İntak ya da dillendirme,bir edebi sanattır. Kişileştirilen bir varlığın konuşturulmasına denir. Daha çok şiirde ve fabl türü hikâyelerde kullanılır.
Hayvanların, bitkilerin, masa ve sandalye gibi cansız varlıkların insanlar gibi konuşmasına, intak ya da konuşturma sanatı adı verilir. Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un kaleme aldığı Benim Adım Kırmızı adlı romanda, köpek ve kuyunun konuşması, konuşturma sanatına örnek olarak gösterilebilir.
Kişileştirilen canlı ya da cansız varlıkların konuşturulmasına konuşturma sanatı denir.
7. Sınıf > Türkçe > Söz Sanatları [Kişileştirme (Teşhis), Konuşturma (İntak), Karşıtlık (Tezat) ve Abartma (Mübalağa)]
Abstract. Edebiyatta “insan dışındaki varlıklara insana ait özelliklerin verilmesi” anlamında kullanılan teşhis sanatı ve “teşhis edilen varlıkların konuşturulması” anlamında kullanılan intak sanatı, genel olarak, mecazla ilgili edebî sanatlar bağlamında değerlendirilmektedir.
İlgili 36 soru bulundu
Kişileştirilen bir varlığın konuşturulmasına denir. Daha çok şiirde ve fabl türü hikâyelerde kullanılır.
İnsanın dışındaki herhangi bir canlı ya da cansız varlığın konuşma, gülme, ağlama, üzülme, sevinme gibi insana has özellikler ile donatılması anlamına gelen teşhis sanatının örneklerini yazımızın devamında bulabilirsiniz. Örnek 1: Ne vakit Maçka'dan geçsem, Limanda hep gemiler olurdu.
Tezat, şair veya yazarın bilinçli olarak kullandığı bir sanattır ve genellikle eserin bütününe yayılır. Aşağıdaki örneklerde tezat sanatını meydana getiren sözcükler kalın yazılmıştır: Aşk derdiyle hoşem elçek ilacımdan tabib. Kılma derman ki helâkim zehri dermanındadır -Fuzulî
Anlama dayalı söz sanatlarından bir tanesi olan tezat ya da bilinen diğer ismiyle karşıtlık sanatı; birbirinin tam zıddı olan duygu, düşünce ya hayalleri aralarında bir alaka kurarak kullanılmasıdır.
Hüsn-i ta'lil, nedeni bilinen bir olay, olgu ya da durumun gerçek nedenini bir yana bırakıp; onu hoşa gidecek hayalî bir nedenle açıklama ve anlamlandırma sanatıdır. Her olayı veya olguyu güzel bir sebebe bağlama sanatı da denilebilir.
Konuşturma (İntak)
İnsan dışındaki varlıkları konuşturma, onların ağzından söz söyleme sanatına konuşturma (intak) denir. Konuşturma, genellikle kişileştirme sanatı ile birlikte kullanılır.
Söz sanatları ya da edebî sanatlar, ifade edilmek isteneni kelimelerin düz anlamlarının dışına çıkarak ifade etmeye denir. İfadeye zenginlik katmak, etkiliğini artırmak, monotonluğu kırmak ya da az sözle çok şey ifade etmek için yapılır.
Bu sanatın olduğu metinlerde genellikle konuşturma sanatı da olur. Her konuşturma sanatı aynı zamanda kişileştirmedir ancak her kişileştirmenin, konuşturma olduğunu söylemek yanlıştır çünkü bu söz sanatında konuşturmanın dışında insana ait özellikler (ağlama, üzülme, gülme, alaylı bakış, düşünme…) vardır.
Tenasüp ya da yakışma, tezat olmayarak anlamca birbirine uygun birden fazla şeyi bir araya getirmektir. Anlamca birbiri ile ilgili kelimeleri bir arada kullanmaktır. Karşıtlık ilgisi, bunun dışındadır. "Müraat-ı nazir" adıyla da bilinen tenasüp, mânaca birbiriyle alâkalı kelimeleri bir arada kullanma sanatıdır.
Tarizin güzel olması söyleyişteki inceliğe bağlıdır.Bir kişiyi küçük düşürmek amacıyla söylenecek sözü tam tersi olan bir sözle dokundurma yapmak sistemli bir biçimde anlatma sanatıdır. Bir kimseyi iğnelemek, uyarmak veya dikkatini çekmek amaçlı yapılan söz sanatı da denilebilir.
İrsal-ı mesel, atasözlerini kullanarak yapılan bir söz sanatıdır. İrsal, göndermek, mesel ise atasözü manasına gelir. Şiirde anlamı pekiştirmek, anlaşılır kılmak için yazıya konuyla ilgili atasözü koyarak yapılır. Meseldir, gülşen-i âlemde bir gülle bahar olmaz.
Anlamca birbiriyle uyumlu, tezat olmayan birden fazla kelimenin bir arada kullanılmasına tenasüp sanatı denmektedir. Tenasüp, müraat-ı nazir adıyla da bilinir. Örneğin gül, bülbül ve gül bahçesi birbiriyle orantılı ve uyumludur.
Hüsnü Talil Örnekleri
Bu örnek, Faruk Nafız Çamlıbel'e aittir. Burada geçtiği üzere, suyun akması gerçekte eğimle ilgilidir. Fakat şair, gerçek nedeni bir tarafa bırakıp, onu daha güzel bir hayali nedene bağlar. Şaire göre suyun akma nedeni; susuz akan bir gül bulup ona su vermektir.
Abartıcılık ya da mübalağacılık; bir şeyi olduğundan daha büyük, daha önemli, daha çok veya daha az, daha önemsiz gibi gösterme tutumu. Abartma kelimesi, bir düşünceyi aşırı derecede büyülterek ya da küçülterek anlatma eylemini belirten sözbilim terimi olarak kullanılır.
- "Çok zahmet çektik, sonunda ayağımız düze bastı." - "Ne yapsın, ayağı kaydı bir kere." - "Bu taşı bize dostumuz atıyorsa durup düşünmemiz gerekir." - "Atılan ok geri gelmez."
Söz arasında, bilinen bir olaya, tarihten veya mitolojiden bir kahramana, bir atasözüne işaret edip onu hatırlatma sanatıdır.
Tevriye, anlamla ilgili edebî sanatlardan biri. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir.
İntak, edebi sanatta yer alan ve konuşturma, söyletme anlamlarına gelen bir sanattır. İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkları konuşturma amaçlanır. Bu söz sanatı daha çok şiirde ve fabl örneklerinde karşımıza çıkar.
İstiare, Türk Edebiyatında, bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı. Diğer adı eğretilemedir. Benzetmenin iki temel öğesi vardır, benzeyen ve benzetilen.
Kinâye veya alegori, bir fikri kapalı, dolaylı olarak anlatan üstü örtülü söz. Edebiyatta bir maksattan dolayı sözü hem hakiki, hem mecazi anlamlara uygun olarak kullanmaktır. Bir kelimeyi gerçek anlamının dışında benzetme gayesi gütmeden ve engelleyici ipucu olmaksızın mecazlı anlamda kullanmak olarak da tarif edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri