Hümanizm (Fransızca: humanisme), insan odaklılık veya insanmerkezcillik.
Beş Hececiler Akımı, vatan sevgisi, yiğitlik ve kahramanlık öyküleri, vasat insan tipi ve Anadolu'nun da şiire katıldığı bir akımdır.
Klasisizm, öncelikle hümanist felsefe, Rönesans ve reform hareketlerinin yaşandığı sosyal, siyasî, ekonomik, kültürel ve felsefî ortamda filizlenmiştir. Klasisizm, mutlak monarşi devrinde Fransa'da doğup etkili olmuş bir akımdır. Klasiklere göre sanat tabiatın taklididir. Tabiat, dış dünya değil; insan tabiatıdır.
Klasisizm akımının öne çıkan temsilcileri; François de Malherbe, Pierre Conhielle, Jean de La Fontaine, John Milton ve Moliere olarak ifade edilebilir.
Derin ekoloji akımının getirdiği farkındalık aynı zamanda ekoeleştiriyi doğurmuştur. Ekoeleştiri çevreye yönelik hem bireysel hem de toplumsal bilinçlenmeyi edebiyat aracılığıyla sağlamayı amaçlar. Edebiyatın bu durumu amaç edinmesiyle birlikte “çevreci eleştiri” kavramı belirmiştir.
İlgili 15 soru bulundu
Konusu eski Yunan ve Roma mitolojisinden alınmıştır. Mükemmeliyetçidir ve ana dil esas alınmıştır. "Sanat, sanat içindir." anlayışı benimsenmiştir.
Determinizm, belirlenircilik, gerekircilik veya belirlenimlilik evreninin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile, belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir.
Örneğin romantizm akımının klasisizm akımına, realizm akımının da romantizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır. İlk önce Batı edebiyatlarında ortaya çıkan bu akımlar, Türk edebiyatının Batı'ya yönelmeye başladığı Tanzimat edebiyatıyla birlikte kullanılmaya başlanmıştır.
“Klasisizme göre sanatın üç temel öğesi vardır: Akıl, sağduyu ve tabiat. Her eser güzelliğini akıldan alır. Sağduyuya uymayan bir anlatımın hiçbir anlamı ve değeri yoktur.
Çünkü Dostoyevski, varoluşçu temaları edebiyat alanında ustaca işleyen ender düşünürden biridir. Bu sorunu edebiyat alanında çok etkili bir şekilde işleyen Dostoyevski, aynı zamanda 20. yüzyılda “İnsan Felsefesi” olarak adlandırılan Varoluşçu akımın temsilcileri üzerinde de ciddi izler bırakmıştır.
. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da ortaya çıkan natüralizm, kendisinden önce cereyan eden realizm akımı ile ilgili olan, bir yandan da hayat, insan ve tabiata yönelik katı gerçekçiliği ile realizmin üzerine çıkan bir edebiyat akımıdır.
Coşumculuk adıyla da bilinen romantizm akımı, duygu ve hayalin ön plana çıktığı bir akımdır. Fransız ihtilali, eşitlik, özgürlük gibi ilkelerden beslenen romantizm akımı, o dönemde yaşanan olayların zemin hazırlaması sayesinde ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyetçilik ilkesi; Milliyetçilik, Halkçılık ve lâiklik ile iç içedir. Cumhuriyetçilik, toplumun millileşme, millet olma bilincine erişmiş olmasının bir sonucudur. Cumhuriyetçilikte egemenliğin kaynağı millettir.
Romantizm, Aydınlanma Çağı'nın rasyonalizm ve bilimsel yaklaşımlarına karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu akım, duygusal tepkileri, doğanın güzelliğini, doğaüstü ve fantastik unsurları ön plana çıkarırken, aşk, doğa, özgürlük, bireysellik gibi tamaların yanı sıra duygusallığı da işlemiştir.
Determinizm anlayışı, doğanın nedensel yasalara tabi olduğu ve evrende hiçbir şeyin nedensiz olmadığı düşüncesine dayanmaktadır. Bu düşüncenin, temeli Antik Yunan'a kadar gitse de Rönesans dönemiyle birlikte bilimlerin gelişmesiyle daha belirgin ve etkin hale geldiği söylenebilir.
Determinizme örnek olarak X, kişisinin satın aldığı ve okumaya başladığı bir kitap gösterilebilir. Kişinin söz konusu kitabı alması en başta özgür iradesi gibi görünse de aslında zorunluluktur. O kitabın o rafta, X kişisinin de o esnada rafın önünde olması öncesinde belirlenmiştir.
İndeterminizm ise determinizmin tam karşıtıdır. Hiçbir neden sonuç ilişkisinin sürekli bir zincir oluşturamayacağını söyler. Buna göre insanın eylemi dış etkilerden bağımsızdır, onu belirleyen, etkileyen veya kısıtlayan hiçbir dış unsur yoktur.
Klasizme tepki olarak doğan romantizm akımı, diğer bir ifadeyle coşumculuk olarak bilinmektedir. 18. yüzyılın ortasında çıkan bu akım duygu ve hayali ön plana çıkaran bir yapıya sahiptir.
Romantizm (Fr. romantisme) veya Coşumculuk, 1800 ve 1850 yılları arasında Avrupa'da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen entelektüel bir akımdı.
Klasisizm akımı kurucusu Fransız şair Nicolas Boileau Despréaux olarak kabul edilmektedir. Klasisizm temsilcileri arasında ise; tiyatroda Moliere ve Corneille, düzyazıda ise Montaigne ve Madame de La Fayette, şiirde ise Boileau yer almaktadır.
Klasisizm, felsefede, edebiyatta ve sanatta aklı ve sağ duyuyu öne çıkaran, düşsel öğeleri ve duyguları geri plana atan bir fikir akımı, yaklaşımdır. 16. yüzyılın sonlarına doğru oluşmaya başlasa da 17. yüzyılda gelişmiş ve etkili olmuştur.
Antik Yunan ve Roma sanatını temel almış olan, tarihselci yaklaşım ve estetik bir tutum taşıyan akıma klasizm denir. Aynı zamanda 1660 ekolü olarak da ifade edilebilir. Sağduyu, akılcılık, uyum, açıklık, evrensellik, idealizm ve güzellik gibi daha birçok farklı temel öğelere sahiptir.
Daha çok şiir ve edebiyatta öne çıkan bir akım olan Klasisizm 17. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmıştır. Monarşinin güçlenmesiyle siyasi alanda gözlemlenen düzeni sanat alanını da etkilemesi sonucu ortaya çıkan ve kuralcılık özelliği taşıyan klasisizm nedir?
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri