Ali'nin ikinci evlilik yapmak istemesinin -kanaatimizce- en önemli bir sebebi Hz. Peygamber (asm)'in teşvik ettiği Müslüman neslin çoğalmasına katkı sağlamaktır. Hz. Fatıma'nın vefatından sonra yaptığı evlilikler ve bu evliliklerden doğan pek çok çocuğun olması, bunun bir göstergesidir.
Halbuki durum öyle olmamış, bilakis kızının üzüldüğünü gören Allah Resulü (asm), damadı Hz. Ali (ra)'in bu arzusundan vazgeçmesini istemiş, eğer vazgeçmezse ancak Fatıma (ra)'yı boşadıktan sonra evlenebileceğini bildirmiştir.
1- Ali'nin ilk eşi Muhammed'in kızı Fatıma'dır. Ali Fatıma vefat edene kadar başkasıyla evlenmemiştir.
Ebu Bekir (r.a.), ardından da Hz. Ömer (r.a.) Hz. Fatıma (r.anha) ile evlenmek istedi. Allah Rasulü (s.a.s.) her iki teklife de olumlu cevap vermemiş, bunun ardından Hz.
Sünni kaynaklara göre Ömer, Muhammed ile akrabalık bağını güçlendirmek için Ümmü Gülsüm ile evlenme isteğini Ali'ye beyan etti. Ali ise kızının ergenlik çağına ermediğinden ve kardeşi Cafer bin Ebu Talib'in oğluyla evlendirmek istediğinden bu isteğe karşı çıktı.
İlgili 33 soru bulundu
Ömer'le 17. yılının Zilkade ayında gerçekleşen evliliğe göre, bu evlilik esnasında Hz. Ümmü Gülsüm, yaklaşık on iki-on üç yaşlarındadır. Hicaz bölgesi gibi sıcak iklimlerde bu yaşın normal bir evlilik yaşı olabileceğini, o zaman yapılan birçok evlilikten de anlayabiliriz.
- El simgesi Hristiyan söylencelerinde ise Hz. Meryem'in tanrıça statüsünde görülür ve kutsal kabul edilir. Değerli kardeşimiz, Bu itikadın İslam'da yeri yoktur.
- Bazı bilgilere göre, Hz. Fatıma'nın gece defnedilmesini kendisi istemiştir. Sebebi de gündüz, kadınların da cenazelerinin konulduğu tabutların üstününün örtülemeyip açıkta olmasıdır. O bundan hoşlanmadığı için, gece defnedilmesini istemiştir.
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Hz. Fâtıma, Resûlullah'ın ölümünden beş buçuk ay sonra 3 Ramazan 11 (22 Kasım 632) tarihinde vefat etti. Muhammed el-Bâkır'ın belirttiğine göre Fâtıma'yı Hz. Ali yıkadı (Zehebî, Aʿlâmü'n-nübelâʾ, II, 128).
Ali'den dört yüz dirhem gümüşü uygun gören Efendimiz (asm), onun zırhı ve atından başka bir şeyinin olmadığını öğrenince zırhını satmasını söyler. Hz. Ali (ra) dört yüzseksen dirhem gümüşe zırhını satar ve bunun dört yüz dirhemi mehir olarak Hz. Fâtıma (ra)'ya verilir.
Tüm eş ve cariyelerinden 14 erkek, 18 de kızı olduğu bilinen Hz. Ali'nin oğullarının çoğu ise Hicret'in 61. senesinde yapılan Kerbala Savaşı esnasında vefat etmiştir. Soyu ise Hasan, Hüseyin, Abbas, Ömer ve Muhammed ile devam etmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) Hz. Ali'ye şöyle buyurdu: "Ben Seni yeryüzünde Fatıma ile evlendirmeden önce, Alah gökte Seni O'nunla evlendirdi.
Fâtıma, babasının peygamberliğinden beş yıl önce, Hz. Muhammed 35 yaşlarında ve Kabe yeniden yapılırken doğmuş, ikinci Hicret yılında 17-18 yaşlarındayken Hz. Ali ile evlenmiş ve babasının vefatından altı ay sonra, 29-30 yaşındayken ölmüştür.
Fatıma bint Muhammed, Fatıme Zehra, Fatimeh El Zehra veya Ez Zehra (Arapça: فاطمة الزهراء, Farsça: فاطمه زهرا), İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.
[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma'ya (a.s) zulüm edildiği için[4], o eşi Ali'ye (a.s) geceleyin kendisini yıkamasını, kefenlemesini ve toprağa vermesini vasiyet etmiş ve böylece ona zulüm edenlerin cenaze merasimine katılmaması hedeflenmiştir. Aynı şekilde onun kabrinin gizli kalması kararı da alınmıştı.
Fatıma'ya (s.a) ek olarak Hz. Meryem (s.a) ve diğer peygamber kızları da asla adet görmemiştir.
Fatıma İslam coğrafyasında ki lakabı "Beyaz parlak ay gibi yüzü olan kadın" anlamını taşıyan Zehra'dır. Hz. Fatıma 25 yaşında Medine şehrinde 632 yılında vefat etmiştir.
Mükemmel Hediye: Meryem Ana kolyesi, Meryem Ana'ya dua etmek için takılır ve özel günlerde eşler, anneler ve büyükanneler için bir hediyedir.
İsa Peygamber'in annesi olan Meryem Anne'yi temsilen yapılmış olan bu kolyemiz, kutsal bir simgedir. Dininiz ne olursa olsun, Meryem Ana Kolye şık ve göz alıcı bir tasarıma sahip, bu yüzden hiç çekinmeden kullanabilirsiniz.
İnanışa göre Hz. Meryem, İsa Mesih'i doğuracağı sırada bir dalı sıkıca tutar. Bu dal bir el şeklini alır. Böylelikle güçlüklere karşı tutunacak bir dal, bir dayanıklılık sembolü haline gelmiştir.
Hazret-i Ömer (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederidir. Hazret-i Ali'nin de damadıdır. Hayatta iken ismen Cennet ile müjdelenmiş on kişiden ikincisi olup, Hazret-i Ebu Bekir'den sonra eshab-ı kiramın en büyüğü, başka bir ifade ile, Peygamberlerden sonra insanların üstünlükte ikincisidir.
Hz. Ömer'in ısrarının sebebi kendi ifadesine göre Resûl-i Ekrem'le arasındaki akrabalık ilişkisini güçlendirme arzusudur. Sonunda Hz. Ömer Ümmü Külsûm'le evlendi, bu evlilikten Zeyd ve Rukıyye adlarında iki çocukları oldu.
Bu konuda İslam tarihi kitaplarındaki rivayetler şunlardır: - Rasûlullah'ın kızı Ümmü Gülsüm, Uteybe b. Ebu Leheb ile nikahlanmış fakat düğünleri henüz olmamıştı.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri