Hacamat yapılışı itibariyle vücudun belirlenen bölgelerine neşter ile küçük kesiler atıldıktan sonra kupa konularak uygulanır. Omuz, kafa veya sırt bölgesine konulan hacamat kupası negatif basınç ile deriye etki ederek deri altında birikmiş ve özelliğini yitirmiş kirli kanı çeker.
Hacamat uygulayıcılarının iddia ettiği kirli kanın olsa olsa venöz sistemden geldiği düşünülebilir. Buna karşın hacamat yöntemi ile deriden emilen kan sadece venöz kan değildir. Bunun içinde derideki hücreleri besleyen kapiler (ince damarlar) içinden dışarı sızan temiz kan da mevcuttur.
Hacamat uygulanırken vakumlara kan gelmemesi veya çok az kan gelmesi; vakumların doğru yere uygulanmaması ya da damarların daralması ve tıkanıklıklara bağlı kan dolaşımının zayıflığı veya yeterli miktarda su içmemek veyahut kanın normalden daha hızlı pıhtılaşması gibi sebeplerle olabilmektedir.
Hacamat ile alınan kan ile damardan alınan kan (venöz kan) aynı değildir, hacamatta alınan kanın içerisinde zararlı maddeler (ağır metaller, toksinler, serbest radikaller) bulunmaktadır. Bu yöntemle alınan kan, pelte kıvamında, koyu renklidir ve kan özelliğini yitirmiştir.
Hacamatla alınan kan; pıhtılaşmış jöle kıvamında, özelliğini tamamen yitirmiş, toksik maddeler içeren ve damarda dolaşmayan, tıkanıklık ve en fazla zararlı maddenin toplandığı belli bölgelerdeki vücudun artık kullanmadığı kandır.
İlgili 33 soru bulundu
Damarları temizler ve kolesterolü düşürür, ayrıca damar tıkanıklığını önler, tıkalı damarı açılmasına yardımcı olur. Kalp ve damar sağlığını korur. Dikkat dağınıklığı, dikkat eksikliği gibi sorunları giderir.
Bu doğrultuda atık maddeler ve toksinler kılcal damarlar ile deri altlarında birikmeye başlar; bazı rahatsızlıklar baş gösterir ve kişide yorgunluk gibi hiç geçmeyen belirtiler baş gösterir. Deri altında veya kılcal damarları tıkayarak pıhtılaşan kan ve birikintilere “kirli kan” adı verilir.
Ayrıca, kesikler üzerinde oluşan kabuklar silinmez ve enfeksiyona yol açmamak için hacamattan sonraki 24 saat içinde banyo yapılmaz. Hacamattan sonra 1 - 2 saat yemek yenilmez ve uyulmaz.
Vücudunda ciddi rahatsızlığı olan insanlar ayda 1 kez olmak şartıyla 5 veya 7 seans hacamat yaptırarak maksimum faydayı görebilirler. Kronik rahatsızlığı olan hastalarda 10-15-20 günde bir ara vermeden yapılan hacamatlar kişinin sağlığını tehlikeye sokar. Bu sebeple en az ayda bir yapılması önerilir.
Vücutta bulunan fazla kanın dışarı atılması amacı ile uygulanan hacamat yönteminde kılcal damarlara müdahale edilmektedir. Ancak damardan kan vermek işlemi ile aynı etkiyi açığa çıkarmamaktadır. Hacamat uygulamasında kandaki toksin oranı düşmekte olup; damardan kan veridliğinde böyle bir durum gözlemlenmemektedir.
Özellikle sırttan uygun noktalardan yapılan hacamat karaciğer temizliğinde çok büyük katkı sağlar. Düzenli hacamat yaptıran kişilerde damarlarda plaklar oluşmaz ve tıkanıklık olmaz. Damar tıkanıklığı şikayeti olan bir kişi 1 seansta 40 yıllık toksinlerden kurtulmayı beklememelidir.
Hacamat tedavisi önce cinsel ilişkiden kaçınılması gerekir çünkü cinsel ilişki sonrasında kan akışı yavaşlar. Hacamat uygulaması öncesi bir günlüğüne cinsel ilişkiye ara vererek uygulamanın etkiliğini artırabilirsiniz.
Tok karnına yapılan hacamat bir çok hastalığa neden olur. Vücutta takribi 6-7 litre kan olup yemekten sonra takribi 3-4 litre kan sindirim işlemini gerçekleştirmek için görevlendirilir. Bu durumda kan basıncı düşmesi ve kan dolaşım hızının yavaşlaması nedeniyle hacamat ile toksik maddeleri temizlemek zorlaşır.
Hangi Bölgelere Hacamat Yapılmaz? Kafanın üst bölgesinde (bıngıldak) ve ense çukurunda hacamat uygulamasının gerçekleştirilmesi sakıncalıdır. Bu noktalarda yapılan her müdahale akıl hastalıklarına ya da zihinsel problemlere neden olabilmektedir.
Hacamat Tedavisinin faydalarından başlıcaları şu şekildedir;
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır. Kanda birikmiş ağır metal ve toksinlerin atılmasını sağlar. Ödemleri çözer. Kan üretimi ile görevli organları uyarır, oksijeni arttırır.
Ateş, titreme, üşüme hissi, ciltte kızarık döküntüler, bulantı, kusma, dudaklarda şişme, öksürük, nefes darlığı, çarpıntı, bel ağrısı, karın ağrısı, kanın takıldığı damar yolu boyunca ağrı, ölüm korkusu, pembe-kırmızı renkte idrar gibi şikayetleri olabilir.
Hacamat kan üretimiyle görevli organları (kemik iliği, karaciğer, dalak) uyarır, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandıracak mekanizmaları tetikleyerek ağrıları giderir, hastalıkları önleyici mekanizmaları uyarır. Kas-iskelet sistemi hastalıklarına bağlı ağrıların tedavisinde kullanılabilir.
Uygulamadan 1 gün öncesinde cinsel ilişki önerilmemektedir. Uygulamadan 1 gün öncesinde ağrı kesici türünden ilaçlar kullanılmamalıdır. uygulanabilir. Uygulamadan sonra 4 saat kadar uyunmaması önerilir. Page 2 • Uygulama sonrasında 1 gün cinsel ilişki önerilmemektedir.
Hacamat sonrası 15-30 dakika yürüyüş çok faydalıdır. 4. hacamattan sonra en az 2 saat kadar bir şey yenilip içilmemeli, 2 saat sonra ise sirkeli su veya bal şerbeti içmek faydalıdır.
Hijyen koşullarına dikkat edilmesi yeterlidir. Hacamattan sonraki 2 – 3 gün, proteinden ve yağdan zengin gıdalar (et, süt, süt ürünleri vb) tüketilmemelidir. Hacamattan sonra sirkeli su veya bal şerbeti içmek çok faydalıdır, her iki gıdanın ortak özelliği damar açıcı olmasıdır.
Hacamat'ın Yan Etkileri nelerdir? Hacamat tedavisi doktor kontrolünde yapılırsa her yaş grubu insan için hiçbir yan etkisi yoktur. Hacamat olmayan insanlar yoğunlaşan kanı sulandırmak için kan sulandırıcı kullanırlar. Kan sulandırıcı ilaçların karaciğer ve böbrek üzerinde birçok olumsuz yan etkileri vardır.
Kan tutan kişilere, kalp pili takılı hastalara, panik atak geçirenlere, düşük tansiyon hastalarına, kemoterapi görenlere, hamilelere, organ nakli olanlara, 12 aydan küçüklere, kanın pıhtılaşma zamanı düşük olan kişilere, bazı durumlar hariç 60 yaş üzerinde olan kişilere hacamat tedavisinin uygulanması önerilmemektedir.
Hacamatın yapılmasını engelleyen durumlar:
kansızlık. düşük tansiyon.
Hormonal rahatsızlıklar, yavaş metabolizma, aşırı kilo: Kalp, karaciğer arkası ve sırttan mide ile bağırsak arkasına gelen noktalardan yapılır.
Ama kan eğer oksijene doymamışsa yani oksijen miktarı yetersizse koyu kırmızı görülür. Aslında kana parlak rengi veren oksijendir. Bu nedenle atar damarlar parlak kırmızıyken toplardamarlar koyu kırmızı, kahverengine yakın kanı taşırlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri