Hititlerin Anadolu'ya gelirken Kafkasya'dan geçerek Çanakkale Boğazı üzerinden geldikleri ve Karadeniz tarafından geldikleri ile ilgili bazı söylentiler vardır. Fakat en çok inanılan görüş Kafkasya üzerinden gelmiş oldukları yönünde olandır.
MÖ 3000 yıllarında pek iyi bilinmeyen nedenlerden ötürü güneye doğru göçe başlayan Kuzey Avrupa kavimlerinden birisi olan Hititler, Anadoluya MÖ 2100-2000 yılları arasında Kafkasya üzerinden gelmişler ve Doğu ve Güneydoğu Anadoluya geçmişlerdir.
İlk Çağ Anadolu uygarlıklarından olan Hititler; M.Ö. 1650 ile M.Ö. 700 yılları arasında Anadolu ve Suriye coğrafyasında hüküm sürmüş olan bir medeniyettir. Anadolu'da yaşayan halkları bünyesinde toplayarak büyük bir merkezi imparatorluk kurmayı başarmış olan Hitit İmparatorluğu başkenti Hattuşaş'tır.
Hititler, Hint-Avrupa kökenli bir uygarlıktı.
Hint-Avrupalı ya da bazı araştırmacılara göre Türk kökenli bir kavim olan Hititler, MÖ 3000 yıllarının sonunda küçük gruplar halinde Kafkaslar üzerinden Anadolu'ya girerek yerli halk Hatti nüfusu ile karışmış, Hitit Devleti'ni kurmuşlardır. Başkentleri Boğazkale-Hattuşa'dır.
İlgili 37 soru bulundu
17.yy'da Anadolu ve Suriye'nin önemli bir bölümünü içine alarak Fırat ırmağından Ege kıyılarına kadar uzanan Hitit uygarlığından İ. Ö. 1200 yıllarına gelindiğinde geriye pek bir şey kalmamıştı. Yani 500 yıllık uygarlık kaybolup gitti.
Daha sonra Asurlular Sam'al kentini aldı ve kenti yaktı, yıktı. Bu olaydan sonra Asur valileri tarafından yönetildi ve Asur iradesi orada kalıcı olmuştur. II. Şarrukin zamanında Asurlular; Elam, Frigya, Mısır ve Urartularla ittifak kuran Geç Hitit Devletleri'yle mücadele etmiştir.
Hititlerin Anadolu'ya kuzey Karadeniz üzerinden veya kuzeydoğudan, Kafkaslar üzerinden geldikleri ve Kızılırmak kavisinin kuzey kesimine yerleşmiş oldukları değerlendirilmektedir.
1285 yılında Mısırlılarla tarihte bilinen ilk uluslararası yazılı barış antlaşmasını imzalayan Hititler, ilk tarihi çivi yazısını bulmuştur. Hititlerin insanlığa katkılarının başında çivi yazısı ve hiyeroglifler gelmektedir.
Hititler, MÖ 1600'lü yıllarda Anadolu'ya yerleşerek, Hattuşaş'ta bir imparatorluk kuran ve kökenleri Hint-Avrupa ailesine dayanan bir topluluktur. Hitit İmparatorluğu, MÖ 1300'lerin ortalarında en geniş sınırlarına ulaşarak, yukarı Mezopotamya'dan Doğu Akdeniz ülkelerine kadar yayılmıştır.
Hititler'in başkenti Hattuşa Çorum'un güneybatısında, Boğazkale İlçesi'nde yer almaktadır. 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu'da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur.
Şuppiluliuma (yaklaşık MÖ 1344 - MÖ 1322), adı Hititçe olan ilk Hitit kralı. Şuppi Hititçe saf, luli ise kaynak anlamındayken; Şuppiluliuma, saf kaynaklı anlamı taşır. Yaklaşık 35 yıl boyunca Yakın Doğu tarihine damgasını vuran Hitit kralı, Hitit Krallığı'nı imparatorluğa dönüştüren hükümdar olarak kabul edilir.
Mezopotamya uygarlıkları denilince akla ilk gelen uygarlıklardan olan Hititler Anadolu'da Kafkasya'dan gelmişlerdir. Hititler Anadolu'da Kızılırmak çevresinde kurulan bir Mezopotamya uygarlığıdır. Hattuşah şehrini başkent seçmişlerdir. Suriye topraklarında imzalamış oldukları Kadeş antlaşması ile bilinmektedirler.
1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu'da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö.
Milattan önce 1650 ve 1200 yılları arasında varlık gösteren Hittiler, ilk anayasayı geliştirmiş ve kadın haklarına önem vermiştir. En eski uygarlıklardan biri olan Hittiler 5 bin yıllık tarihe sahiptir. Başkenti Hattuşa olan Hitit Uygarlığı, Çorum yakınlarında bulunmaktadır.
Tarihsel iklim değişimleri ile insanlık tarihini bir araya getiren bir araştırma, Orta Anadolu'da MÖ 1198 ve 1196 yılları arasında yaşanan bir kuraklığın Hititlerin başkenti Hattuşaş'ın terk edilmesine, bunun sonucunda da Hitit uygarlığının çökmesine neden olmuş olabileceğini ortaya koydu.
Hitit dini çok tanrılı bir dindir; panteonun (tanrılar ailesi) içinde binlerce tanrı ve tanrıça vardır ve bunların pek çoğu diğer kavimlerin dinlerinden alınmıştır.
Anadolu'ya Kafkaslardan gelmiş oldukları tahmin edilmekte olan Hitit medeniyeti, Anadolu topraklarının Kapadokya bölgesinde kurulmuştur. Hititler medeniyetinin başkenti ise Hattuşaş yani Boğazköy olmaktadır.
Hitit kralları Anallarda, yaptıkları bütün savaş, barış vb. faaliyetlerini tarafsız bir şekilde anlatmışlardır. Bir nevi Hititlerin tanrılara hesap vermek için yazdıkları günlüğün ismidir. Anallar tanrılara hesap vermek amacıyla yazıldıkları için güvenilir bir kaynak olarak kabul edilir.
Hattuşaş Antik Kenti UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Mirasları listesine eklenmiştir. Hattuşaş sözcüğü Hatti insanlarının verdiği orijinal ad olan Hattus'tan gelmiştir. Hitit İmparatoru I. Hattuşili'nin ismi devletin başkentinden gelmektedir ve anlamı “Hattuşaş'lı Adam”dır.
Hititler, Asurluların Anadolu'dan çıkma zorunda kalmasıyla devlet idaresini ellerine almışlardır. Anadolu'nun yerli halkıyla kaynaşıp Hitit Devleti'ni kurmuşlardır. Bu devletin kurucusu Labarna'dır. Başkenti ise Boğazkale-Hattuşa'dır.
Hele adı Hatti olan kavmi "Proto-Hatti" diye anmak büsbütün anlamsızdır. Ancak kültürel açıdan bakıldığına Anadolu Hatti sanatının Hititler tarafından alındığını ve köklü Hatti geleneğinin Hititlerde yaşadığını görürüz. Hatti yer isimleri, şahıs isimleri ve efsaneleri Hitit kültüründe yer almıştır.
Hitit dili, neşili, ya da neşumnili: Neşa
Hititçe (Luvice ve Palaca ile birlikte) birçok kola ayrılan, aralarında Hint-iran, Yunan, İtalik, Kelt, Cermen ve Slav dillerinin de bulunduğu Hint Avrupa diller grubundandır. Bilinen en eski Hint-Avrupa dili Hititçe'dir. En eski Hititçe metinler 16. yy.a tarihlenmektedir.
Güneş kursu, Hitit uygarlığı ve sanatının simgesi sayılan bir nesnedir. Güneşi simgeleyen dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur.
Bu arada gittikçe güçlenen ve M.Ö. 1270 yılında Mitanni Devletini yıkan Asur Devleti tehlike oluşturmaktadır. Nitekim, IV. Tuthaliya zamanında, Asur kralı I. Tukulti-Ninurta ile Nihriya'da bir savaş olmuş, Asur kayıtlarına göre Fırat Nehrini geçen Asur kuvvetleri 28800 Hititliyi esir olarak götürmüşlerdir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri