Gemilerin taban kısımlarındaki oyuk bölümleri nedeniyle, suyun yoğunluğundan daha hafif kalmayı başarabilmektedirler. Dolayısı ile bu sayede gemiler suyun üzerinde rahat bir şekilde yüzme imkanı elde ederler. Gemilere dikkatli bir şekilde bakıldığı zaman taban kısımların oyuk içinde yapıldığı anlaşılır.
Kaldırma Kuvveti
Devasa yük gemilerinin denizin içinde kalan bölümlerinin taşırdığı suyun ağırlığı her zaman geminin ve yükünün toplam ağırlığından büyüktür. Bu nedenle yüzerler. O gemilerin kendileri gibi devasa olan çapalarıysa hemen suya batar ve doğrudan dibi boylar.
Bunun temel nedeni yoğunluktur. Yani gemilerin yoğunluğu suyun yoğunluğundan daha az olduğu için suyun kaldırma kuvveti daha etkili hale gelir. Her ne kadar gemide metal daha fazla ve daha yüksek ağırlığa sahip olsa bile, geminin toplam yoğunluğuna bakıldığında sudan azdır.
Sintine: Gemilerin makine ve yardımcı makine alt tankları, koferdamlar, ambarlar veya benzer bölümlerinde oluşan sızıntı su ve yağlı atık sularıdır.
Gemiler yüklerini boşaltırken dengeyi korumak için balast tanklarına deniz suyu alırlar. Bu sırada suyu aldıkları bölgedeki deniz canlıları ve bir takım partiküller de su ile birlikte geminin balast tankına alınırlar. Gemiler yükleme limanına vardıklarında ise kargo bölümüne yük almadan önce balast tankları boşaltılır.
İlgili 26 soru bulundu
Gemiler geniş yapıları ve oyuk yapısı sebebiyle içlerinde çok fazla hava barındırırlar. Toplam yoğunlukları büyük oranda azalır ve böylece suyun yoğunluğundan daha az bir yoğunluğa sahip olur.
Gemi yapımında kullanılan metallerin yoğunluğunun sudan fazla olmasına rağmen geminin toplam yoğunluğu sudan azdır. Gemilerde geniş hacimli havayla dolu alanlar bulunur. Sudan daha az yoğunluğa sahip olan hava, geminin toplam yoğunluğunu düşürür ve suyun üzerinde kalmasını sağlar.
Gemilerin atıklarıyla ilgili uluslararası kanunlar var. Özellikle uluslararası bandrollü büyük gemilerde ve transatlantiklerde büyük arıtma sistemleri yer alıyor.Arıtma sistemi , gemideki tuvalet atıklarını arıtıp , biyolojik açıdan zararsız bir hale getirip denize bırakıyor...
Gemiciliğin ilk yıllarındaki gemi yapımcıları, organotinlerin geminin gövdesine yapışmasını önlemek için biyosit olarak bakır kaplama kullanırdı. Bu bakır kaplama, geminin kırmızı renginden sorumluydu. 21. yüzyılda, bu işi farklı yollarla, kimyasal boyalarla yapabiliyoruz.
Deniz kirliliğine sebep olan faktörler arasında da en büyük yeri hiç şüphesiz ki gemiler almaktadır. Gemilerin balast suları, sintine suları ve katı atıkları deniz ortamına bırakıldığında, çevre kirliliği yaratan ve özenle kontrol edilmesi gereken kirlilik kaynakları olarak değerlendirilmektedirler.
Bir gemiyi durdurmak için yapmak istenen şey, itme kuvvetinin büyüklüğünü azaltmak veya yönünü değiştirmektir. Gemideki itme kuvveti küçülürse, geminin direnci itme kuvvetinin büyüklüğünü geçerek gemiyi yavaşlatır. Gemi belli bir hızda ilerlerken itme yönündeki ters bir çevirme hareketi, frenleme durumuna sebep olur.
Gemilerin demir yapısı, geminin ağırlığının su üzerinde tutulmasını sağlar. Yani geminin ağırlığı, suyun kaldırma kuvvetine eşit ya da daha az olduğunda, gemi yüzeye tutunur ve batmaz.
Eğer biraz olsun gemilere ilginiz varsa, suyun üzerinde giden bu devasa kütle yığınlarının sabit kalmak için demir atması gerektiğini biliyorsunuzdur. İster tekne isterse de gemi olsun, muhakkak ucunda çapası olan zincirli bir demir vardır. Bu demir, denizin dibine atılarak tekne ya da geminin sabit kalmasını sağlar.
Tornistan, bir deniz taşıtının geri geri giderek dönüş yapması. Türkçeye en geç 19. yüzyılda İngilizce turn astern (geriye doğru dönüş) kavramından geçmiştir. Genellikle acil durumlarda kullanılan ve küçük bir çapta çabucak dönme sağlayan bir manevradır.
Taşlar ağırdır ve kaldırma kuvvetinin etki edeceği yüzeyleri çok küçüktür ve suyun kaldıma gücü taşın ağırlığından daha azdır ve dolaysıyla taş su yüzeyinde yüzemezler, batarlar.
Yeni devasa ikonik gemi Titanik'in 5 katı büyüklüğünde ve içinde yok yok. İşte, dünyanın en büyük yolcu gemisi hakkında detaylar... Şurada Paylaş! Geçtiğimiz günlerde Findaldiya sularına indirilen Icon of the Seas, geminin tahrik ve manevra sistemlerini zorlamak için dört günlük bir test sürecinden başarı ile geçti.
Gemilerin ön kısımlarının V şeklinde olması suda yaşayan canlılardan esinlenerek su direncini azaltacak şekilde belirlenmiştir. Bu sayede gemiler su içerisinde rahatça hareket edebilirler. Dalgıçların kullandığı kıyafetler su direncini azaltacak şekilde hazırlanmıştır.
Gemilerin taban kısımlarındaki oyuk bölümleri nedeniyle, suyun yoğunluğundan daha hafif kalmayı başarabilmektedirler. Dolayısı ile bu sayede gemiler suyun üzerinde rahat bir şekilde yüzme imkanı elde ederler. Gemilere dikkatli bir şekilde bakıldığı zaman taban kısımların oyuk içinde yapıldığı anlaşılır.
Teknenin başında, baş bodoslamanın alt tarafında geminin yüklü halde su kesimi düzeyi ile omurga arasında ileri doğru, soğan ya da yumru biçiminde bir çıkıntı oluşturur. Yumrubaşın temel görevi, suda ilerleyen bir teknenin yarattığı olağan dalga dizgesini önceleyen bir dalga yaratmaktır.
Siz sifona bastığınızda ya da kabin ekibi mutfakta lavaboları kullandıktan sonra, uçakta oluşan tüm atıklar, atık sistemine ait olan çeşitli borular yardımı ile uçağın arka bölmesinde bulunan ve paslanmaz çelikten imal edilen atık tanklarına saniyeler içerisinde gönderiliyor.
Gemilerde üretilen gri su aşağıdakileri içermektedir:
-Kabin duşları, banyolar ve lavabolardan gelen atıksular, -Çamaşırhane suları, -İç güverte şebekelerinden gelen atıksular, -Buzdolabı ve klimaların yoğuşma sularından oluşabilir.
Atıkların Ayıklanması
İnsanların atıkları ilk başta dışkı arıtma tesisine gönderilir. Izgaralardan geçen atıkların içerisindeki bazı katı maddeler ayıklanır. Ardından yağ ve kum tutucudan geçirilip ön çökeltim yapılır. Burada bir süre bekletildikten sonra havalandırma havuzuna gönderilir, biyolojik arıtma uygulanır.
Gemi suyun yerini değiştirdiğinde karşılığında kaldırma kuvveti ile yukarı itilir. Gemiler çok ağır olsalar da içinde pek çok boş oda ve alan bulunur. Bu alanlar geminin hacmini artırır. Bu sebeple bir gemi ağır olsa bile toplam yoğunluğu suyun yoğunluğundan azdır.
Cevap: Tüy suda batmaz.
Tüyün hafifliği ve suyun yoğunluğu nedeniyle, tüy yüzeyde yüzmeye devam eder ve batmaz. Bu özellik, bazı su kuşları gibi hayvanların tüylerinin suyun üstünde kalmasına ve suya dalış esnasında su geçirmez bir tabaka oluşturarak hayvanın sıcak kalmasına yardımcı olur.
Suya bir taş attığımızda, taş su yüzeyine çarparak üstteki su kütlesini aşağı doğru iter ve bir çukur oluşturur. Bu çukurda su molekülleri yer değiştirir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri