Fıtrat dini olan İslam'da dini bir kurum, kilise, ruhban sınıfı, tarikat, mezhep, şeyh, mürit, kutup, gavs, müceddit gibi kurguların hiçbiri bulunmamaktadır.
Zincir ikiye ayrılacaktır. Bir daha da o kişinin karşısına o zincir çıkmayacaktır; o kişinin ruhunun karşısına tabii. Demek ki Allahû Tealâ tarîklerden, tarikattan bahsediyor Kur'ân-ı Kerim'de. İşte bu tarîkler sebebiyle insan ruhunun Allah'a ulaşmasını temin eden muhtelif grupların adına tarikat denmiştir.
Tasavvufta Hakk'a ulaşmak için benimsenen usul, tutulan yol. İslâm'ın zâhir ve bâtın hükümleri çerçevesinde yaşanan mânevî ve derunî hayat tarzı. Hak yolunda sâlike rehberlik yapan kimse ve tarikat kurucusu anlamında tasavvuf terimi.
Dinimizi iyice öğrenmeden merak için de olsa, herhangi bir şeyh ile görüşmek doğru değildir. Tarikat, dine aykırı olmaz.
"Tarikat" dinin zorunlu kurallarının yanısıra daha fazla sevap kazanmak maksadıyla zorunlu olmayan birtakım zikirleri ve güzel amelleri yerine getirmek isteyenlerin tuttuğu bir yoldur. Bu yolu tutanlara dileyen ve isteyen anlamında Mürid ya da Derviş denir. 12 ana tarikat süreç içinde 400'lere dayanmıştır.
İlgili 31 soru bulundu
Her tereddüt edilen konuda şirk midir demek bir dini hassasiyet gibi görünüyorsa da diğer taraftan en temel iman meselelerinde değerlendirme zafiyetidir de... Rabıtanın şirkle hiçbir alakası yoktur. Şeyhini Allah yerine koymak diye bir durum iman sahipleri hakkında söz konusu olamaz.
Tarikat, Allah'a ulaşma ve onu tanıma yollarından her biridir. İslamiyet'te, İslamiyet'in kalbi boyutu üzerinde duran ve "kalbin fıkhı" diye nitelenen tasavvuf öğretisinin (terbiyesinin) uygulandığı düzenli kurumsal yapılar olarak tarif edilir.
- Mealciler yani tasavvuf, tarikat, şeyh, evliya, mezhep bunları kabul etmeyenler, Enam suresi 153. ayeti örnek veriyorlar.
Şeyh kelimesi Kur'an'da (Hûd 11/72; Yûsuf 12/78; el-Kasas 28/23; el-Mü'min 40/67) ve hadislerde (Wensinck, el-Muʿcem, “şeyḫ” md.) sözlük anlamıyla geçmektedir. Mürşid Kehf sûresinde (18/17) “doğru yolu gösteren rehber” mânasındadır.
Cemaat veya Cemaât (Arapça: جَمَاعَة), dinde bir fikir, kitap, şeyh, imam, veli, alim veya ibadet için bir araya gelen topluluklara denir. İslâm'da ayrıca tasavvuf ve benzeri hareketlerde, belli bir görüş ve inanca sahip gruplar için de kullanılır. Tasavvuf cemaatine tarikat denmektedir.
Öz. Nakşibendîlik, 14. yüzyılda Orta Asya'da, Bahâeddin Nakşibend tarafından kurulduğu kabul edilen tasavvuf akımıdır.
Hacı Bayram-ı Veli'nin, hocası Safev'îyye şeyhi Hoca Alâ ed-Dîn Ali Erdebilî'nin talebelerinden Şeyh Hâmid Hâmid'ûd-Dîn-i Veli'nin Aksaray'da ölümünden sonra Ankara'ya dönüp irşâd fa'aliyetlerine başladığı 1412 tarihi, ilk Türk tarikatı olan Bayramiye'nin kuruluşu olarak kabul edilir.
Bir tarîkat'a girmeye “ahz-i tarîk”adı verilir. Şeyh tarîkata giren mürîd'e zikir telkin eder, hırka-i irâdet denilen ve müridli- ğin simgesi olan bir hırka giydirir.
Halvetiyye[1] İslâm dünyasının en yaygın tarikatı olmuş ve kendinin yüzlerce kol ortaya çıkmıştır. Halvetiyye tarikatı Azerbaycan'da kurulmuş, gelişmiş ve buradan Anadolu'ya, Anadolu'dan da Balkanlar, Suriye, Mısır, Kuzey Afrika, Sudan, Habeşistan ve Güney Asya'ya yayılmıştır.
Bir tahmine göre 2008 itibarıyla teşkilat 213 ülkede varlığını sürdürmekte olup bütün takipçilerin sayısı 100 ilâ 150 milyon kişi arasındadır. Bâzı ölçümlere göre böylece Tebliğ Cemaati Dünya'nın en büyük Müslüman hareketidir.
Rifâiyye, Ahmed er-Rifâî'nin İskenderiye'ye gönderdiği Ebü'l-Feth el-Vâsıtî (ö. 632/1234-35) aracılığıyla Mısır'da teşkilâtlanan ilk tarikat olmuştur.
Al-İmran Suresi, 105 Ayet: İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in döneminde tarikat yoktur! Dört Halife Dönemi'nde de tarikat, tekke, dergâh, zaviye gibi kuruluşlar yoktur!”
Nakşibendilik (Osmanlıca: نقشبندیه Nakşbendiye), Abdulhalik Gücdevani tarafından sistemleştirilen, Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşibendi'nin isim babası olduğu Sünni İslam dini tarikatı.
i) Bizim düşüncemiz şudur ki, tarikat, İslam literatüründe hak bir meslektir. Bazı ehliyetsiz kimselerin girmesiyle bazı hatalara maruz kalmıştır.
Risale-i Nurlar hakkı ile mürşid-i kamil kapsamı içindedir, ille de bir şahsa veya tarikat şeyhine bağlanmak gerekli değildir. Lakin hem Nur talebesi olmak hem de eski mürşidini kaybetmek istemiyorsa, her ikisi ile de bağlı kalabilir, bunun Risale-i Nurlar açısından bir sakıncası yoktur.
Esergül Balcı'nın ekibiyle birlikte hazıladığı rapora göre, Türkiye'de 30 tarikatın 400'den fazla kolu bulunuyor. Sadece İstanbul'da 445 “tekke” açıktan faaliyet yürütüyor. Türkiye'de belli başlı 30 tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu var.
Ehl-i Tevhid, ehl-i Kıble bütün Sünnî tasavvuf tarikatları haktır. Şeriatı temel ve esas kabul etmeyen, Şeriata uymayan tarikatlar hak değildir. Tasavvufu, tarikatı, şeyhi alet ederek şahsî menfaatleri için para toplayanlar tarikatlı değildir, tarikatçıdır.
İnsanın illa da bir tarikata bir cemaate girmesi, bir şeyhe intisap etmesi şart değildir. "Bir tarikat şeyhine veya cemaate bağlı değilse, İslamiyeti yaşayamaz." diye iddiada bulunmak doğru değildir.
Tarikatlar döneminde şeyhin, kendi adına müridleri terbiye ve irşad etme yetkisi verdiği mensuplarına da halife denilmiştir.
Mürit de “beni nezaret ve takip ediyor” diye şeyhinden çekindiği için günah işlememeye azami dikkat eder. Burada tövbe eden kişinin niyeti önemlidir. Tövbe eden şahıs Allah'tan affını istemelidir. Aksi takdirde şeyhten beklemesi caiz değildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri