Deniz balıkları (sınıf Osteichtyes), sürekli olarak derilerinden, özellikle de solungaçları yoluyla su kaybederler. Bu kaybı karşılamak için bu balıklar, besin içinde ve doğrudan bol miktarda deniz suyu içerler.
Sonuç olarak, deniz memelileri yiyecekleri ile su alımını düzenlerken, deniz kuşları ve sürüngenler tuzlu su içebilir ancak oradan özel bezler yoluyla salgılarlar.
Tatlı su kaynaklarına ulaşamasalar da deniz suyunu içebilirler. Burunlarındaki bir bez yardımı ile vücutlarındaki fazla tuzu süzerler, bu tuzu da baş sallama hareketi ile dışarı atarlar.
Anlaşıldığı üzere çok geniş bir beslenme aralığına sahipler. Martılara simiti sevdiren tek ülkeyiz. -Tatlısuyu tercih etseler de, hem deniz suyu hem de tatlı su içebilirler. Deniz suyu içebilirler çünkü sodyum kloriti kan dolaşımından uzaklaştıran supraorbital bezleri vardır.
Zaten baleen (dişsiz balinaların ağız için keratin filamentleri) sayesinde suyu süzerek besleniyorlar.
İlgili 24 soru bulundu
Yaşamın kaynağı olan su, canlıların vücutlarında farklı yoğunluklarda bulunur. Bu, suyu tüm canlıların -su içinde yaşayanlar da dâhil- fizyolojik olarak kullandığı anlamına gelir. Evet, balıklar da su içer.
Balıklar tatlı su ve tuzlu su balığı olarak ikiye ayrılmaktadır. Tatlı su balıkları solungaçları ve derileri sayesinde suyu absorbe ederler. Tuzlu su balıkları su içmektedir.
Şafi Mezhebine baktığımızda ise Martı ve benzeri kuş türlerinin deniz kuşu olduğu söylenmektedir. Bundan dolayı Martı etinin yenen kuş türleri arasında yer aldığı söylenir. Bu mezhebe göre Martı eti yemek helaldir ve bir sakıncası yoktur.
Su döngüsü adı verilen süreçte su atmosfer ve yeryüzü arasında kesintisiz olarak hareket eder. Bu süreçte Güneş'ten gelen enerji deniz yüzeyindeki saf suyun buharlaşarak atmosfere karışmasına neden olurken çözünmüş iyonlar suda kalır. Bu nedenle zamanla deniz ve okyanus sularındaki tuz yoğunluğu artar.
Tamam, yani kuşlar yuvalarında uyumaz.
Su molekülleri uzun dalga halinde gelen kırmızı, turuncu, sarı ve yeşil ışığı daha iyi emiyor. Mavi ise daha kısa dalga boyuna sahip olduğu için kalıyor. Yani mavi ışığın emilme olasılığı daha az olduğu için daha derinlere inip derin suların mavi görünmesine neden oluyor.
Yeryüzünde bulunan suyun %96,5'i okyanuslarımızda bulunur; fakat bu su, tuzla doygun haldedir ve içilemez.
Plastik üretiminde, soğutma sistemlerinde, ilaç üretimlerinde, araçların akülerinde, ütülerde ve birçok alanda saf su kullanılmaktadır. Canlılar kesinlikle saf su tüketmemelilerdir. Saf su tüketimi tüm sindirim sistemini bozmakla beraber aynı zamanda vücudumuzun elektroliz dengesiyle oynamaktadır.
Bu farenin en ilginç özelliklerinden biri ise hiç su içmeden yaşayabilmesi. IUCN'in 'kırmızı' listesinde bulunan kanguru faresi, dünyanın en ilginç 19 hayvanından biri olarak kabul ediliyor.
İçecekleri suyun ılık olmasına dikkat edilir. İneklere içerisine arpa, buğday, yulaf unları katılmış ılık tuzlu su vermek faydalıdır. Yeni doğuran dişileri hava ceryanlarından korumak gerekir, ahırlarda karşılıklı kapı ve pencerelerin açık bırakılmamasına özellikle dikkat edilir.
Eğer tuzlu su ya da deniz suyu içerseniz, aslında hiç su içmemiş gibi olursunuz ve üstelik bir de su kaybedersiniz. Bu durumda vücut sıvıları tükenir, kas krampları meydana gelir, ağızda kuruma gözlemlenir ve tabii ki susarsınız.
Balinaların buna rağmen aç olduğu ve son öğünlerini Norveç sularında yediği düşünülüyor. 15 tonluk bir sperm balinası yaşamını sürdürmek için yaklaşık 450 kg gıdaya ihtiyaç duyabilir, fakat midesinde plastikten başka yediği hiçbir şey bulunmadı.
Uzun Balina (Balaenoptera physalus)
merkezi ve batı Akdeniz'de sık görülür.
Dünyadaki bütün okyanuslardaki ortalama tuzluluk yaklaşık %3.5'tur. Bu oran, her bir kilogram (ya da litre) deniz suyuda yaklaşık 35 gram çözünmüş tuz (çoğunluğu sodyum klorür iyonları olan Na+ ve Cl-) içeriğini belirtir. Deniz suyunun ortalama yoğunluğu su yüzeyinde 1.025 g/ml (1025 kg/m³)'dir.
Buna göre ahtapot, yengeç, kaplumbağa ve su yılanının yenmesi helal değildir (Remlî Nihayetu'l-Muhtac, VIII, 113,150-152.)"
Kirpinin avlanması ve bilinçsizce tüketilme hem ekolojik dengenin bozulmasına, hem de insan sağlığı açısından ciddi tehlikelere yol açabilir. Bu yüzden kirpi etinin tüketilmesi, önerilmemektedir.
Haşaratlar da yenmez: Haşarat, yani toprak içinde yuvası olan küçük hayvanlar, helal değildir. Fare, akrep, yılan çeşitleri, kertenkele, timsah, kene, semender, kurbağa, kaplumbağa, salyangoz, arı, sivrisinek, karasinek, köstebek, kirpi, tahtaku rusu, bit, pire gibi haşarat yenmez.
Balıklar sesleri bizim duyduğumuz titreşim frekansına göre duyarlar ama balık türleri arasında sese duyarlılık farklılık gösterir. Balıkların işitmesi titreşimin duyulmasının balığın bir cevap hareketi ile desteklenmesine bağlıdır.
tür balıklar aydınlıkta renkleri aynen görmekle birlikte, karanlıkta sadece tonları algılayabilir. Bütün renkleri, su. içinde farklı mesafelerden aynen gördükleri gibi, bazı
Eğer balığınız ölecek gibi duruyor,yanyan yüzüyor, ters dönüyor, anüse asılı dışkı var, karnı şiş duruyor ve hiç dışkı çıkarmıyorsa kabız olmuş demektir. Öncelikle bunun sebeplerini bilmek önlem alma açısından faydalı olacaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri