Buna göre ilk hükümdar çiftinin Hattice adı T/Labarna ve Tavananna, M.Ö. 15. Yüzyıldan itibaren Hitit kral çiftinin ünvanı olmuştur(7). Hitit'lerin dilinde ise Tabarna-"Egemen Kral", Tavananna-"Egemen Kraliçe" anlamlarına geliyordu.
* Eski Hitit Devleti'nde kralın yanında “Pankuš” adı verilen bir meclis bulunmaktadır.
Hitit devletinin kurucusu kimi kaynaklarda I. Hattuşili olarak belirtiliyor olsa da Telipinu fermanında aktarıldığı üzere, bir önceki kral Labarna'nın zamanında Anadolu'nun çeşitli bölgelerinin fethedildiği anlaşılmaktadır.
LUGAL. GAL "Büyük Kraliçe" (Hititçesi şakuvaşşar) ve tavananna "Egemen Kraliçe", Hitit kralına eşit, memleketinde hükmetme yetkisi olan, dış politikaya bizzat karışan, devletlerarası hukukta söz sahibi, krallığın bağımsız bir kadın temsilcisidir[27]. Büyük Kraliçe- SAL.LUGAL. GAL, egemen kralın meşreı eşidir.
I. Hattuşili (MÖ 1650-1620) Hitit Krallığı'nın kurucusu olarak kabul edilmektedir. I. Hattuşili bugün Boğazköy/Boğazkale (Çorum) olarak adlandırılan Hattuşa 'da Hitit Krallığı'nı kurmuştur (Kaya, 2017: 117, 137) I.
İlgili 36 soru bulundu
Hitit adı Eski Ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir. Bugün Hitit diye anılan bu halkın kendilerine "Nesi dili konuşan" anlamında Nesili dediklerini biliyoruz. Hititler kendilerine "Neşalılar" diyorlardı.
Hitit Devleti'nin son aşamasına tarihlenen Hititçe çivi yazılı belgeler arasında Orta Krallık'tan itibaren bilinen Mukišli Kadın Allaiturahhi'nin büyü ritüelleri de bulunmaktadır. Bu ritüeller Hitit Devleti'nin son kralı II. Šuppiluliuma için kullanılmıştır.
Tavananna devlet işlerinde etkindi; öyle ki adı kraliyet mühründe bile bulunmakta, antlaşmalar ve devlet yazışmalarında kralın adının yanında yer almaktaydı. Savaş veya yolculuk gibi durumlardan meydana gelen kralın yokluğunda krala vekalet eder, yetkilerini üstüne alırdı.
Pankuş, (veya yalın haliyle panku-) Hitit devletinde bir meclis ya da kurul şeklinde çalışmış organizasyonun ismidir. Hitit dilinde "topluluk, kurul, grup" manasına geldiği gibi "tüm, bütün; hepsi, tamamı" manasıyla da kullanılır.
Hititler'de Mezopotamya tanrıçası İştar da çeşitli adlarla anılmakta ve büyük önem taşımaktaydı. Bununla birlikte aynı kökenden suların tanrısı Ea ve Damnika, Güneş tanrısı Şamaş ve karısı Aya ve Ay tanrısı Sin, Hitit panteonunda yer almışlardır.
1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu'da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö.
Araştırmacıları tarafından cevabı en çok merak edilen sorulardan biri de Hititler Türk mü sorusudur. Hititlerin Türk olduğuna dair herhangi bir tarihsel kanıt bulunmamaktadır.
Şuppiluliuma (yaklaşık MÖ 1344 - MÖ 1322), adı Hititçe olan ilk Hitit kralı. Şuppi Hititçe saf, luli ise kaynak anlamındayken; Şuppiluliuma, saf kaynaklı anlamı taşır. Yaklaşık 35 yıl boyunca Yakın Doğu tarihine damgasını vuran Hitit kralı, Hitit Krallığı'nı imparatorluğa dönüştüren hükümdar olarak kabul edilir.
Hititler'in başkenti Hattuşa Çorum'un güneybatısında, Boğazkale İlçesi'nde yer almaktadır. 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu'da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur.
Bazı araştırmacıların Kargaşa Dönemi ya da Gâsıp Krallar Devri olarak adlandırdığı I.Muršili'nin ölümü (±MÖ 1595) ile başlayıp Telipinu'nun tahta geçişine (±MÖ 1525) kadar geçen bu sürede, Hitit Devleti'nin sınırları küçülmüş ve yaşanan istikrarsızlık sonucu Hitit Devleti yıkılmanın eşiğine gelmiştir.
Hitit kanunlarının ilk olarak hangi kral tara- fından yazdırıldığı kesin olarak bilinmemek- tedir. Hitit kralları ihtiyaç duydukça birtakım ilaveler yaparak, Eski Krallık Dönemi'nden (MÖ 1750-1450) beri mevcut olan kanunları birkaç defa yeniden yazdırmışlardır (Memiş, 1995:203).
Yasal belgeyi tam olarak kimin yazdığı bilinmemekle birlikte, bazı tarihçiler kaynağının Hitit toplumunda önemli veya yüksek güç sahibi biri olduğuna ve bunun bir kral bile olabileceğine inanmaktadır.
Puduhepa, MÖ 13. yüzyılda yaşamış Hitit hükümdarı III. Hattuşili'nin karısı ve Hitit İmparatorluğu'nun kraliçesi (tavananna)'dir.
Hitit kralları baş yargıç olarak, hâkimlerin çözümleyemedikleri önemli ve zor davalara bakmıştır. Kralın başkanlık ettiği bu yüksek mahkeme, yeminlerini bozan vasal krallıkların durumu, asiller arasındaki davalar, vasal beylikler arasındaki anlaşmazlıklar ve ölüm cezaları hakkında hüküm verme yetkisine sahipti.
Mısır belgelerinden öğrendiğimize göre (Ceram, 1994, sf. 143), birçok farklı halktan oluşan “deniz kavimleri[9]”, MÖ 1250 dolaylarında, önce Troya'yı sonra da 1190 dolayında Hattuşa'yı yakıp yıktılar.
Sonuç olarak Hitit Devletinde kral tanrı değildir ve kral ancak öldükten sonra tanrı olabilirdi.
Hitit dili ile Çerkez dili arasında büyük benzerlikler saptayan Arslan, Rastlantı olamaz. Bir köken birliği söz konusu. Bu coğrafyada mutlak bir dil alış-verişi var diye konuşuyor. Arslan, Çerkez-Adıge boyunun 12 lehçesiyle Abazaca ve Osetçe biliyor.
Hititler, MÖ 1600'lü yıllarda Anadolu'ya yerleşerek, Hattuşaş'ta bir imparatorluk kuran ve kökenleri Hint-Avrupa ailesine dayanan bir topluluktur. Hitit İmparatorluğu, MÖ 1300'lerin ortalarında en geniş sınırlarına ulaşarak, yukarı Mezopotamya'dan Doğu Akdeniz ülkelerine kadar yayılmıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri