İslam dünyası 12. yüzyılda ekonomik çöküntü ve siyasi anarşiye sürüklenince, bir de din tartışmaları olmasın diye "içtihat kapısı kapandı" (yasaklandı!) denildi; ağır bir tutuculuk oluştu. Böylece, o çağlardaki ataerkil toplum yapısının ürünü olan yorum ve âdetler zamanla din kuralı zannedildi.
Terim anlamı ise, bir fıkıh bilgininin, şer'î bir hükmü delilinden çıkarmak için çaba sarf etmesi ve bu hususta bütün gücünü kullanmasıdır.
Bu bağlamda, “İçtihad Kapısı” denilen “akıl ve yorum yolunun kapatılması” konusunu derinlemesine inceliyor. Yanardağ, konuyu, salt bir felsefe tartışması olmaktan da çıkarıyor. Tarihten sosyolojiye uzanan bir alanda din-devlet-toplum ilişkisini çözümlüyor.
O hicri dördüncü yüzyıldan itibaren içtihat kapısının kapandığını, İslam hukukunun erken dönemlerde teşekkülünü tamamladıktan sonra asırlarca değişmeden devam ettiğini ve hukukun değişmez katı kurallar bütününe dönüştüğünü iddia etmektedir.
İctihad kapısı, birinci asırda açık olduğu gibi her asırda da açıktır. Yeter ki içtihadın şartlarına haiz bir kimse bulunsun.
İlgili 40 soru bulundu
Yani hakkında âyet, hadis, yani nas bulunan konularda, bir içtihad yapılamaz; çünki Allah veya Peygamber o konuyu zaten düzenlemiştir. Zaten, içtihadı “fer'i olan bir şeri hükmü delilinden çıkarma” şeklinde tarif edenler de vardır. 4 Mesela, namazın, orucun rükünleri, vakitleri vb. hakkında artık içtihad yapılamaz.
Terim olarak naslarda yani Kur'ân-ı Kerim ve sünnette hakkında açık ve kesin hükmü bulunmayan fıkhî bir meselenin hükmünü, ilgili delilden çeşitli yöntemler kullanarak çıkarabilmek için bütün gücün harcanması anlamına gelir.
İçtihat, hukukun yardımcı kaynaklarından biridir. Hukukun uygulanmasındaki yardımcı kaynaklar, hakkında yazılı veya yazılı olmayan bir hukuk kuralı (örf ve âdet kuralı) bulunmayan konulara ilişkin uyuşmazlıklarda, başka bir deyişle, hukuk boşluğu söz konusu olduğunda hâkimin başvurabileceği kaynaklardır.
İctihâd, (Arapça: اِجْتِهاد)İslam hukukçusunun sosyal hayatta şeriatın birincil kaynaklarında yer almayan sorunları çözmek amacıyla fıkıh usûlü prensiplerini kullanarak hükme varmak için zihinsel çaba harcamasına verilen Arapça terim.
Somut olayda mevcut olan anlaşmazlık konusunda, üst mahkemelerin benzer olaylar bakımından verdiği farklı kararlarla ortaya çıkan ve anlaşmazlığı ortadan kaldırmaya yönelik; yetkili üst kurullarca alınan kararlardır.
Bu tanımda yer alan şer'î hüküm maddi ve manevi konularda yapılan akıl yürütmelerini amaçlar. Zannî bilgi ise dinin kati hükümlerini bilmeyi ve dışarıda tutmayı amaçlamaktadır. İçtihat kelimesi ile ilgili örnekler şu şekildedir: - Benim içtihadım öyledir.
Terim anlamı ise; kesin ve açık delillerle sabit olmayan öznel yargıları, şer'î delillere uygun olarak ortaya çıkarma konusunda bütün güç ve takatini sarf ederek çalışmaktır. Yani, Kur'an, hadis ve icma ile sabit olan şer'î delillerden hüküm çıkarmaktır.
İctihad, sahibi Abdullah Cevdet'le bütünüyle özdeşleşmiş olduğu halde hiçbir döneminde, ilk kurucuları arasında Abdullah Cevdet'in de bulunduğu İttihat ve Terakkî Cemiyeti'nin yayın organı olmamıştır.
Herkes içtihad edemez. İçtihad eden zatların belli bazı şartları haiz olmaları gerekmektedir. 2. İçtihad eden zatların Kur'an, Hadis ve Kıyas gibi fıkhî ölçülere muhalefet etmemeleri gerekir.
Bir müçtehidin ulaştığı sonuç ile aynı düzeydeki bir başka müçtehidin ulaştığı sonucun birinin diğerine bir üstünlüğünden bahsedilemeyeceği için “içtihat içtihadı nakz etmez” ifadesi genel geçer bir ilke olarak yaygınlık kazanmıştır.
Yargısal içtihatlar, mahkemelerce verilen kararlarda bir sorunun çözümü için izlenen yolu ifade edip, somut bir konu hakkında yargının uyuşmazlığı çözümleyen kararı anlamına gelir.
İçtihat "Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç." ve "Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış" anlamlarına gelmektedir.
Belli bir hukuk alanında yargısal içtihatların kurucu, kanunların (yazılı kuralların) ise tamamlayıcı konumda bulunması durumuna içtihadîlik denir.
İçtihat: Nassın lafız ve manasından hareketle,nassın bulunmadığında da çeşitli istinbat metotları kullanılarak şer'i hüküm hakkında zanni bilgiye ulaşma çabasının genel adıdır (Apaydın 2000: 432).
Sonuç olarak denilebilir ki, Yargıtay, Askeri Yargıtay, Danıştay; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Sayıştay tarafından alınan içtihatları birleştirme kararları içtihatlarda herhangi bir değişiklik olana kadar uyulması zorunlu bir hukuk kaynağı niteliğindedir.
içtihatlarrn birleştirilmesini talep edebiirler bu durumda Birinci Başkanlık Kurulu, içtihadı birleştirme yoluna gitmenin gerekli olup olmadığına kesin olarak karar verir.
Dinimizde ameli mezhepler dörde ayrılır. Bunlar sırasıyla Hanefi, Şafi, Maliki ve Hanbeli mezhepleridir.
Sözlükte “çaba göstermek, bütün gücünü kullanmak, ısrarlı olmak, zahmet çekmek” anlamındaki cehd kökünden türeyen ictihâd “bir konuda elden gelen çabayı sarfetmek, bir şeyi elde edebilmek için olanca gücü harcamak” demektir.
içtihat islami manada, kafayı sıyırıp allahın her dediğini anlamaya, ve bu vesileyle açıklanmamış olan konular hakkında, ihtilafa düşülmesi halinde ya da bundan bağımsız görüşte bulunmaktır.
Hadis, Sünnet, İcma, Kıyas ve İçtihat da İslam dininin temel kaynakları içerisindedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri