genellikle çoğu insan bir iç sese sahip olduğunu söylüyor. belki ben de o gruba dahilim. ama nevada üniversitesi'nden bir psikoloji profesörü olan russell hurlburt'un yaptığı kapsamlı bir deney, aslında herkesin bir iç sesi ya da bir iç monoloğu olmadığını ortaya koyuyor.
Muhakeme, ben şu meseleyi böyle mi yapıyım, böyle mi, buradan çıkınca Üsküdar'a mı gideyim, Kadıköy'e mi gideyim, bu meselenin artısı, eksisi nedir diye tartmak bu bir muhakemedir, tamamen normaldir. Kişiler uykuya dalarken, veya uyanırken herhangi bir iç ses duyması tamamen normal kabul edilir.
Halk arası açıklamalara göre içimizdeki ses, vicdanımızın sesidir. Psikolojide buna "iç ses" ya da "iç monolog" diyoruz. Gün içinde defalarca iç sesimizi duyarız. Örneğin bir video oyunu oynarken "bu son el" deriz.
Ancak ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde bu titreşimler boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Kokleaya ulaşan bu titreşimlerin frekansı havada yayılan sesin frekansından daha düşüktür. Kendi sesimizi bu iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi şeklinde algılarız.
Yapılan araştırmalar, iç sesimizin oluştuğu zamanlarda, beynimizde dil ve konuşmadan sorumlu olan Broca alanının aktive olduğunu gösteriyor. Vygotsky'nin yaptığı bir başka araştırmada ise, iç ses oluştuğunda gırtlağın aktive olduğu gözlemlenmiş.
İlgili 43 soru bulundu
İçimizdeki Ses (Mehmet Yıldız) - Fiyat & Satın Al | D&R.
Ses tellerinden çıkan titreşimler üç küçük kemikçiği yok sayarak direkt iç kulağa ulaşır. Sesimizi normalden daha düşük tonla duymamız da bundan dolayıdır. Kendi sesimi nasıl dinlerim? Ses havada kırıldığı için sen direkt iç kulaktan beyne iletilen sesi duyarsın yani kimsenin aslında duymadığı bir ses.
Ses kayıt cihazları sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için, sesin vücut içinde iletilen bileşeni duyulamıyor. Bu yüzden kayıt cihazından dinlenilen ses, sahibine farklı geliyor.
Hava yardımıyla dış kulaktan gelen sesi titreşimsel olarak iç kulağa iletir. Konuştuğumuzda hem kendi sesimizi hem de havada oluşan yansımasını duyarız. Ses tellerinden çıkan titreşimler üç küçük kemikçiği yok sayarak direkt iç kulağa ulaşır. Sesimizi normalden daha düşük tonla duymamız da bundan dolayıdır.
Peki, monolog ve içsel konuşma farkı nedir, bundan da bahsedelim: İçsel konuşma zihinde sessizce gerçekleşirken monolog yüksek sesle yapılan uzun konuşmalara denir. Ama bazı kaynaklarda içsel konuşma, iç monolog olarak da geçer. İçsel konuşma; bilinçli düşüncelerle bilinçsiz inanç ve ön yargıları birleştirir.
Erkeklerde; tenor, bariton, bas. Kadınlarda; soprano, mezzo-soprano ve altodur.
İnsan beyni belirli işlevlere sahip birkaç bölümden oluşur ve konuşmamızı sağlayan bölüme de Broca Alanı deniyor. Araştırmalarda yüksek sesle konuşurken aktif olan bu alan içimizden konuştuğumuz zaman da aktif oluyor hatta yüksek sesle konuşurken kullandığımız gırtlağımız da içimizden konuştuğumuzda aktif oluyor.
Kafa ve boyun yaralanmaları: Kafa travmaları, boyun yaralanmaları ve temporomandibular eklem bozuklukları kulak çınlamasına neden olabilir. Stres ve anksiyete: Yüksek stres seviyeleri, anksiyete bozuklukları ve depresyon bazı kişilerde kulak çınlamasını tetikleyebilir.
Şarkı söylemek hem iç sesinizi unutturabilir hem de sizi rahatlatabilir. Meditasyon, yoga yapmak sizi olumsuz düşüncelerden arındırır ve iç sesinizi susturabilir. Olumlu sözcükler kullanmak hem düşüncelerinizi hem de bakış açınızı olumluya dönüştürür ve iç sesten sizi kurtarabilir.
Seçilen kişiler çatışan kişilerin iç sesi (kafa sesi) olurlar. O karakterin, sanki sesli olarak düşünüyormuş gibi çatışan düşüncelerini dile getirilirler ya da ahlaki ve siyasi tercihlere dayalı olarak karaktere önerilerde bulunabilirler.
Cevap : Bireylerde ses kalınlaşması ergenlik döneminde genellikle 13 ila 14 yaşlarında iken gerçekleşmektedir. Kişi 15 yaşını doldurduğunda ses tonu belirli düzeyde oturmaktadır.
Ergenlik döneminde, erkek çocuklarda perde yaklaşık bir oktav düşer. Kızlarda temel frekanstaki düşüş daha az olmakla birlikte, ergenlik döneminde erişkin düzeyine iner. Ergenlikte ses değişimi ortalama 3-6 ayda tamamlanırken en fazla 1 yıl sürer. Kızlarda ses değişimi 15 yaşında, erkeklerde 14-15 yaşında tamamlanır.
Ağzımızdan çıkan sesin frekansı ağzımızın içindeki havaya bağlıdır. Ses, helyumda havadakinden daha hızlı yayıldığı için helyum gazını soluduğumuzda sesimiz daha yüksek bir perdeden çıkar.
"Sesin ortaya çıkışında sadece ses telleri görev almamaktadır. Ham ses, ses telleri tarafından ortaya çıkar. Ancak ses rengi; dil, damak, dişler, dudaklar ile şekillendirilmektedir. Bu yapılar değiştirilemediği için sesi herhangi birinin sesine benzetmek teknik olarak şuan için mümkün değildir.
Ses tellerimiz yaşamımız boyunca iki dönemde büyük değişikliğe uğrar. Sesimizdeki ilk büyük değişim ergenlikte gırtlağın bü- yüyerek sesi derinleştirmesiyle başlar. Büyüyen gırtlak içe- risinde titreşecek daha fazla alana sahip olan ses tellerin- de titreşim miktarı azalarak daha pes sesler üretilir.
Kalbin dinlenilmesi dinleme aleti (steteskop) ile olur. Klasik steteskoplarda, dinlenecek odağa konulan çan kısmı ve kulağa yerleştirilen kısım bulunur. Son yıllarda sesleri yükselterek daha iyi duyulur hale getiren dijital steteskoplar da yapılmıştır.
İçten Okuma
Tanımı: Gözlerin ve ses çıkarmadan, ses organlarının çeşitli hareketlerinden meydana gelen bir okuma alışkanlığıdır. Bu okuma alışkanlığı çok yavaş olduğu için, zihni meşgul etmediğinden okunanı anlama söz konusu değildir.
Yaşadığınız olumsuz olayın içinde zaten üzgün ve kırılganken sessizce bekleyen avcı gibi bu iç ses gelir ve saldırmaya başlar. Hali hazırda hissettiğiniz üzüntüyü, acıyı, hakaretleri ve söyledikleriyle daha da derinleştirir. Kendinizle ilgili olumsuz inançlar geliştirmenize, negatif kognisyonlara yol açar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri