İzmir'in ilk yerleşim alanı yapılan arkeolojik kazılar sayesinde bulunmuştur. Kentin günümüzden yaklaşık 8-9 bin yıl öncesinde bilimsel olarak Neolitik dönem olarak adlandırılan tarih diliminde Bornova'da bulunan Yeşilova'da kurulduğu düşünülmektedir.
Kenti ilk önce Emevîler 672 yılında denizden zapt edip İstanbul'a yaptıkları akınlarda bir üs olarak kullanırlar. Türkler ise ilk kez 1081 yılında Selçuklu akıncılarından olan ve zamanla ilk Türk denizcisi olan Çaka Bey'in komutasında İzmir'i ele geçirirler.
Söylencelerdeki bir başka anlatıda ise, kentin kurucularının Lelegler olduğu dile getirilmektedir. Bayraklı´da yapılan kazılarda elde edilen buluntular, İzmir´in kuruluşunun İ. Ö. 3000 yıllarına kadar indiğini açıklamakta; yapılan araştırmalar, İzmir´in bir Aiol kenti olduğunu göstermektedir.
Tıpkı İstanbul'un Fethi gibi 1081 İzmir'in Fethi de Türk tarihi açısından bir kırılma noktası olmuş, bu tarihten sonra Türkler Anadolu'daki varlıklarını güçlendirmiştir. Bu toprakları sadece bir ülke değil, bir tarih, bir medeniyet, bir inanç ve kültür kalesi haline getirmişlerdir.
3. İzmir. Homeros destanlarında anlatılışına göre kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyrna'dan almıştır. Yine mitolojiye göre Tanrıça Artemis İzmirli'dir.
İlgili 31 soru bulundu
Söylencelere göre İzmir'in adı; 'Smyrna' adlı bir Amazon kraliçesinden gelmektedir. Bugün İzmir olarak kullandığımız isim aslında Smyrna kelimesinden dönüşmüştür. Bazı kaynaklar Smyrna kelimesinin daha erken söyleniş biçimlerine ilişkin Samorna ve Smurna adlarını da vermektedirler.
İzmir'in ilk yerleşim alanı yapılan arkeolojik kazılar sayesinde bulunmuştur. Kentin günümüzden yaklaşık 8-9 bin yıl öncesinde bilimsel olarak Neolitik dönem olarak adlandırılan tarih diliminde Bornova'da bulunan Yeşilova'da kurulduğu düşünülmektedir.
Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz konuşmasına şöyle devam etti; " İzmir'i ilk kez Oğuzların Çavuldur boyundan olan Çaka Bey fethetmiştir.
İzmir'in İşgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla İzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan Krallığı tarafından işgaliyle başlayan ve 7 Eylül 1922'de Yunan ordusunun İzmir'i terk etmesinin ardından 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun kente girmesiyle sona eren işgal.
İzmir Kuşatması, Aralık 1402'de Türk-Moğol emiri Timur'un İzmir'in limanını ve deniz kalesini Rodos Hospitalier Şövalyeleri'nden almasıdır.
İÖ. 3000 yıllarına kadar inen tarihi ile İzmir, bilinmeye ve tanınmaya değer bir kenttir. Bir yerleşme olarak ortaya çıktığı zamandan, İÖ. 800'lü yıllara gelindiğinde İzmir, kent kriterleri taşıyan bir yerleşme olarak bugünkü Bayraklı'da, adını verdiği körfezin karaya ulaştığı noktada kendini göstermeye başlamıştı.
İzmir'de yaşayan 4 milyon 168 bin 415 kişinin yalnızca 1 milyon 704 bin 855'i İzmir nüfusuna kayıtlıyken İzmir'de 201 bin 522 kişi ile en çok Manisalıların yaşadığı belirlendi. Manisalıları, 147 bin 839 kişi ile Mardinliler, 139 bin 313 kişi ile Erzurumlular, 125 bin 307 kişiyle ise Konyalılar takip etti.
30 Temmuz 1922 günü İzmir'de törenle Batı Anadolu'da "İonya Devleti" kurulduğu ilan edilmişi. Başkenti İzmir olan bu devlet yaklaşık on sekiz bin kilometre karelik bir alanı kapsayacak ve bir buçuk milyonluk bir nüfusa sahip olacaktı.
Paris Barış Konferansı'nda alınan işgal kararının Fransız basınında ele alınma şekli ve yorumlanması o dönem kamuoyunun Türkiye'nin geleceği hakkındaki görüşlerinin bilinmesi açısından son derece önemlidir. İzmir'in Yunanlar tarafından işgali, yaklaşık olarak üç yıl dört ay boyunca sürmüştür.
Mondros Mütarckesi'nin imzasından sonra Anadolu'yu paylaşmak için harekete geçen Itilaf Devletleri, Paris Barış Konferansı'nda İzmir'i işgal hakkını Yunanistan'a vermiştir. Yunanistan da, bu büyük devletlerden aldığı izin gereğince 15 Mayıs 1919'da Izmir'i işgal etmiştir. İşgal esnasında da pek çok Türk katledilmiştir.
İzmir'e ilk giren ve Türk bayrağını Hükumet Konağı'nda göndere çeken ilk süvari komutan Yüzbaşı Şerafettin. Hafızalardaki ''Baktım bayrağımın kırmızısına kanım bulaşmış. Ölsek ne gam, İzmir'e ilk girenler biz olmuştuk ya'' sözlerinin sahibi... 9 Eylül 1922 sabahı yaşanan o gurur verici anlar haberimizde.
Üçüncü Kılıç İzmir'e ilk giren Türk Süvarisi Yüzbaşı Şerafettin Bey'e verilmiştir. Adı hiç duyulmayan bu kahraman Türk subayı o günler de İzmir Fatihi olarak isimlendirilmiş ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kendisine İzmir soyadı verilerek adı adeta İzmir'le özdeşleştirilmiştir.
15 Mayıs 1919'da İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinden 4 saat sonra Müftü Ahmet Hulusi Efendi önderliğinde ayaklanan Denizlililer Türkiye'de işgale karşı ilk mitingi de başlattı.
İzmir'in Yunanlılar tarafından işgâli ile Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki görevine başlamak için İstanbul'dan ayrılması hemen hemen aynı tarihlere rastlar. İzmir'i Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da işgâle başlamışlardır.
İzmir'de yaşayan Türk sayısı 79.288 kişi olup nüfusun %38'ini teşkil etmekteydi. Rumlar %26, Osmanlı tebaasında olmayan yabancılar %25, Yahudiler %7, Ermeniler ise nüfusun %3'ünü teşkil etmekteydi.
Jean Şövalyeleri 1344'te Aydınoğlu Umur Bey'i mağlup ve şehit edip, şehri geri almıştır. Ankara Savaşı sonrası Sahipkıran Emir Timur'un hedefi, St. Jean Şövalyeleri'nin işgali altında olan İzmir olmuştur. İzmir limanını ablukaya almış ve kaledeki müstahkemlere mancınıkla ateş topları fırlattırmıştır.
Yörükler, on beşinci yüzyıldan beri, İzmir'in kırsal ve kentli nüfusunu oluşturan asli unsurlardan biridir. On beşinci yüzyılın ortalarından itibaren, İzmir ve çevresinde yörüklerin mevcut olduğu belgelenebilmektedir.
Ege Üniversitesince Yeşilova Höyüğü'nde yapılan kazılardaki buluntularda, İzmir'in 5 bin olarak bilinen yaşının 8 bin 500 olarak belirlendiği bildirildi.
Cenevizlilerin elinde bulunan Aşağı Kale/Liman Kalesi henüz fethedilememişti. 12 yıl süren bu duruma Mehmet Bey'in oğlu Gazi Umur Bey son verdi. 1329'da bu kaleyi de fetheden Aydınoğulları İzmir'e tamamen hâkim oldu. Gazi Umur Bey'in Aydınoğulları'nın başında bulunduğu dönemde İzmir'in ticari ve stratejik önemi arttı.
izmir kentinin ilk kurulduğu alan, şimdi ki gecekondu mahallesi, bayraklı için de kullanılan ad. karşıyaka yolu üzerinde alaybey tersanesine gelmeden önce bu bölgeye, otoyol üzerinden şöyle bir bakılabilir. sarı tabelalar, sizi yıkıntılara doğru yönlendirir. vakt-i zamaninda * smyrna diye adlandirilmis yer.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri