Arthur Fleck (Joker): Filmin başrol karakteri Joker, henüz çok küçükken annesinin ve diğer yetişkinlerin şiddetine maruz kalmış, sevgisiz büyümüş ve zorbalık görmüş bir adamdır. Travmalarla dolu geçmişi onu daha da mutsuz, karamsar ve yalnız bir insan haline getirmiştir.
Joker karakterler metinde bilinmeyen karakterlerin yerine geçebilen özel karakterlerdir ve birbirine benzeyen ancak aynı olmayan verilere sahip birden çok öğeyi bulmak için kullanılırlar.
Sinema dünyasının Joker gibi kötü karakterlerinin kurgusunda da ön plana çıkan antisosyal kişilik bozukluğu, özellikle yaşamın erken dönemlerinde yaşanan travmatik olaylara ve beyin yapısındaki birtakım değişikliklere bağlı olarak gelişebilir.
Joker de kaosu adil olarak görmektedir. Joker hem yıkıcıdır hem de değerleri yeniden değerlendirmektedir. Joker varolan toplumsal değerleri önemsememekte, acıdan kaçmamakta ve sürekli tehlikeye atılmaktadır. Acıdan kaçmaması, yaşamı bir bütün olarak olumlaması (Dionysoscu Evet) bir üstinsan tavrıdır.
8. Joker tescilli bir psikopat
Bu aslında “psikopati” olarak bilinen bir bozukluktur ve kahramanımız bunu bilinç dışındaki derin bir dışlanmışlık ve yalnızlık duygusundan dolayı yapıyor olabilir.
İlgili 29 soru bulundu
Joker ve Psödobulbar Etki. İçe dönük ve dış kontrol odaklı olarak adlandırabileceğimiz Arthur, aynı zamanda PBA (Psödobulbar etki) hastasıdır. Bu hastalığa psikopatoloji (Ayrıca Bakınız: Ruhsal Bozukluklar) literatüründe emosyonel inkontinans (duygu kontrolsüzlüğü) veya patolojik gülme ve ağlama da denmektedir.
Özet. Joker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor. Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir.
Joker TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim Bazı kâğıt veya taş oyunlarında istenen kartın veya taşın yerine konabilen kart. sıfat,mecaz Her işe yarayan (kimse)
Bu Joker yorumuna göre kendisi, duygu durumunu ifade edemediği için kızgınlık veya üzüntü anında sadece kahkaha ile duygusal dışavurum yaşıyordu. Yani ağlarken bile istemsiz bir şekilde gülüyor ve kahkaha atıyor. Joker'in bu durumuna psödobulbar etki (ya da kısaca PBA; İng: pseudobulbar affect) deniyor.
“Joker” çalışanlar tehlikeli değildir, çalışma şekilleri dramatiktir. Çok yorulurlar ama bitmek bilmeyen enerjileri yorgunluklarına izin vermez. Bu nedenle diğer çalışanlardan daha verimli gibi görünseler de aslında uzun vadede hem kendilerine hem de şirkete kalıcı bir faydaları dokunmaz.
Disosiyatif durumların en uç ve şiddetli şekli olan çoğul kişilik bozukluğunda kişi, birden çok kimlik veya kişiliğe sahiptir. Her kişiliğin bir adı, yaşı, anıları ve kendine özgü davranışları vardır. Bu kişilik ya da kimlikler birbirini tanımazlar, birbirlerinden habersizdirler.
Kişilik bozuklukları bir kişinin sağlıklı bir şekilde düşünmesine engel olan ve davranışlarında anormal değişimlere sebep olan psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu ciddi zihinsel bozukluğun bir diğer adı ise borderline adı verilmektedir.
Çizgi roman evrenindeki Joker karakterine pek de hâkim olmadığı için 2019'da vizyona giren Joker filmine göre yanıtlayacağım. Bildiğimiz gibi filmdeki ana karakterimiz olan Arthur Fleck bir kahraman değil anti-kahramandır. Bir anti-kahraman bir kahramanın aksine doğrudan vicdanımıza hitap etmez.
Gülümsemeyi asla durduramıyor ve bu korkunç. Filmin çoğunda yüzü yarı kapalı halde. Bugüne kadar her yönetmen Joker'in yüzünün nasıl deforme olduğuna dair farklı yanıtlar verdi. Tim Burton'ın versiyonunda Joker bir kimyasal variline düşüyordu ve Christopher Nolan'ın filmindeyse bu sorunun cevabı açık uçlu bırakılmıştı.
Joker bir "clown" "palyaço" değildi. Tam aksine Joker, Amerika'nın örgütlü suçla mücadele ettiği dönemde, önemli bir mafya elemanıydı. Bir gangsterdi. Örgütlenme yeteneği yüksek bir adamdı.
Yaşamı 6 Eylül 1987 tarihinde Eskişehir'de doğan Mete Erpek, 2002 yılında Bulgaristan'dan edindiği breakdance videoları ve kasetler sayesinde hip hop kültürüyle tanıştı. 2 yıl boyunca graffiti ile uğraştı, 2004 yılında kendi stüdyosunu kurdu ve "Narkoz a.k.a Stanley" adıyla amatör olarak rap müzik yapmaya başladı.
Joker ve Harley Quinn arasındaki ilişki, animasyon ve çizgi romanlarda bilinen en iyi ilişkilerden biridir. Onlar Batman filminde iki zıt karakteri canlandırırlar ve o kadar karizmatiklerdir ki izleyenleri kendilerine aşık ederler.
Bu Joker yorumuna göre kendisi, duygu durumunu ifade edemediği için kızgınlık veya üzüntü anında sadece kahkaha ile duygusal dışavurum yaşıyordu. Yani ağlarken bile istemsiz bir şekilde gülüyor ve kahkaha atıyor. Joker'in bu durumuna psödobulbar etki (ya da kısaca PBA; İng: pseudobulbar affect) deniyor.
ilişkilerde : net bir sıfatı olmayan, kişinin o anki hissiyatına göre değerlendirip, takıldığı ve sonra tekrar yedek kulubesine gönderdiği kişi.
Ledger, 28 yaşında, 22 Ocak 2008 tarihinde, Manhattan'daki evinde, reçeteli ilaçları yanlış kullanması yüzünden öldü.
Batman'in düşmanı Joker'in kız arkadaşı Harley Quinn'e dönüşen Tuba Büyüküstün sosyal medyaya da konu oldu. Peki, Harley Quinn kimdir? Harley Quinn, Bruce Timm ve Paul Dini tarafından oluşturulmuş kurgusal bir karakterdir. İsmi Commedia dell'Arte'ta yer alan Harlequin'den türemiştir.
Basına yansıyan film eleştirilerinde, Joker'in bol miktarda gerçekçi şiddet sahnesi içerdiği yazılıyor. Bazı film eleştirmenleri, yönetmen Todd Phillips'i, Fleck'in seçimlerini ve eylemlerini yüceltmekle suçluyor.
yanlış bir açıklamadır. batman joker'in oğludur. doğru değildir. joker, batman'in süt kardeşidir.
Defterine şunu yazıyor; “akıl hastalığının en kötü tarafı insanların senden sanki hasta değilmişsin gibi davranmanı beklemeleri” (The worst part of having a mental illness is people expect you to behave as if you don't).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri