KADÎMÎ 1. Eskiden beri var olan, eski: Niçin yâd ile bir tutar anı yâd etmez ol gevher / Mahabbet bahrinin Zâtî kadîmî âşinâsıdır (Zâtî).
Sözlükte “varlığının üzerinden uzun zaman geçmek” anlamına gelen kıdem (kadâme) kelimesi, terim olarak “Allah'ın varlığının başlangıcı bulunmaması ve başkasına ihtiyaç duymaksızın mevcut olması” diye tanımlanır.
Kadim, ezeli ya da sürekli anlamlarına da gelir. Kadim Dost Kime Denir? Kadim kelimesini daha çok kadim dost olarak duymuşsunuzdur. İnsanlar birbirlerine kadim dostum derler ve bunu dediklerinde her zaman dostum olan ya da eski dostum anlamı bulunur.
Kadim, başlangıcı geçmişin derinliklerinde bulunan ve çok eskilere uzanan; "öncesiz" anlamlarında kullanılan bir sıfattır. Kadim ne demek sorusunun cevabını, kısaca bu şekilde açıklamak mümkündür. Kadim kelimesinin kökeni, Arapçaya dayanmaktadır. Kadim kelimesinin eş anlamlısı, "sürekli" ve "ezeli" kavramlarıdır.
Kadim Kelimesinin Güncel Sözlük Anlamı Ne Demektir? Cevap: Başlangıcı olmayan, eski.
İlgili 32 soru bulundu
kadim - Nişanyan Sözlük. Arapça ḳdm kökünden gelen ḳadīm قديم “önce olan, önceki, eski” sözcüğünden alıntıdır.
1.Kadim bilgi:Allahü Teâla'ya nispet edilen onun sınırsız ve sonsuz olan bilgisine denir.
Telkin Kelimesinin Güncel Sözlük Anlamı Ne Demektir? Cevap: Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi.
TDK sözlüğüne göre dilimizdeki karşılığı'birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık'anlamına gelen girift,Türkçeye Farsçadan geçmiştir.
Osmanlı Devleti'nde kadı, kaza adı verilen yerleşim yerlerinde, belirli bir süreliğine mülki idare amiri, yerel yönetici ve emniyet müdürlüğü görevlerini yerine getirmek için merkezi yönetim tarafından atanan, şer'i ve idari yargıdan tek başına sorumlu olan bir kamu görevlisidir.
El-Mukaddim Ne Demek? - YouTube. Mukaddim - اَلْمُقَدِّ م جل جلاله (Öne geçiren): Öne geçiren, dilediği şeyi öne alan, önde bulunduran O, istediği kişiyi veya şeyi, diğerlerinin önüne geçirip yakınlaştırandır.
[l ince] (ﺟﻬﺎﻧﺸﻤﻮﻝ) sıf. (Fars. cihān ve Ar. şumūl “kaplama” ile cihān-şumūl) Dünyâyı kaplamış, dünya çapında, dünyâyı kaplayacak ölçüde, evrensel, âlemşümul, üniversal.
Salep, oldukça değerli olan orkide ailesinin yumru köklerinden elde edilmektedir. Bu yumrular kurutma işlemi yapıldıktan sonra toz haline getirilmektedir. Lif özelliği bakımından yüksek olan bu yumruların içeriğinde sindirim sistemi için önemli olan glikomannanlara sıklıkla rastlanılmaktadır.
Kadim Türkler Şamanizm, Zerdüştlük, Budizm, Manihaizm vb. dini öğretileri benimsediler. Fars, Bizans, Arap, Çin, Moğol, Hint gibi milletlerin dini öğretilerinden Türkler tarih boyunca etkilenmiştir. Bu inançlar Türkler içinde benimsenmişler ve faydalı bir halde kullanmışlardır.
İnsanın özü, kendisi, ilâhî latife, kötü huyların ve süflî arzuların kaynağı anlamında bir terim. İnsanın hayatiyetini sağlayan, idrak edici ve bilici unsuru.
En koyu şekliyle Hindistan ülkesinde görülen kast düzenine göre, kast dışı kalan, hiçbir toplumsal sınıftan olmayan, her türlü haklardan yoksun olanlara verilen ad.
Türkçedeki kullanımıyla müstesna, genel kuralların dışında, özel veya istisna bir durumu ifade eder. Kelimenin Anlamı: Müstesna, bir şeyin veya durumun genel kurallardan veya normlardan saparak özel veya istisna bir konumda olduğunu belirtir.
Tekamül Kelimesinin Güncel Sözlük Anlamı Ne Demektir? Cevap: Olgunlaşma, gelişim.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan Teşkil kelimesi, ''şekil'' kökünden türetilmiştir. Şekil suret ve dış görünüş anlamına gelirken teşkil etmek de bir şeye suret kazandırmak ve meydana getirmek demektir.
Bir kimseye işlemediği bir suçu isnat etme anlamında ahlâk terimi.
Sirayet, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre kullanılan bir isimdir. Bu kelime Arapça kökenli olup "yayılma, etkisini genişletme, sürüp gitme" gibi anlamlara gelir. Sirayet, bir şeyin bir yerden başka bir yere doğru yayılması veya etkisinin genişlemesi anlamına gelir.
Muhdes Allah dışındaki her şeydir. Kadîm ise, Allah'ın kendisidir. Buna göre; Allah dışındaki her şey demek olan âlem de muhdestir ve bütün parçalarıyla birlikte yaratılmıştır. Nesefî âlemi ayn ve araz şeklinde ikiye ayırmaktadır.
Kadim bilgelik ise kaynağa bağlılığı ve gayeye yönelmeyi esas alır. Yaşamı insan yoluyla deneyimler, olgun insan (İnsan-ı Kâmil) yolun özüdür. Kadim bilgelikte yaşamın yolu kaynak (sevgi) ve gaye (özgürlük) yoludur; insanın insana ve eşyaya kulluğu yadsınır.
İslâm kelâmcıları önce bilgiyi kadim ve hâdis olmak üzere ikiye ayırırlar. Kadim bilgi Allah'ın bilgisi, hâdis bilgi ise yaratıkların bilgisidir”.
Bunlardan bir tanesi ise Orun ve Ülüş kurallarının hükümdar makamında uygulanmasıdır. Orun hükümdarın meclisinde oturulan yeri ifade ederken ülüş ise hükümdarın sofrasından devlet görevlilerinin almış olduğu pay anlamına gelmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri