Hormon bozukluğu belirtileri Genel belirtiler, adet düzensizliği (sık ya da seyrek kanama olabilir), adet dışı kanama, tüylenmede artış, sivilcelenme, ödem ve buna bağlı kilo değişimi olabilir. Tiroit hormonları da üreme fonksiyonlarını etkiler; bozukluğunda hipo ya da hipertiroidizm bulguları olabilir.
Hormon bozukluğu belirtileri arasında ishal, kabızlık, kilo kaybı, kilo alma, soğuk ve sıcak hassasiyeti, depresyon ve kaslarda zayıflık şeklinde ortaya çıkabilir. Genel hormon bozukluğu belirtileri yanında vücutta 50'den fazla hormon oluştuğundan farklı semptomlar da görülebilir.
Hormon bozukluklarının en yaygın sebepleri ise hipotiroidizm, şeker hastalığı, hipogonadizm, yeme bozuklukları, tümörler, kullanılan ilaçlar, stres, kanser tedavileri veya travmalar olarak gösterilebilir.
Stres ve düzensiz beslenme en büyük nedeni
Bununla birlikte düzensiz ve yanlış yaşam şekli de hormonların bozulmasına neden olmaktadır. Kadınların erkeklere oranla daha çok hormon bozukluğu ile karşılaşmasının sebebi, sürekli olarak çeşitli dönemler geçirmesidir. Bunlar; regl, hamilelik ve menopoz süreçleridir.
E vitamini kadınlarda progesteron ve östradiol arasında sağlıklı bir denge sağlamak için çok önemlidir. Alfa, beta, gamma ve delta tokoferolleri (pirinç kepeği yağından çıkarılan formüllerde bulunan) içeren günlük takviye, sağlıklı bir hormon dengesi sağlanmasında yardımcıdır.
İlgili 44 soru bulundu
Hormon bozukluğunun önemli bir kısmı, çeşitli tedavi yöntemleriyle giderilebilir ve sorunun çözülmesiyle birlikte bozukluğun yol açtığı sağlık problemleri de kendiliğinden geçebilir.
Hormon bozukluğu genelde çeşitli ilaç tedavileri ile çözülür. Bu ilaçlar alanında uzman kadın doğum doktorları tarafından verildiği taktirde tüketilmelidir.
Su içme alışkanlığı kazanıp her gün vücudun ihtiyacı olan miktarda su tüketmek hormonların salgılanması konusunda etkili olabilir ama çok su içme isteği de hormonlarla ilgili bazı sorunların habercisi olma niteliği taşıyabilir.
Hormon bozukluğu tedavi edilmezse tüylenme iyice ilerler. Adet düzensizliği giderilmediği takdirde ileride yumurtlama fonksiyonlarının sağlıksız olmasına, aşırı kilo alımına neden olabilir. Hormonal dengesizlik kişinin beden sağlığını bozduğu gibi ruhsal dengesini tabii ki sarsar.
Kadınlar erkeklere oranla daha fazla hormon problemi yaşıyor
Özellikle de stres ve yanlış beslenme hormon dengesizliğinin en önemli nedenleri arasında kabul edilmektedir. Aynı zamanda yanlış yaşam tarzı alışkanlıkları hormonların dengesinin bozulmasında rol oynamaktadır.
Hormon seviyelerini test etmenin yaygın yollarından bir kan testidir. Kan ile yapılan hormon testinde testosteron, östrojen, kortizol ve tiroid düzeyleri ölçülebilir. Öte yandan tükürük ya da idrar örnekleri ile de bazı hormon testleri yapılabilir.
Doktor kontrolünde yapılan düzenli beslenme, egzersiz, beden kitle endeksinin dengelenmesi, sağlıklı cinsellik ve stresin kontrol altına alınması östrojen hormonunun düzene girmesine yardımcı olur. Ancak tüm bu önlemlerin etkisiz kalması durumlarında östrojen hormonu içeren bazı takviye ilaçlar kullanılabilir.
Hormon Testi Nasıl Yapılır? Her bir hormon testi için, ölçüm yöntemi ve şekli farklılık gösterse de genel olarak hormon testleri ayrı bir tüpte alınan kan örneğinden çalışılır. Hastalık tanısı için hormon kan düzeylerinin yeterli olduğu hormon türlerinde, kandaki hormon seviyesinin tespit edilmesi yeterlidir.
Toplam tedavi süresi en az 5 yıl veya her bir ilaç süresi 5 yılı geçmeyecek şekilde daha uzun olabiliyor: 3 yıl anastrazol ve ardışık 2 yıl tamoksifen ya da 5 yıl tek başına anastrazol veya 2 yıl tamoksifen ve ardışık 5 yıl anastrazol veya 5 yıl tamoksifen sonrası 5 yıl letrazol verilmesi gibi.
Ergenlik döneminin kız çocuklarında 13 yaşından, erkek çocuklarında 13,5 yaşından itibaren halen başlamamış olması gecikmiş ergenlik problemini işaret eder. Tıpkı erken ergenliğe girme gibi gecikmiş ergenlik de hormonal bir bozukluktur ve bu soruna sahip olan çocuklarda mutlaka endokrinolojik tedavi uygulanmalıdır.
Hormon bozukluğunun nedenleri arasında omega eksikliği yer alır. Omega içeren ürünler düzenli şekilde alındığında sağlık sorunlarının da önüne geçilir. Soğuk deniz balıkları tercih edildiğinde, özellikle de somon gibi balıklar tüketildiğinde kadın ve erkeklerin hormonları dengede tutulur.
Hormonoterapi (Hormon Tedavisi) nasıl yapılır? Adet gören hastalarda ya tamoksifen kullanarak hormon reseptörleri kapatılır ve östrojenin buraya bağlanmasına engel olunur veya östrojeni sentezleyen en önemli doku olan yumurtalıklar susturulur. Yumurtalıkların susturulması aylık veya 3 aylık iğnelerle yapılır.
Erkeklerde temel eşey hormonu testosteron ve türevleri iken, kadınlarda bu hormonlar östrojen ve progesterondur. Bu eşey hormonlarının yanında, her iki cinsiyette böbreküstü bezlerinden salgılanan, androjen türevi hormonlar da libido düzeyini etkiler.
Sürekli Su İçme İsteği Diyabet Hastalığından Kaynaklı Olabilir. Yaptığınız fiziksel aktivite, terleme ve aldığınız ilaçları da göz önünde bulundurduğunuzda vücudunuzun ihtiyaç duyabileceğinden fazla su içme isteğiniz varsa bunun nedeni şeker hastalığı olabilir.
İyot, metabolizma hızının, fiziksel ve zihinsel gelişimin hayati düzenleyicileri olan tiroid hormonlarının önemli bir bileşenidir.
Sabah aç karnına 2-3 bardak su tüketimi metabolizmanın hızlandırılması, sindirimin kolaylaşması, mide asidinin dengelenmesi ve zindelik elde edilmesi bakımından ideal olarak kabul edilmektedir. Gece boyunca su tüketiminin olmaması sabahları yaklaşık 500 ml su tüketimi önerilmesinin ardındaki temel nedenlerdendir.
Adet düzensizliği en sın ilk adet görmeye başlayanlarda ve menopoza girmeye yakın olan kadınlarda görülmektedir. Bu da hormonlardaki değişimlere bağlanmaktadır. Bu tür durumlarda hormon testleri yapılmaktadır. Ayrıca hormon bozuklukları da adet düzensizliğini oluşturmaktadır.
Tüylenme ile beraber görülebilecek bulgular nelerdir? Genellikle, tüylenmede artışa sebep olan kandaki erkeklik hormonu olan androjen dediğimiz hormonların (testosteron, dehidroepiandrosülfat) yüksek olmasından kaynaklıdır.
Sivilce oluşumuna birçok hormon etki edebilir. Ama bazıları başroldedir; Yağ salgısının artmasındaki baş etken “androjen” dir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri