Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm ile Hz. Ömer'in nikahlandığı, tarih kaynaklarında kaydedilmiştir fakat bu evliliğin gerçekleşme hikayesi temel kaynaklarda bulunamamıştır. Evlilik gerçekleştiğinde Ümmü Gülsüm 9-10 yaşlarında, Hz. Ömer 56-57 yaşlarında olmalıdır.
Ömer'in evlendiği kız, Hz. Ali'nin Fâtıma'dan doğan Ümmü Külsûm değil sonradan evlendiği hanımı Esmâ bint Umeys'in Hz. Ebû Bekir'den olma kızı Ümmü Külsûm'dür; bu evlilik gerçekleşmiş olmakla birlikte Hz. Ali Ömer'in tehditleri karşısında buna izin vermek zorunda kalmıştır (Ali eş-Şehristânî, XIX/75-76 [1424], s. 109).
Ali ise kızının ergenlik çağına ermediğinden ve kardeşi Cafer bin Ebu Talib'in oğluyla evlendirmek istediğinden bu isteğe karşı çıktı. Ancak Ömer'in ısrar etmesi üzerine Ali rıza gösterdi. Ümmü Gülsüm Ömer ile 638 yılının son aylarında evlendi.
5) Medine'de, hicretin yedinci yılında, kırk beş yaşındayken, ensardan Asım b. Sabit'in genç kız kardeşi Asiye ile evlendi ve adını Cemile olarak değiştirdi.
Osman, Ümmü Külsûm'ün 9 (630) yılında vefatından sonraki yıllarda altı evlilik daha yaptı. Hanımlarından üçü (Nâile bint Ferâfisa, Remle bint Şeybe, Ümmü'l-Benîn bint Uyeyne) şehid edildiği sırada hayatta bulunuyordu. Bu evliliklerinden dokuz oğlu, altı veya yedi kızı oldu. Hz.
İlgili 25 soru bulundu
Ali Fatıma vefat edene kadar başkasıyla evlenmemiştir. Fatıma'dan 5 çocuğu olmuştur; isimleri şunlardır: Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiyye ve Mûhsin ibn Ali.
Ali'nin ikinci evlilik yapmak istemesinin -kanaatimizce- en önemli bir sebebi Hz. Peygamber (asm)'in teşvik ettiği Müslüman neslin çoğalmasına katkı sağlamaktır. Hz. Fatıma'nın vefatından sonra yaptığı evlilikler ve bu evliliklerden doğan pek çok çocuğun olması, bunun bir göstergesidir.
Ömer (ra), kızı Hz. Hafsa (ra) annemizin Efendimiz'in (sav) zevcelerinden biri olması dolayısıyla Efendimiz'in (sav) kayınbabasıdır.
Ebû Bekir, başkumandanlığını Hâlid b. Velîd'in yaptığı Ecnâdeyn Savaşı'nın neticesini öğrendikten sonra 22 Cemâziyelâhir 13 (23 Ağustos 634) tarihinde altmış üç yaşında vefat etti.
Ömer'in İslam öncesi hayatı hakkında anlatılan en önemli hadiselerden biri onun kızını diri diri toprağa gömmesi olayıdır.
Hicretin 17. yılında 639 yılında elli beş yaşlarında iken, bu kez Hazreti Ali'in, Hz. Fatıma'dan olma kızı Ümmü Gülsüm'le (d. 626) 12-13 yaşında iken evlendi.
Peygamber'in kızı Rukiyye ile evlenerek Hz. Peygamber'e damat olma şerefine nail olmuştur. Rukiyye'nin ölümünden sonra da Hz. Peygamber'in diğer kızı Ümmü Külsûm ile evlenmiş ve böylelikle iki nur sahibi anlamındaki “Zünnûreyn” sıfatını almıştır.
Ömer (R.A.) uzun boylu, hafif esmerdi. Saçları dökük olup, kendi geçimini kendi eliyle ve zorca temin etmeye çalışırdı. Bir hayli uzun boylu olduğu söylenir. Gerçekten sanki bir ata binmiş gibi uzun boylu görünürdü.
Hz. Ömer'in kız kardeşi, sahâbî. Hulefâ-yi Râşidîn'in ikincisi (634-644).
Tam adı "Ebû'l-Kâsım Muhammed ibn-i 'Abd Allâh ibn-i 'Abd'ûl-Muttâlib ibn-i Hâşim ibn-i 'Abd Menâf El Kureyşî" (Arapça: محمد بن عبد الله بن عبد المطلب بن هاشم بن عبد مناف القرشي) ya da daha kısa olan "Ebû'l-Kâsım Muhammed bin 'Abd Allâh bin 'Abd'ûl-Muttâlib El Hâşimî" olarak geçer.
Yaşadıkları çevrelerce Ömeri yada Faruki olarak tanınan [Türkiye dışında özellikle arap ülkelerindeÖmeriyyun (عمريون),Farukiyyun (فاروقيون)yada Ömer b.El-Hattab Ailesi (آل عمر بن الخطاب) olarak zikredilirler] bu insanların sayıları Türkiye'de oldukça fazladır.
Netice itibariyle, Hz. Ali, Ebû Cehil'in kızı ile evlenmeye teşebbüs etmiş fakat Hz. Peygamber'in müsaade etmemesi üzerine bu evlilik gerçekleşmemiştir.
Ölümünden sonra vücudunu kimsenin görmemesi için vasiyeti üzerine onu Hz. Ali ile Hz. Ebû Bekir'in hanımı Esma bint Umeys'in yıkadığı da zikredilmektedir.
Fâtıma, babasının peygamberliğinden beş yıl önce, Hz. Muhammed 35 yaşlarında ve Kabe yeniden yapılırken doğmuş, ikinci Hicret yılında 17-18 yaşlarındayken Hz. Ali ile evlenmiş ve babasının vefatından altı ay sonra, 29-30 yaşındayken ölmüştür.
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Tüm eş ve cariyelerinden 14 erkek, 18 de kızı olduğu bilinen Hz. Ali'nin oğullarının çoğu ise Hicret'in 61. senesinde yapılan Kerbala Savaşı esnasında vefat etmiştir. Soyu ise Hasan, Hüseyin, Abbas, Ömer ve Muhammed ile devam etmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri