Bu tanımlarda ön plana çıkan şey, inanç esaslarını kalben doğrulama (tasdik), bu doğrulamayı dil ile ifade etme (ikrâr) ve fiillerle gerçekleştirmedir (amel). Buna göre, iman ile küfrü belirleyen başlıca ayıraç kalbin tasdikidir.
İkrar kelimesi kelam terimi olarak benimsenen inancın dille ifade edilmesi anlamına gelir. İmanda kişinin baskı altında olmadan hür iradesi ile inanması ve bunu tasdik etmesi gerekir. İkrar, kalpten edilen imanın dil vasıtasıyla açıklanmasına verilen isimdir. İkrar, inancın dil ile onaylanması manasına gelir.
Müslümanların iman etmesi, amel ile ikrarı zorunlu hale getirmektedir. İkrar, kelime anlamı olarak bir şeyin onaylanması anlamına gelir. İkrar, inancın dil yolu ile onaylanması anlamına gelmektedir. İman ve ikrar birbirileri ile bir bağ kurmuştur.
İkrar kelimesinin anlamı TDK tarafından da açıklanmaktadır. İkrar sözlük anlamı saklamayıp dorudan, açıkça söyleme, bildirme demektir. Bir diğer anlamı ise, kabullenme, onama, benimseme ve tasdik olarak bilinmektedir.
Bu durumda imanın en açık ve en şeffaf anlamına, kalb ile tasdik ve dil ile ikrar olarak tanımlandığında kavuştuğunu söylemek mümkün olacaktır. Mâtürîdîlere göre iman hem ahiret hem de dünya hayatı açısından en açık ve en kesin anlamına “kalb ile tasdik ve dil ile ikrar” olarak tanımlandığında erişir.
İlgili 24 soru bulundu
2- İmanın Tanımı
İmanı kalbin tasdiki olarak tanımlayan Mâturîdî, (2005: III,312; V.39-40, 410; VI. 23, 248; VII, 97: 2010:475)1 imanın gerçekleşmesinde önceliği kalbi tasdike verir. Zira iman kalp işidir. Mü'min sıfatına sahip olmak için kalp ile tasdik etmek yeterli olup dil ile ikrar etmek zorunlu değildir.
Bunlar sırasıyla; Allah'ın Varlığına ve Birliğine İman, Meleklere İman, Allah'ın Kitaplarına İman, Peygamberlere İman, Ahiret Gününe İman ve Kadere İman şeklindedir.
Basit ikrar, karşı tarafın ileri sürmüş olduğu vakıanın doğru olduğunun kayıtsız şartsız, herhangi bir ekleme yapmadan bildirilmesidir. Örneğin; davacı davalıya 5 bin TL ödünç verdiği iddiasında bulunur ve davalı da iddia edilen 5 bin TL'yi ödünç aldığını kabul ederse, bu basit ikrar olur.
İkrardan söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrarın konusu, ancak karşı tarafın ileri sürdüğü vakıalar olabilir.
İkrar, şüpheli veya sanığın isnat bakımından önemi bulunan bir vakıayı veya olayı kabul etmesidir. İddianamede suçlama konusu yapılmayan ancak iddianamede yer verilen bazı olayların sanık tarafından duruşmada kabul edilmesi ikrar olarak değerlendirilemez.
Ceza hukukunda, şüpheli ya da sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmesi “ ikrar ” olarak adlandırılmaktadır. İkrar şüpheli ya da sanığın üzerine atılı eylemi doğrudan kabulü olduğundan, ceza yargılamasına yön verebilecek nitelikte önemli bir delildir.
Yapıldığı yere göre ikrar, mahkeme içi ikrar ve mahkeme dışı ikrar olmak üzere ikiye.
Gerçeğe ulaştıran şey anlamında kelâm ve fıkıhta kullanılan terim.
Gazzâlî'ye göre amel, bir eylem olduğundan teorik bilginin pratik bilgiye aktarılması sonucu ortaya çıkan bir yaşam tarzıdır. İman esas olandır fakat tek başına yeterli değildir. İman ve amel birbirini tamamlayan iki önemli unsurdur. İman beden ise amel o bedende ruh misalidir.
Allah'a iman, İslam'la şereflenmenin ilk şartıdır. Allah'ın varlığına, birliğine, eşi, benzeri ve ortağı olmadığına inanmak, yani tevhidi kabul etmek, iman esaslarının temelidir. Bizi yoktan yaratan ve sayısız nimetiyle yaşatan Rabbimizin üzerimizdeki en büyük hakkı, O'na iman etmemizdir.
Talibin yola ikrâr vermesi, Pir tarafından toplum huzurunda kendisine anlatılan yolun bütün şartlarını kabul ederek; eline, beline, diline sahip olma desturuyla yol'a bağlanması demektir. Alevilerde yola giriş; çocuk ikrarı, ikrar cemi ve musahiplik cemi olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.
İkrar, Arapça kökenli bir sözcüktür ve yanına gelen fiillerin farklılıklarına göre farklı anlamlara gelir. İkrar, Türkçeye Arapça dilinden geçmiştir. İkrar kelimesinin dilimizdeki anlamı söylemek, itiraf etmek ya da kabul etmek anlamlarındadır.
Susmak, medeni usul hukukunda kural olarak ikrar sayılmazken kanunun susmanın ikrar sayılacağını öngördüğü durumlar bu kuralın istisnasıdır (HMK m. 171/1).
Öğretideki tanımlamalara göre ise, ikrar (dar anlamda ikrar), görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir.
Karşı tarafın ileri sürdüğü olayın hukuksal nitelik bakımından ileri sürülenden farklı olduğunun belirtilerek kabul edilmesine nitelikli ikrar denir. Nitelikli ikrara gerekçeli ikrar da denilmektedir.
(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
İslam'ın beş şartı, İslam Dîni'nin Sünnilik ve Caferiyye Şiîliği mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ameli. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir.
1- Allah'ın varlığına inanmak: Allah tektir ve sonsuz dünyanın tek yaratıcısıdır. Bütün varlıkları O'nun yarattığına inanıp bunu asla sorgulamamalıyız. 2- Meleklere İnanmak: İman'ın diğer bir şartı ise Meleklere inanmaktır.
İslâmın Şartları
İslâmın beş şartı, Hz. Peygamber'den (sav) nakledilen, “İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek.
İman çeşitleri; icmali ve tafsili iman olarak ikiye ayrılmaktadır. İnanılacak hususlar göz önünde bulundurulduğu zaman imanın icmali iman ve tafsili iman olarak incelendiği bilinmektedir. İcmali iman, imanın en özlü ve kısa şekli olarak bilinmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri