İstanbul Boğazı'ndaki akıntı düzeni iki tabakalı akım biçiminde olup, üst tabakadaki akıntı yönü Marmara Denizi'ne (güneye) ve alt tabakadaki akıntı yönü ise Karadeniz'e (kuzeye) doğrudur.
Bu nedenle Karadeniz'den Marmara Denizi'ne sürekli bir yüzey akıntısı vardır. Yüzey akıntıları, Boğaz'ın orta kesimlerinde en şiddetli duruma gelirler. Akıntı kuvveti özellikle Kandilli açıklarından başlayarak güneye doğru saatte 5 kilometreyi bulan bir hızla güçlü bir biçimde devam eder.
İstanbul Boğazında yüzey ve dip akıntsı olmak üzere iki tip akıntı vadır. Coğrafi konumu bakımından boğaz, Karadeniz ve Marmara Denizi'ni birbirine bağlamaktadır. Karadeniz, nehirlerle beslenmektedir ve Karadeniz'in sularının tek çıkış yeri İstanbul Boğazı'dır.
Alt akıntı sisteminin temel etkeni, Karadeniz-Ege Denizi arasındaki yoğunluk farkı (baroklinik etki) iken, üst akıntı için temel etken Karadeniz-Ege Denizi arasındaki deniz seviyesi farkıdır (barotropik etki).
Ortalama derinliği 55 metre (180 ft) olup, en derin noktası 104 metre (341 ft) olan Çanakkale il merkezinin kuzeyindeki Kilitbahir mevkiindedir. Boğazda iki büyük akıntı mevcuttur: İlki Karadeniz'den Ege Denizi'ne doğru akan yüzey akıntısı, ikincisi ise Ege Denizi'nden Karadeniz'e doğru akan dip akıntısı.
İlgili 31 soru bulundu
Ortada Marmara Ereğlisi ile Kapıdağ Yarımadası arasında yer alan Marmara Ereğlisi Çukuru'nun derinliği 1.390 m.'dir. Bu çukur aynı zamanda Marmara Denizi'nin en derin noktasını oluşturur.
Marmara Denizi tümüyle Türkiye'ye ait, dünya suları ile ilişkisi kuzeyde İstanbul ve batıda Çanakkale Boğazı ile sağlanan bir iç denizdir.
Profesyonel yüzücülerin bile karşı koyamayacağı güçte olan rip akıntısı, Türkiye'de özellikle Karadeniz sahillerinde yüzücüleri tehdit ediyor. Bu akıntı rüzgârlı, dalgalı ve fırtınalı havalarda görülür, sığ sudan derin suya hareket eden oldukça kuvvetli akıntılardır.
Deniz suları kıyıdan açığa doğru hızla hareket eder. Dalga yüksekliği arttıkça çeken akıntının gücü de artar. Çeken akıntı en çok rüzgarlı, dalgalı, fırtınalı havalarda ve Karadeniz sahillerinde görülür.
Akıntı burada oldukça hızlı ve güçlüdür. Rip akıntıları saniyede 1–2 m, hatta bazen saniyede 10-20 metre hızla (saatte 35–70 km), 20-30 metre genişlikte bir hat boyunca denizin açığına doğru hareket ederler.
Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar: Ağrı Dağı, Aral Gölü, Asya Yakası, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Süveyş Kanalı, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi vb.
6- Doğal Sınırlardan Biri Olarak Kabul Edilir
Bu özelliği ve konumu itibariyle İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Türk Boğazları olarak adlandırılır ve Avrupa ile Asya kıtalarını birbirinden ayıran doğal sınırlardan biri olarak kabul edilir.
Türk savaş gemileriyle giriş ve çıkışları kontrol altına alınırken, bölge, havadan gelecek tehditlere karşı 'kontrollü hava sahası' ilan ediliyor. Boğaz ayrıca uçaksavarlar ve savunma sistemleriyle koruma altına alınıyor.
Türk Boğazları: Gemi Trafik Hizmetlerinin sunulduğu coğrafi alan olarak Türk Boğazları; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Egemenliğinde 37 Mil uzunluğunda Çanakkale Boğazı, 110 Mil uzunluğunda Marmara Denizi ve 17 Mil uzunluğunda İstanbul Boğazı'ndan oluşmaktadır.
Akıntı sizi dibe çekmez, sahilden açığa doğru sürükler. Sahile doğru yüzmeye çalışarak kendinizi yormayın, akıntıyı yenemezsiniz.Akıntının sizi götürmesine bir süre izin verin. Akıntı zayıfladığında sahile değil, yanlara doğru yüzerek akıntıdan kurtulun.
Üyesi Mehmet Sandalcı Karasu sahilindeki akıntılara karşı önerilerde bulundu. Kıyıya dik oluşan rip akıntılarının kıyıda denize giren kişileri saniyeler içinde yüzlerce metre açığa taşıyabildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Sandalcı, “Taşınan kumla birlikte kişi kuma saplanabilir ve sonucu da ölümcül olabilir.
Karadeniz kıyılarında derinliğin birden bire arttığını dalga boyu fazla olan, hilal şeklideki kıyılarda yada yapay müdahale edilen kıyılarda dalganın geliş şeklinin değiştiğini dile getiren Doç.Dr. Aylar, “Dolayısıyla buralarda Rip akıntısı dediğimiz karadan denize doğru ters yönlü akıntı daha güçlü oluyor.
Karadeniz'in derinliği, Zonguldak kıyılarında daha dik olduğu için, denizin çekim kuvvetinin daha fazla olmasından kaynaklanıyor. Dalgalı bir denizde sadece ayaklarınızı suya soksanız bile, denizin çekim kuvvetinin ne kadar şiddetli olduğunu hissedersiniz. Üçüncü etken ise akıntıdır.
Orkoz ya da orkos, İstanbul Boğazı'nda görülen, güçlü bir ters akıntı türüdür. Orkozlar, başta lodos olmak üzere güneyden kuvvetli rüzgârların Marmara Denizi'nin sularını kuzeye yığmasından ötürü oluşur. Bu zamanlarda Boğaz'ın Marmara girişinde sular yarım metreye kadar yükselir.
Denize girerken takılarınızı çıkartmak gerekmez. Fakat takılarınız yüzerken düşebilir ya da kaybolabilir. Bu ihtimal dahilinde tercih denize girerken takılarınızı çıkartabilirsiniz. Altın ve çelik takılar herhangi bir şekilde kararma yapmazlar.
Dr. Haluk Özener, 1200 metre derinliğinde, fayın göbeğine kurulan deniz tabanı sismometreleriyle 7 gün, 24 saat Marmada Denizi'ndeki fayın izlendiğini belirterek, "Olası bir depremin ne büyüklükte gerçekleşeceğini bilebiliyoruz.
Tekirdağ, Türkiye'nin deprem bakımından riskli bölgelerinden biridir. Marmara Denizi üzerinden ile ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Şarköy' bağlı Gaziköy ve Gölcük Mahallelerinden geçmektedir.
Yani bugüne kadar yapılan jeolojik, jeofizik ve sismolojik çalışmalar denizde ve karada yapılan çalışmalar, özellikle denizin içinde yapılan çalışmalar Marmara Denizi'nin tabanında Kuzey Marmara fayının, bu fay Tekirdağ ve İstanbul kıyılarına 15-20 kilometre uzaklıkta bir fay hattıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri