Kale, ıspanak, pazı, su teresi ve şalgam bu besinlerin arasında ilk sıralarda gelmektedir. Diğer iyi kaynaklar ise; yeşil bezelye, mısır, marul, brokoli, kabak, havuç, Brüksel lahanasıdır. Çinko ve selenyum kaynakları: Çinko, vücudun A vitaminini absorbe etmesine yardımcı olarak gözleri güçlendirir.
Kırmızı biber, portakal, çilek, brokoli ve kivi gibi turuncu ve kırmızı meyve ve sebzeler, katarakt gelişimini önlemeye yardımcı olabilecek başka bir antioksidan olan C vitamini içerir. Balık, özellikle somon, omega-3 yağ asitleri ile doludur.
İlgili 41 soru bulundu
- Zerdeçal: Zerdeçal pek çok hastalığa iyi gelen bir bitki olarak karşımıza çıkmaktadır. Antiseptik ve anti-enflamatuar özelliğini taşımaktadır. Gözlerde olan enfeksiyon için 2 yemek kaşığı toz zerdeçal kaynar suya atılarak karıştırılmalıdır. Soğuduktan sonra kuru ve temiz bir bez ile etkilenen bölgeye uygulanmalıdır.
Ispanak ve lahana gibi yeşillikler, gözünüzdeki kan damarlarını güçlendiren ve katarakt oluşumunu önleyen C vitamini açısından zengindir. Ayrıca yaşa bağlı makula dejenerasyonunun ilerlemesini yavaşlatan lutein ve zeaksantiniye sahiptir.
Ünlü Profesör İbrahim Saraçoğlu, göz kuruluğu ve yorgunluğu için karnabahar suyunu önermektedir. Gözünüzde kuruluk varsa uygun bir tencerede 1,5-2 su bardağı içme suyunu kaynatın. Su kaynayınca içine 150-250 gram kadar karnabahar koyun ve 5 dakika daha kısık ateşte kaynatmaya devam edin.
Çayın içinde bulunan teofilin maddesi damarları genişleterek göz kanallarının rahatlamasını sağlar. Çayın demledikten sonra beklemesiyle içinde oluşan antiseptik maddeler de arpacık, çapaklanma, kirpik dibi iltihabı ve göz nezlesine iyi gelir”.
Göz sinirleri hücrelerinin tamamen işlevini kaybetmesi sonucunda yenilenmesi mümkün değildir. Ölen hücrelerin canlanması için mevcut olan bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır.
Vücut için gerekli olan E vitamini, göz dibindeki retina adı verilen damarlı bölgenin dejenerasyonunda da faydalı olabilir. Zeytinyağı, ayçiçeği yağı, ayçiçeği, ceviz, badem, tereyağı, kırmızı et, ıspanak, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler, kivi, mango ve muz E vitamini yönünden zengin besinlerdir.
Göz bozuklukları gözün anatomik yapısı ile ilgili olduğundan hayat boyu geçmez, ancak biraz azalıp artabilirler ya da bazı yaşlarda belirti vermeden gizli kalıp bazı yaşlarda tekrar ortaya çıkabilirler. Hastalık olmadıklarında, gözlük, kontakt lens gibi yardımcı cihazlarla düzeltilirler.
Kale, ıspanak, pazı, su teresi ve şalgam bu besinlerin arasında ilk sıralarda gelmektedir. Diğer iyi kaynaklar ise; yeşil bezelye, mısır, marul, brokoli, kabak, havuç, Brüksel lahanasıdır. Çinko ve selenyum kaynakları: Çinko, vücudun A vitaminini absorbe etmesine yardımcı olarak gözleri güçlendirir.
Lutein göz vitamini, gözde bulunan karotenoid vitaminidir. Latince lutea kökünden gelen bu vitamin, ıspanak ve kara lahana gibi yeşil sebzelerin yapraklarında bulunduğu gibi takviye olarak da kullanılır. Genel olarak zeaksantin adlı bir başka karotenoidle birlikte çalışır.
Göz sağlığını gereken miktardan fazla göz damlası kullanmak bozar. Düzensiz beslenmek, gözleri sürekli olarak ovuşturmak, uzun süre dijital cihazlara bakmak, güneş gözlüğü takmamak, uykusuz kalmak gözleri bozan şeylerdir.
Öncelikle ılık su ile gözler ıslatılmalıdır. Ardından şampuan göz kapaklarına masaj yapılarak sürülmelidir. Son olarak da ılık suyla gözler durulanır ve temiz bir havlu ile kurutulur. - Hassas ve enfeksiyona meyilli gözlerin temizliği ise doğal gül suyu ile yapılmalıdır.
Siyah çay, salatalık gibi ürünler ile gözlere kompres yapılarak gözleri dinlendirmek mümkündür. Soğuk suya batırılmış ıslak havlu ya da bez ile de gözler dinlendirilebilir. Papatya çayı içmek ise vücudu sakinleştirdiği gibi gözlerin de dinlenmesine yardımcı olacaktır.
Bol su için: Nemsizlik gözleri kurutur ve rengini değiştirir. Bu yüzden bol su içmek nem sağlayacağından, gözlerinizin beyazlığını korur. Pırıltılı beyaz far: Sadece gözlerinizin iç köşelerinde parlak beyaz göz farı kullanırsanız gözleriniz daha beyaz ve aydınlık görünür.
Göz yapısında meydana gelen tahrişleri ve rahatsızlıkları omega-3 yağ asitleri iyileştirmektir. Bu nedenle omgea-3 yağ asidi bakımından zengin olan besinlerle beslenebilirsiniz. Yemek ve salatalara eklemek üzere kanola yağı ve soya yağı tercih edebilirsiniz. Aynı şekilde keten tohumu yağını da tüketmeniz iyi olacaktır.
Zeytinyağı, gözdeki yabancı maddelerin çıkarılması ve kızarıklık ile kaşıntı gibi problemlerin önüne geçilmesi amacıyla göze doğrudan da uygulanabiliyor. Göz ile ilk temas anında hafif yanma ve buğulu görme gibi geçici sorunlara yol açabilse de, göze zeytinyağı damlatmanın bilinen bir zararı bulunmuyor.
GÖZ ENFEKSİYONU TEDAVİLERİ
Yaygın bakteriyel göz enfeksiyonlarının tedavisi mümkündür ve bu amaçla reçeteli antibiyotikli göz damlaları veya merhemler kullanılır ve kompres uygulaması yapılır. Çoğu yaygın viral göz enfeksiyonu kendiliğinden geçer. Ağır viral göz enfeksiyonlarında ise antiviral göz damlası verilebilir.
Gözyaşı gözümüzü nemli tutar ve göz enfeksiyonuna neden olabilecek toz ve mikropları yıkayarak uzaklaştırır. Gözyaşı tabakası en üstte yağlı katman, ortada sulu katman ve en altta mukus (müsin) katmanından oluşur. Her katmanın farklı bir görevi vardır.
Uzun süreli hareketsiz kalmaya bağlı tansiyon düşüklüğünde, uzun süreli dijital ekrana maruziyet, karanlık ortamdan ışıklı ortama geçiş gibi durumlar ani bulanık görmeye sebep olabilir. Ancak kan değerlerinde değişiklikler ve bazı nörolojik hastalıkların belirtisi olarak da ani bulanık görme durumu oluşabilir.
Göz iltihabı için en iyi tedavi yöntemleri arasında çay gelmektedir. Özellikle poşet çay ile birlikte göz bölgesini silerek göz iltihabından kurtulabilirsiniz. Göz sağlığı için akla ilk gelen yöntemler arasında gösterilen çay göz çevresinin iltihap iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri