Sözlükte “engellemek, yasaklamak, kısıtlamak” mânasına gelen hacir (hacr) kelimesi, İslâm hukukunda sözlük anlamıyla da bağlantılı olarak kişinin sözlü tasarrufunun hukukî geçerliliğinin engellenmesini ifade eder.
Hacir kelimesi sözlükte, engellemek, yasaklamak. kısıtlamak gibi anlamlara gelmektedir. İslam hukuku terimi olarak ise hacir. kişinin sözlü tasarruflarının hukuki geçerliliğinin engellenmesidir.
HACİR – HACR
Bir kimseyi, kānûnun kabul ettiği bir sebeple kendi malını ve haklarını istediği gibi kullanmaktan menetme, kısıt.
Mahcur; Arapça kökenli bir kelimedir ve “kısıtlı” anlamına gelir. Emlak ve gayrimenkul terimi olarak ise mahcur; kendi adına işlem yapabilmesi mümkün olmayan, fiil ehliyeti sınırlanmış kişileri ifade eder. Örnek olarak vesayet altındaki kişiler, mahcur kabul edilir.
Oruç bozmayı veya tutmamayı mubah kılan özürlere de avârız-ı mübîha denilir (bk. ORUÇ). Ehliyet ârızaları esas itibariyle akıl hastalığı (cünûn), bunama (ateh), uyku, baygınlık, ölümle sonuçlanan hastalık (maraz-ı mevt), sarhoşluk, sefeh, borçluluk, iflâs ve kölelikten ibarettir.
İlgili 16 soru bulundu
Bir ehliyet ârızası, akıl eksikliği ve zayıflığı hali. Kişinin dinî-hukukî hükümlere muhatap olmaya elverişliliği anlamında fıkıh terimi.
Genelde eğlence ve zevke düşkün olan, hayatı uçarı bir şekilde geçen kişiler sefih olarak bilinmektedir.
Erş sözlükte “bedel, rüşvet fesat, husumet” gibi farklı anlamlara gelir. Borçlar hukukunda, satılan malın kusurlu çıkması halinde satış bedelinden düşülen miktara, ayrıca bir mala zarar verilmesi durumunda meydana gelen noksanlığın maddî karşılığına erş denir.
Gurre kelimesi (çoğulu gurer) sözlükte “atın alnındaki beyazlık; bir şeyin başlangıcı ve göze ilk çarpan kısmı; bir şeyin en iyisi, en değerlisi; yüzdeki güzellik ve parlaklık; beyaz köle ve câriye” gibi mânalara gelir.
Sözlükte “hayvana veya bitkiye su vermek” anlamındaki saky kökünden türeyen müsâkāt kelimesi fıkıh terimi olarak, çıkacak ürünü belli bir oranda paylaşmak üzere meyve bahçesi veya üzüm bağı sahibiyle bunların bakım ve sulamasını üstlenecek işletmeci arasında yapılan sözleşmeyi ifade eder.
Sözlükte ecr “bir işe karşılık ücret ödemek, mükâfatlandırmak” mânasında masdar, ayrıca “ücret” veya “mükâfat” anlamında isim olarak geçer. Kelime her iki kullanışa bağlı olarak “bir şeyi kiraya vermek” ve “mehir” mânalarına da gelir.
Kısaca sefeh, görüş ve düşüncede hevâ ve hevese uymak, akıl ile değil zevk ile hareket etmektir.
Lügatte sefeh", hareket ve tutumunda hafiflik olup, akıl noksanlığından kaynaklanır. Yani ucu budalalığa varan hafiflik, fikirsizlik, temkinsizliktir. Bunun zıttı, ağır başlılık, tam akıllılıktır.
Savurganlık veyahut sağlık sorunları nedeniyle kendi işlerini yapamayacak kişilere; Türk Medeni Kanunu hükümlerince kanuni temsilci, vasi atanır. Akhan Hukuk&Danışmalık vasi tayini davalarında ve vasilerin yapması gereken işlerin takibi hususunda uzmandır.
Fıkhî meselelerin veya kaidelerin arasındaki farkları konu alan ilim dalı ve bu dalda yazılan eserlerin ortak adı.
Kişinin mallarını uygun biçimde koruyup harcamasını sağlayan fikrî olgunluk anlamında fıkıh terimi.
Diyanet'in 2016 Takvimi'ne konulan fetvaya göre, mecbur kalmadıkça yapılan kürtaj, “cinayet” demek. Kürtaj yaptıran da, bunun karşılığında ya 5 deve bağışlayacak ya da 212 gram altın (21 bin lira) verecek.
Dinen meşru ve bir mazeret olmadıkca çocuk düşürmek ve aldırmak haram ve cinayet hükmündedir.
Gurre, kelime anlamı olarak köle, cariye, nur, beyazlık anlamlarında kullanılan bir kelimedir ve dilimizde bu anlamlarda kullanılır. Ceninlere karşı cinayet işlenmesi halinde gurre adında bir tazminat ödenir ve bunun miktarı da sünnetteki tatbikat örneğinden yola çıkarak belirlenir.
Tazir sözcüğü yasaklamak, cezalandırmak, zorlamak, reddetmek, terbiye etmek, anlamında kullanılmaktadır. İslam hukuku kaynaklarında gerek suç, gerek karşılığında cezası gösterilmiş olmamakla beraber, kişilere veya kamuya zarar verdikleri için ulülemr tarafından cezalandırılan fiiller olarak geçmektedir10.
Organ ve fonksiyonların kısmen yok edilmesiyle, vücudun diğer bölgelerindeki müessir fiillere ödenecek tazminat miktarı ise belli ölçülere göre hâkim (veya kanun koyucu) tarafından takdir edilmekte ve hükûmet-i adl olarak adlandırılmaktadır.
Diyet (Arapça دية ; çoğul diyāt) İslam hukukunda, cinayet, bedensel zarar veya maddi hasar durumlarında mağdur veya mağdurun varislerine ödenen mali tazminattır. Kısasa alternatif bir cezadır. Arapça'da diyah ya da diyeh olarak ifade edilen kelime kan parası anlamına gelmektedir. Diğer anlamı kefalettir.
Matuh TDK sözlük anlamı şu şekildedir: sıfat,eskimiş Bunamış, bunak.
Doğumla başlayıp temyiz yaşı olarak kabul edilen yedi yaşına kadar devam eden döneme temyiz öncesi, bu dönemdeki çocuğa da “gayri mümeyyiz” denmektedir.
İkrah; tehdit ettiği şeyi yapmaya muktedir kabiliyetteki bir şahsın, bir başka kişiyi, korkutmak ya da tehdit suretiyle kendi hâline bırakıldığında yapmaya rıza göstermeyeceği ve tercih etmeyeceği bir fiili işlemeye ya da bir sözü söylemeye sevk edilmesidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri