik travmalar ve stres, aşırı alkol kullanımı ve elektro konvülsif tedavi yer alır.
Deliryum, akıl sağlığına etki eden ani bir zihinsel değişimdir. Bir kişinin düşünce, algı ve davranışlarının hızlı bir şekilde etkilendiği ve hızlı bir şekilde ortaya çıkan bir akıl sağlığı sorunudur. Deliryum, genellikle bir tıbbi durumun veya ilaçların etkisiyle meydana gelebilir.
Deliryuma özgü bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Deliryumda görülen belirtiler altta yatan sebebin tedavi edilmesi ile ortadan kalkar. Örneğin deliryum belirtilerinin oluşmasına sebep olabilecek bir idrar yolu enfeksiyonu var ise bu enfeksiyonunun tedavi edilmesi ile deliryum belirtileri ortadan kalkar.
Halk arasında bilinç bulanıklığı olarak da anılan konfüzyon aniden gelişen klinik bir durumdur. Farklı durumlarda gelişim gösterebilen konfüze hali, kişinin zihninde ciddi etkilere sahiptir. Bu yüzden geç kalınmadan altında yatan nedenlerin araştırılıp üzerine gidilmesi gerekir.
İlgili 29 soru bulundu
Beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama nedeni ile uyku halinden başlayarak (=bilinç bozukluğu), hiçbir uyarıya cevap vermeme haline kadar giden (=bilinç kaybı) bilincin kısmen yada tamamen kaybolması halidir.
Stupor, kritik zihinsel işlev eksikliği ve etkilenen kişinin neredeyse tamamen tepkisiz olduğu ve sadece ağrı gibi yoğun uyaranlara cevap verdiği bir bilinç seviyesidir. Kelime Latince stupor ("uyuşma, duyarsızlık") köken almaktadır.
Bilinçte bulanıklık, kendini bir şeylere odaklamada sorun yaşama, garip hayaller görme, etraftaki eşyaların şekil, yer değiştirdiğini görme ya da anlamsız öfkelenme, çevre bilincinin azalması ve kafa karışıklığı ile kendini gösteren geçici bir durumdur.
Nedenler: Deliryum nedenleri arasında yaşlılık, ciddi hastalıklar, cerrahi sonrası durumlar, ilaç yan etkileri ve alkol ve uyuşturucu kullanımı sayılabilir. Bunama nedenleri arasında ise beyin tümörleri, beyin ameliyatları, beyin yaralanmaları, kalıtsal faktörler ve nörolojik hastalıklar sayılabilir.
İlk kez 2500 yıl önce Hipokrat tarafından tanımlanan delirium, nörobilişsel bir bozukluktur. Genellikle bilinç, bellek, düşünce, algı, davranış, dikkat ve uyku bozukluklarıyla birlikte, duygularda dalgalanmalar gözlemlenen delirium hastalığı, aniden ortaya çıkan ve çoğu zaman geçici olarak etki eden bir hastalıktır.
Beyin sisine, çeşitli vitamin-mineral yetersizlikleri, yetersiz veya dengesiz beslenme düzeni, yetersiz uyku ve uygun olmayan yaşam tarzı faktörleri de neden olabilmektedir.
Beyin yorgunluğu; iş, ev, okul veya günlük yaşamda kişinin bir türlü kafasını toparlayamaması, odaklanamaması, yanlış ve doğruyu ayırt edemeyip kararsızlık yaşaması ve en önemlisi unutkanlık sorunuyla mücadele etmesi gibi zihinsel rahatsızlıkların komplike adıdır.
Deliryuma neden olan ilaçların başında psikoaktif etkiye sahip olan sedatif-hipnotikler, narkotikler, H2-blokerler, antikolinerjik etkili ilaçlar, analjezikler, antihistaminikler, gastrointestinal sistem ajanları, florokinolonlar başta olmak üzere antibiyotikler, antidepresanlar, bazı antiaritmikler, bazı ...
Normalde zeka geriliği, önü açık bir kavram olup; hafif, orta, ağır gerilikleri de kapsamaktadır. Donuk zeka ise zihinsel becerilerde ortalamaların çok az altında olma durumunu ifade etmektedir. Yani, donuk zekalı çocukların öğrenme ve eğitilme potansiyelleri, zeka geriliği olan çocuklara nazaran daha yüksektir.
Geçici global (genel) amnezi ise genellikle en fazla 24 saat içinde düzelen geçici bir hafıza kaybıdır. Bu durumdaki kişi yakın zamanda olan olayları unutmasının yanı sıra yeni bilgileri belleğine kayıt edemez.
Geçici iskemik atak beynin bir kısmına giden kan beslemesindeki geçici bir kesintiden kaynaklanır. Kan beslemesindeki kesinti, beyinin etkilenen kısmında oksijen eksikliğine neden olur. Bu, konuşma ve görme bozukluğu gibi felce benzer ani semptomlara ve yüzde, kollarda, bacaklarda uyuşma veya güçsüzlüğe neden olabilir.
Deliryum onkolojide palyatif bakım alan hastalarda sık görülen, morbidite ve mortalitede artmaya neden olan, bakım maliyetini arttıran, bakım evinde kalma süresini uzatan, hasta ve aile üyelerine önemli bir stres kaynağı olan bir sendromdur.
Acil Tıp: Deliryum acil bir durum olarak kabul edildiğinden, acil tıp uzmanları, deliryumun hızlı ve etkili bir şekilde tanınması ve acil tedaviye başlanması için önemli bir rol oynar. Yoğun Bakım (Yoğun Bakım Ünitesi): Deliryum, yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda da sık görülebilir.
Deliryum, artan ve azalan semptomlarla zihinsel durumdaki akut bir değişikliktir ve hiperaktif, hipoaktif veya karışık semptomlarla ortaya çıkabilir. Delirium, acil servislerde sıklıkla fark edilmez ve 6 aylık mortalitenin bağımsız bir habercisidir.
Şizofreni hastalarında düzensiz motor hareketler ve davranışlar görülebilir. Çocuksu hareketler, ajitasyon, hedefe odaklanmakta zorlanma, gereksiz ve abartılı hareketler, talimatlara direnç gösterme, talimatlara direnme, uygunsuz ve tuhaf duruş şekli gibi belirtiler bunlara örnek olarak verilebilir.
Delilik (çılgınlık, cinnet), ne yazık ki tanımlaması son derece zor olan zihinsel durumlardan birisidir. Öyle ki, son derece geniş bir şekilde "anormal zihinsel ve davranışsal örüntüler" olarak tanımlanır. Bir diğer deyişle, "normal" olmayan her ruh hali bir nevi delilik hali olarak görülmektedir.
Konfüzyon klinik bir belirti olup; patolojik derecede zihin bulanıklığı, sersemlemeyi tanımlar. Çoğunlukla yer ve zamanda oryantasyon bozuklukları görülür ve/veya sıklıkla hafıza kaybı vardır. Özellikle yaşlı hastalarda ameliyat sonrasında daha sık gözlenir.
Bilinçaltı, bilinç hali dışında zihinsel durumların oluşması şeklinde tanımlanabilir. Bilinçaltı, genellikle kontrol dışında gelişen bir olgudur. Ancak kişiler istedikleri takdirde bilinçaltını yönlendirmeyi öğrenmektedir. Bilinçaltı, vücutta sinir sistemi ile beraber çalışmaktadır.
Normal uyku-uyanıklık döngüsünden yoksundur ve kendi isteği ile eylem başlatamaz. Koma durumunda olan bir kişiye "komatöz" denir. Komadaki bir kişi uyanıklık durumunun tam yokluğunu sergiler ve bilinçli olarak hissetme, konuşma, duyma ya da hareket etme eylemlerini fiilen yapamaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri