Belirsizliğin ilkesi olan madde, belirliliğin ilkesi olan sûreti alma kabiliyet veya kuvvetinde olduğundan oluş sürecinde değişmenin imkânı anlamında bir sebep teşkil etmekte ve buna maddî (heyûlânî) sebep denilmektedir.
Yunanca ''hule'' kelimesinden türetilen heyula kelimesi önce Arapçaya ardından Türkçeye geçmiştir. Heyula görünüşü korkunç olan hayalet anlamına gelir. Yunan felsefesinde ''prima materia'' olarak geçen ilk maddeye de heyula denir. Tasavvuf inancına göre evrendeki her şey bu ilk maddeden yani heyuladan yaratılmıştır.
Kindî'nin tarifine göre heyûlâ “sûretleri taşıyan, edilgin, cevherî güç”tür. Kindî bu kavrama özellikle duyulur (mahsûs) âlemi temellendirirken başvurur. Bir varlığı cismanî ve duyulur kılan onun heyûlâsıdır.
Heyûlâ sözlükte özdek, tasarım, imge anlamlarında kullanılmakla birlikte Yunanca hyle sözcüğünün Arapçalaştırılmış halidir.
İlk aklın Allah'a nisbetle mümkün varlık olması ve kendini düşünmesi sonucunda ondan ikinci akıl, birinci gök (el-felekü'l-a'lâ) ve bu feleğin nefsi meydana gelir. Buna göre ilk aklın bu iki yönlü fonksiyonu âlemdeki çokluğun sebebidir.
İlgili 41 soru bulundu
Heyulani akıl, başka bir bakımdan, yani etkin akılla ilişkisi açısından ise, edilgin akıldır. Çünkü o, etkin değil edilgin durumdadır. Bu akıl insan ruhunun veya nefsinin bir parçasıdır. Aynı zamanda bu yeti insanın türsel ayrımını sağlayan bir surettir.
Bunlar en kabadan en inceye doğru; 1) Akl-ı meaş, 2) Akl-ı mead, 3) Akl-ı selim, 4) Akl-ı nurani, 5) Akl-ı ruhani, 6) Akl-ı sultani, 7) Akl-ı evvel(Akl-ı küll)'dir ve nefs mertebeleriyle ilişkilidirler.
Modern Batı dillerinde hyle, hylé şeklinde yazılan Grekçe üle kelimesinden Arapça'ya giren heyûlâ, Aristo felsefesinin İslâm dünyasına geçmesinden sonra bu felsefedeki terim anlamıyla İslâm düşüncesi alanında da kullanılmaya başlanmıştır.
Maddetü'l-Hayat veya Maidetü'l-Hayat, Akşemseddin'in Türkçe olarak tıp ilmini dair kaleme aldığı Risâletü'n-fi't-Tıb olarak da bilinen bir eseridir. Akşemseddin, bitkilerin eczacılıkta yerini ve bitkilerin hastalıkların tedavisinde önemini anlatan bu eserde, ayni zamanda mikrobun katılımını ve bulaşmasını ele almıştır.
Grekçe (Grekçe: Ἑλληνικὴ, romanize: Hellēnikḕ) veya Antik Yunan dili (Grekçe: ἀρχαῖα ἑλληνικὴ γλῶσσα, romanize: archaîa hellēnikḕ glôssa), Antik Yunanistan'da ve Doğu Akdeniz havzasında MÖ 9. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar konuşulmuş olan ölü bir dildir.
Kindî veya tam adıyla Ebu Yusuf Yakub bin İshak el-Sebbah el-Kindî (Arapça: أبو يوسف يعقوب بن إسحاق الصبّاح الكندي; d. 801, Basra - ö. 873, Bağdat), felsefe, tıp, matematik astronomi, ilahiyat, psikoloji, fizik, kimya ve müziğe kadar pek çok bilim dalında eser yazan Arap bilim insanı.
Kindî (ö. 252/866) Allah'ın varlığını ispat etmek için Hudus delili, İllet-Ma'lul delili, Birlik-Çokluk veya İlk İllet Delili, Gaye ve Nizam delilini kullanmıştır. Bu delil “âlem delili” olarak da adlandırılan “kozmolojik delil”in bir türüdür.
Kindî, Kitâb fi'l-Felsefeti'l Ûlâ adlı risâlesinde metafiziği “ilk felsefe” olarak adlandırır. Ona göre metafizik, değişmez varlık alanını inceleyen bir bilim olarak Tanrı'yı inceleyen bir bilimdir.
Halide Edib'in ilk romanı Heyulâ, 1909'da tefrika edilir.
M. Şemsettin Günaltay'ın (ö. 1961) Allah'ın varlığını ispat için kullanılan çeşitli delillerle ruh konusundaki muhtelif nazariyelere dair eseri.
İlk Müslüman Filozof: Kindi.
Miletli Thales (Grekçe: Θαλῆς, Thalēs; y. MÖ 624/623 – MÖ 548/545), Milet, İyonya'dan bir Antik Yunan matematikçi, astronom ve Sokrat öncesi filozoftu. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak adlandırılır.
Arapçada har, sıcaklık ve ateş anlamına gelmektedir.
Kur'ân-ı Kerîm'de Âd kavmine gönderildiği bildirilen peygamber. Allah'tan vahiy yoluyla aldığı bilgileri ve emirleri tebliğ etmek, muhataplarını hak dine çağırmakla görevlendirilen yüksek vasıflı kimse.
lahız - لاحظ
(حِ) [ ع . ] (اِفا.) 1 - به دنبال چشم نگرنده . 2 - نگرنده .
Terim olarak mebde Allah'ın mahlûkatı ilkin yarattığı sürecin, meâd ise dünya hayatının son bulmasıyla ebedî olan âhiret hayatını başlatacağı dönemin adıdır.
Zihnî tecridata ve imâl-ı fikre dayanan akıl, cüz'i akıldır. Bunun karşısında veya daha geniş alanında dinî akıl vardır. Bu kimilerine göre küllî akıldır.
Allah akılla bilinir ama akılla tanınamaz. O'nu ﷻ tanımak için vahye, vahyi anlamak için Peygambere ﷺ
Hadislerde geçen akıl kelimesi “deveyi veya başka bir şeyi bağlamak, zapt etmek; diyet vermek” gibi sözlük anlamları yanında “hatırda tutmak, anlamak ve bilmek” gibi terim anlamlarını da ifade eder.
Sözlükte “kuruntu, zan, tahmin; içe doğan şey” anlamındaki vehm (çoğulu evhâm) bilgi değeri açısından “iki önermeden tercihe uzak ve iki kanaatin daha zayıf olanı, gelecekle ilgili zan, tahmin ve hayal” mânasında kullanılır. Bazan iki önermeden doğruya yakın olanı için zan, uzak olanı için vehim denilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri