Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi.
Peygamberimiz (asm) resim çizmeye izin vermiyordu.
Yüzyıllar boyu süren bu batıl inancı, İslam, tevhid inancıyla kaldırdı. İnsanların kötü alışkanlıklara tekrar dönmemeleri için Peygamberimiz (asm) her tür resim, heykel, put ve benzeri "gölgeli-gölgesiz" resimlemeleri yasakladı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) uykudan uyanınca dişlerini misvakla temizler, elini ve yüzünü yıkardı. Bu şekilde uygulamak tıbben cilt sağlığımız ve beynimiz için oldukça faydaları olduğu tespit edilmiştir.
Divan edebiyatının yaygın türlerinden biri olan Hilye, peygamber efendimizin fiziki özelliklerinin anlatıldığı manzum veya mensur eserlerdir. Kelime anlamı olarak süs, zînet, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz anlamlarına gelen hilye Hz.
Tefsir (Kur'an Yolu)
Böyle biriyle yaptığı görüşmenin ortasında yanlarına gelen görme engelli sahâbî Abdullah İbn Ümmü Mektûm'un kendisine yönelttiği sorudan rahatsız olarak yüzünü ekşitmiş, ona cevap vermemişti. Bunun üzerine Allah Teâlâ, resulünü âyetlerdeki sitemli ifadelerle uyardı.
İlgili 15 soru bulundu
Hz. Peygamber, boş duranları sevmez, kendisi de boşa vakit geçirmekten son derece endişe ederdi. Nitekim O, vaktini boşa geçirenleri sevmediğini, "İnsanların çoğu sıhhatin ve boş vaktin kıymetini bilmezler." (3) ve "Hastalığın için sıhhatinden, ölümün için hayatından istifade et.
İbn Sa'd'ın kaydettiği bir vesikadan anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber (asm), başlarını, sidr ağacı yaprağının kaynatılmasıyla elde edilen bir karışımla yıkardı.
Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi.
O Nebiyy-i Mücteba (seçilmiş, kıymetli peygamber), ezherüllevn (rengi nurlu, parlak) idi; yani ne ak, ne de kara esmer, belki ikisi ortası ve gül gibi kırmızıya mail (benzer) beyaz ve nurani ve berrak olup, mübarek yüzünde nur lemean (parlardı) ederdi.
Boyunun uzunluğu 60 ziraydı." hadisinde Hz. Adem'in (as) boyunun 60 zira (40 m civarı) olduğu belirtilmektedir.
Efendimiz (SAV)'in safranla boyanmış sarı renk elbiseyi kâfirlerin giydiğini belirtmesi ve dinimizde haram olan kadının erkeğe, erkeğin kadına benzemesine sahip olmamalarından dolayı olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde sarı ve kırmızı renkli kıyafetlerin bazı kaynaklarda mekruh olduğu görülmüştür.
Peygamber Efendimizin (sav) mübarek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah ve gözlerinin beyazı da bembeyazdı. Aydın yüzlü ve güzel yaradılışlı idi; zayıf ve ince de değildi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı. Saçı ile kirpik ve bıyıkları gümrahtı (bol, gür).
Abdestte ve gusülde, lüzûmundan fazla su kullanmak isrâf olup, harâmdır. Peygamber Efendimiz (asm), rivayetlere göre yaklaşık 875 gr. su ile abdest alır, 4.2 litre su ile guslederdi.
Efendimiz (s.a.v.)'in soyu Fatıma ile devam etti. Allah Teala'nın bu takdiri, cahiliyyenin 'kız çocuklarını hakir görme' gibi çirkin adetini ayaklar altına almıştır. Hz.Fâtıma'nın künyeleri; Ümm'ül Hasan, Ümm'ül Hüseyin ve Ümm'ül Muhsin'dir.
Erişkinlik çağına gelince mükemmel bir insan olarak çevresi tarafından biliniyordu. Dürüstlüğü ve güzel ahlakı ile çevresine örnek oluyordu. O kadar güvenilir bir insandı ki çevresindeki herkes ona "Muhammed-ül Emin" lakabını vermiştir. "Muhammed-ül Emin" güvenilir muhammed anlamına gelmektedir.
Peygamberimiz (asm) Hz. İbrahim'in soyundan gelmiştir.
Efendimizin en sevdiği renk beyazdı. Beyaz giymeyi severdi. Ayrıca sadece kırmızı giymeyi men etmiştir.
Peygamberimizin şemaili nasıldı? Hazreti Ali'nin (r.a.) beyanına göre Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.): Uzuna yakın orta boylu, iri kemikli, iri yapılı, güçlü kuvvetli ve yakışıklı bir insandı. Cildi yumuşak, teni kırmızıya çalan beyazdı.
Sahabilerin rivayetlerine göre Peygamberimizin (s.a.s.) gülüşü. Tebessüm, fazla ses çıkarmadan, en fazla dişlerin bir kısmının görülebileceği şekilde olan gülmektir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de böyle gülerdi. Gülmesinde kahkaha gibi aşırılık olmazdı.
Muhammed (s.a.v. )'e Allah tarafından verilen bazı mucizeler hatırlatılıyor. Gölgesinin yere düşmemesi: Peygamberimizin (vücudu baştan ayağa nur olduğu için) gölgesi hiçbir zaman yere düşmemiştir. Başı üzerinde daima bir bulutun O'nu koruması: Gökteki bir bulut daima O'nu takip etmiştir.
Hz. Peygamber (asm) yürürken aciz ve tembeller gibi yürümez, sert adımlarla yürürdü. Ardından gelen kimse kendisine kolay kolay yetişemezdi. Hafif öne eğik gibi yürür, arkasından seslenildiğinde, sadece boynunu çevirmez bütün vücuduyla dönerdi.
Lokma Dergisi bu dosyasında Efendimizin sevdiği yemekleri, onun fazilet dolu hayatındaki yeme içme alışkanlıklarını Nisan ayı sayısında derledi. Enes (r.a) “Peygamberimizin en sevdiği yemek kabaktı" buyuruyor.
Hz. Peygamber geceleri tabiri caizse “gönlüne göre” dakikalarca rükûda ve secdede kalarak, uzun uzun namaz kılardı.
Hz. Peygamber (sas), ellerini yıkadıktan sonra yer sofrasına oturur ve besmele çekerek yemeğine başlardı. Peygamber Efendimiz (sas), yenen her yiyeceğin Yüce Allah'ın (cc) bir nimeti, lütfu ve ihsanı olduğu bilinci ile daima şükür hâli içinde olmuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri