Gestalt, 20. yüzyılın sonlarında, Almanya'da ortaya çıkan; algı ve kavrama süreçlerine odaklanarak, algıya yön veren temel yasaları tanımlayan bir psikoloji kuramı. Bu kuram basitçe, bütünün, onu oluşturan parçaların toplamı değil, daha fazlası olduğunu savunuyor.
Gestalt kuramına göre; bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade eder ve birey, bütünü parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde algılar. Gestaltçılar, organizmanın, dışarıdan gelen duyumlara kendisinden bir şeyler katarak, yaşantıyı yeniden örgütlediğini savunurlar.
Gestalt psikolojisi ya da gestaltizm 1912'de Almanya Wertheimer'in yazdığı bir makale ile başlamış ve kuramının ilkelerini Wertheimer, Köhler ve Koffka tarafından geliştirilmiştir.
Gestalt teorisine göre; bütünün, parçaların toplamından farklı bir anlamı vardır. Bir davranışı, parçalara ayırarak incelemek onun bütünlüğünü bozmak demektir. Parçalanmış alanlardan elde edilen bilgileri anlamaya çalışmak doğru değildir. Yani, bir davranışı parçalamak, onun bütünlüğünü ve niteliğini değiştirmektir.
Gestalt Kuramı, 1912 yılında Wertheimer'in yazısı ile başlamış olup, bütünün parçaların toplamından farklı bir anlam ifade ettiğini savunur. Buna göre, birey olayları parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde algılar.
İlgili 29 soru bulundu
Gestalt Almanca "bütün" anlamına gelen bir kelimedir. Psikolojide, insanın algıladığı şeyin parçalarından değil, bütününden oluştuğunu savunan bir kuramdır. Gestalt Kuramı, insanın davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini bir bütün olarak ele alır ve bunların çevreyle olan etkileşimini inceler.
Gestalt terapisi danışanın o andaki yaşantısını vurgulamasına dayalı olarak yürütülür. Geçmiş veya gelecek, “şu an” olarak incelenir. Terapist aktif rol alır ve danışanı kendi yaşantılarının değişik yönlerine dikkat etmesi için yol gösterir. Gestalt terapinin en büyük amacı danışana farkındalık kazandırmaktır.
Görsel algı kuramlarının tasarım süreci ile ilişkilendirilmesi ve sürece yansıması bağlamında ele alınan kuramlar; Gestalt Görsel Algı Kuramı, Olasılıklı Öğreti Kuramı, Bilişimsel Algı Kuramı, Nöropsikolojik Algı Kuramı, Yapılandırmacı Görsel Algı Kuramı ve Doğrudan Algı Kuramı olarak belirlenmiştir.
Geştalt yaklaşımı kişinin çocukluğu ve kendilik gelişimiyle, geçmişteki anılarıyla şimdide çalışır. Bu anıların şu andaki yaşantısına etkileri üzerinde durur. Burada amaç farkındalıktır. Ancak farkındalıktan kast edilen, devam eden davranışı ile geçmişi arasındaki bağlantıya dair nedensel bir farkındalık değildir.
Gestalt yaklaşımı kişinin kendisi ile bütünleşme sürecinde önemli bir farkındalık konusuna işaret eder ve temas sınırındaki çatışmalı deneyimlere, kişinin kendi içindeki ve çevresindeki zıt kutuplara dikkati çeker.
Gestalt ilkeleri, insan beyninin görsel bilgiyi nasıl algıladığını tanımlayan birkaç ilkeden oluşur. Bu teori şekil-zemin ilişkisi, yakınlık, benzerlik, tamamlama, devamlılık ve basitlik olmak üzere beş temel ilke üzerinde şekillenmektedir.
Gestalt Kuramı, 1900'lü yılların başlarında “Davranışçı ve yapısalcı yaklaşımlara“ tepki olarak ortaya çıkan, bilişsel temelli bir kuramdır.
Davranışçı kuramda yaparak öğrenme esastır. Öğrenmede pekiştirme önemli bir yer tutar. Becerilerin kazanılmasında ve kalıcılığın sağlanmasında tekrar önemlidir.
Gestaltçılar, yaratıcılık yerine daha çok “Üretken düşünce” ve “Sorun çözme” kavramlarını kullanırlar.
Prägnanz Yasası, zihnimizin uyarıcıları algılarken, mümkün olduğunca en iyi, en basit ve en anlamlı biçime dönüştürme eğilimidir. Her psikolojik olayda anlamlı olma, basit olma ve tam olma eğilimi vardır.
Gestalt sözcüğü, biçim ya da şekil sözcüklerinin anlamına eşdeğer olan Almanca bir kelimedir. İngilizce de ise tam olarak eş anlamlısı olmamakla birlikte günlük dilde form ve shape; psikoloji de ise pattern ve ya configuration kelimeleri gestalt kelimesi yerine kullanılabilmektedir.
Gestalt terapide aynı alan arka plan ya da temel olarak adlandırılır; ortaya çıkan odak noktası ise şekildir. Şekil oluşturma süreci, çevresel alanın bazı özelliklerinin arka plandan nasıl çıktığını ve nasıl bireyin dikkat ve ilgisinin odak noktası olduğunu anlamaya çalışır.
Gestalt yaklaşımına göre kaygı, Perls (1969) tarafından,şimdi ile gelecek arasındaki boşluk olarak tanımlanarak kaygının daima gelecekle ilgili oldugu, şimdi ile arasındaki boşlugu insanların planlar yaparak beklentiler geliştirerek doldurmaya çalıştıklarını, bugünü yaşamadıkları için kaygı yaşadıkları savunulmaktadır.
Alanyazında yaygın kabul gören üç temel öğrenme kuramı vardır, Bunlar: Davranışçı öğrenme kuramı, bilişsel öğrenme kuramı ve yapılandırmacı öğrenme kuramıdır (Özerbaş, 2007).
Gözlemlenebilir davranışlara odaklanan davranışçı öğrenme kuramından farklı olarak bilgi edinimi ve öğrenmeyle ilgili içsel meselelere odaklanan bilişsel öğrenme kuramı, geçmiş öğrenme deneyimleriyle bağlantı kurma, kavrayarak öğrenme ve anlamlı bütünler oluşturma gibi konuları öne çıkarır.
Gestalt Almanca bir kelime olup; biçim, şekil, form gibi anlamlara gelmektedir. Gestalt kuramı algısal örgütleme yasaları ile ilgilenirler. Şekil –zemin ilişkisi, yakınlık, benzerlik, tamamlama, devamlılık, basitlik yasaları, algısal örgütleme yasalarını oluşturur.
Psikolojik danışma da kullanılan bir teknik olan “ Boş Sandalye Tekniği”, kişinin içinde ukde olarak kalan geçmişte yapmak isteyip de yapamadığı, söylemek isteyip de söyleyemediği şeylerin ve bilinçaltına bastırdığı duygusal yaşantıların bilinç düzeyinde algılanması ve farkındalığın artması icin kullanılır.
Kendini seyretme kişinin ne yaptığını ve bunu nasıl yaptığını dışarıdan biri gibi seyretmesi ve seyrederken gördükleriyle yani kendiyle ilgili yorumlar yapması olarak tanımlanabilir.
Gestalt psikologları zihne ulaşan verilere anlam yükleme işlemi, yani algı üzerine yaptıkları çalışmalarla öğrenmenin bilişsel yönüne dikkat çekmektedirler. Bu akımın temsilcileri olan Gestalt okulu psikologları Piaget ve Bruner'e göre öğrenme kişinin davranımda bulunma kapasitesinin gelişmesidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri