Gölge düşürmek DEYİMİ AÇIKLAMASI Bir şeyin önemini ve değerini azaltacak, ününü düşürecek işler yapmak.
parlak bir şey üzerine karaltı inmek. bir şeyin değeri azalmak.
Korktuğu başına gelmek DEYİMİ AÇIKLAMASI
Endişe duyduğu, kaygılandığı, olmasını istemediği şeyle karşı karşıya gelmek.
Bir işin yapılmasına engel olmaya çalışmak. “Gölge etme de şu işi zamanında yapayım.”
Gölge düşmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: bir şey üzerine karaltı inmek, üzerine gölge gelmek.
İlgili 22 soru bulundu
Gönül okşamak DEYİMİ AÇIKLAMASI
Birini hoş bir davranış ve sözle sevindirmek.“Gönlünü okşamak mı istiyorsun, bir gül uzat ona.”
Herhangi bir yere doğru gitmeye başlamak yolunu tutmak şeklinde ifade edilir. Özellikle belirlenmiş bir yol ya da yöne doğru kişinin hareket etmesi olarak da anlatmak mümkün.
Persona görünen yüzdür. Gölge ise görünmeyen yüz. Gölge diğer bir deyişle insanın yüzleşmek istemediği karanlık tarafıdır. Bilince kabul edilmeyen gölge, dışarıya, diğer insanlara yansıtılır, sorun onlardır, kötü olan da onlardır.
Gölge arketipi bilinçdışı veya bilinçaltının bir parçasını oluşturan ve bastırılmış fikirlerden, içgüdülerden, dürtülerden, zayıflıklardan, arzu ve isteklerden, toplumun kabul görmeyeceği eğilimlerden ve utanç verici korkulardan oluşan tarafındır. Gölge, insan doğasının vahşi, karmaşık ve bilinmeyen karanlık yüzüdür.
Tasavvuf edebiyatında gölge, vahdet anlayışı bağlamında, mutasavvıfların varlık ve yokluk konularına bakış açılarını yansıtmada kullandıkları önemli bir metafordur. Gölge bir metafor olarak, mutasavvıfların âlemin hakikatin gölgesi olduğuna yönelik düşüncelerini ortaya koymaları bakımından önemli imkanlar sunmuştur.
Genellikle delikanlılar için kullanılan deyimlerden birisi de çakı gibi deyimi olmaktadır. Çakı Gibi Ne Demektir? Çakı gibi deyiminin anlamın çevik, atik ve canlı insanların davranışlarını ve görünümlerini betimlemesi olmaktadır.
Başa kakmak deyimi gördüğünüz bir iyiliğin sürekli olarak söylenmesi durumunda kullanılır. Anlamı ise yapılan bir iyiliğin tekrar tekrar söylenerek, karşı tarafın kendini ezik hissetmesini sağlamaktır.
[1] İstediğini yaptırıncaya kadar birinin peşini bırakmamak, musallat olmak.
Gölge, saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık alandır. Ön tarafı fotoğrafçıya bakan bir adamın yüzü, arkadan gelen ışık nedeniyle gölgede kalmakta. Bir nesneye ışık kaynağından yayılan ışık çarptığında, nesnenin aydınlanan yüzünün tersinde oluşan karanlığa gölge denir.
birinin gölgesi olmak, birinin yanından ayrılmamak.
Gölge, insanın kendinde göremediği veya görmek istemediği ve bu yüzden bilincinin dışında kalan red edilmiş tüm gerçeklerinin toplamıdır ( Bu kavramı Carl Gustav Jung ortaya atmıştır.) İnsanın göremediği gölgesi başkaları ile ilişkilerine de düşer.
Deneyimlemekten hoşlanmadığımız duygulara kötü, negatif, olumsuz demek yerine onları deneyimlemekten hoşlandığımız diğer duygulara nazaran daha “karanlık”, “koyu”, “gölge” olarak düşünebiliriz. Psikologlar insanların deneyimlediği temel karanlık duyguları beş türe ayrır: iğrenme, utanç, korku, öfke ve üzüntü.
Jung'un Gölge Teorisi'ne göre ”Gölge, bireyin bilmeyi tercih etmediği kısmını tarif eder. Benliğin “reddedilmiş taraflarını” içerir. Benliği bu görüşleri içerdiği için, bu görüşler bilinçli bir istekle ya da kazayla bir gün bir şekilde ortaya çıkar.
Tasavvuf edebiyatında gölge, vahdet anlayışı bağlamında, mutasavvıfların varlık ve yokluk konularına bakış açılarını yansıtmada kullandıkları önemli bir metafordur. Gölge bir metafor olarak, mutasavvıfların âlemin hakikatin gölgesi olduğuna yönelik düşüncelerini ortaya koymaları bakımından önemli imkanlar sunmuştur.
Gölge, bir ışık olayıdır. Işık, saydam olmayan bir nesne tarafından engellenir, nesnenin bir yüzü aydınlıktır ve nesnenin arkasında ise karanlık oluşmaktadır. Işığın olmadığı yerde ne nesne ne de gölgesi görülemez. Statik nesnelerin gölgesi ışığın hareketiyle hareket etmektedir.
Edebiyat ve şiirde gölge (Greekçe σκιά, Latin umbra), Ölüler Diyarı'nda (yeraltında) yaşayan ölü bir kişinin ruhu ya da hayaletidir.
Kara kelimesinden türetilmiş olan karartı sözcüğü, hem gölge hem de muğlak ve belirsiz anlamına gelir.
Sıkıntı çekmek DEYİMİ AÇIKLAMASI
Zorluk, darlık ya da yoksulluk içinde yaşamak. 2. Ruhen tedirginlik duymak. “Hiç sıkıntı çekmedim desem yalan olur.”
[1] Bir süre şaşkın vaziyette kalmak. [2] Ne söyleyeceğini, ne diyeceğini bilememek.
Kimseye haber vermeden bir yerden uzaklaşmak ve gitmek olayını anlatmak için çekip gitmek deyimi kullanılmaktadır. Çekip gitmek deyimi Türk Dil Kurumuna göre kişinin bulunduğu yerden kimseye söylemeden gitmesi ya da daha net bir ifade ile sıvışması şeklinde açıklanabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri