“Gayri'l-mağdûbi aleyhim”: Gazaba uğrattığın Yahûdîlerin yoluna değil... “Veleddâllîn”: Senin doğru yolundan sapmış Hıristiyanların yoluna da değil...
Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
veleddâllîn; Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba. uğrayanların ve delalette kalanların yoluna iletme"
Allah tarafından Müslümanlara farz kılınmış olan 5 vakit namazda her rekatta Fatiha süresi okunmaktadır. Bu süre de Allah'ın varlığına ve birliğine, Allah'tan başka bir yaratıcının olmadığına, yalnız Allah'a kulluk edileceğine ve ancak ondan yardım isteneceğine, tek hakimin de Allah olduğuna değinilmiştir.
İlgili 34 soru bulundu
"dalalete kapılanların " olarak motamot tercüme edilebilecek, müslümanların allah'ın sözü olduğuna inandığı kur'an-ı kerim'in ilk suresinin 7. ayetinin son kelimesidir. sonunda "amin" denir. deyimleşmiştir. bir işin istenildiği gibi olmadığı fakat öyle ya da böyle sona gelindiğini belirtmek için kullanılır.
Kaynaklarda nüzûl sebebiyle ilgili özel bir olay yoktur. Kur'an'ın hem bir mukaddimesi hem de özeti gibidir. Ayrıca her müminin kıldığı namazın bütün rek'atlarında rabbi ile konuşurcasına okuması ve bu sayede O'na yaklaşması murat edilmiştir.
Fatiha'daki “Ğayri'l-mağdubi aleyhim” ifadesini “Gayri'l-mağdubi” şeklinde Arapça'daki Ğayın harfi yerine gaf harfi veya gafa yakın bir şekilde telâffuz edilebiliyor.
Allah'ın kendilerine nimet verdiği kimseler olan birinci grup dört sınıftır: Peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihler.
6-7. Bizi doğru yola, kendilerine (lütuf ve ikramda bulunarak) nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil. Bkz. 4/69 ve Allah'ın gazabına uğramış ve yok olup gitmiş kavimleri anlatan onlarca âyet.Doğru yolda olmak sadece dua ile olmaz. Allah'tan doğru yola ...
İnne şanieke hüvel'ebter. “Ey Muhammed!” Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı, sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.
Aynı şekilde namazlarda da Fâtihâ'dan sonra söylenmesi Hz. Peygamber tarafından tavsiye edilmiştir. Bu uygulamanın temelinde konuya dair rivayetler yer almaktadır. Söz konusu rivayetlerden hareketle farz, nâfile tüm namazlarda, Fâtihâ'dan sonra âmîn demenin sünnet olduğu konusunda mezhepler ittifak halindedir.
Bu bağlamda Elhamdülillah kelimesi Şükür Allah'adır, Allah'a şükürler olsun, Hamd Allah'adır gibi övgü ve saygı ifade eden bir söz öbeğidir.
Namazda Fâtiha suresi okunduğunda “âmîn” demenin hükmü nedir? “Âmîn”, Yüce Allah'ın kabul etmesini temenni etmek amacıyla duanın sonunda söylenen sözdür. Hz. Peygamber (s.a.s.), duanın sonunda “âmîn” denilmesini tavsiye etmiştir (Buhârî, Ezân, 111 [780]; Müslim, Salât, 72-75 [410]).
arapça "bize doğru yolu göster, bizi doğru yola ilet" anlamına gelir.
(Ne olur) Bizi Sırât-ı Mustakîme (dosdoğru Din çerçevesine ve istikamet çizgisine) hidayet buyurup (Hakka ve hayra ulaştır). Allahım, bizi doğru, muhkem, güvenli, mutedil yolda, İslâmî hayatta büyük hedeflere, hayırlara, büyük mükâfatlara ulaştır, önümüzü aydınlatan bilgilerle donat, bizi sebat ettir.
Kâfirlere ve ilâhî emirlere uymayan kimselere verilen ceza anlamında bir terim. Acı veren kötü bir davranışın kişinin ruhunda uyandırdığı kızgınlık, intikam duygusu ve cezalandırma isteği anlamında ahlâk terimi.
Geçerli görüşe göre besmele sadece Fatiha Suresi ve dolayısıyla da Kur'an'ın ilk ayetidir.
Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular (ve doğrulayanlar), şehidler ve salihlerle beraberdir.
Kur'ân-ı Kerîm'in, ezberden abdestsiz okunabileceği konusunda bir ihtilaf yoktur.
Mes'ûd, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Abbas gibi sahâbîlerle bazı tâbiîn âlimlere göre Resûlullah'a verilen es-seb'u'l-mesânî, Bakara-A'râf arasındaki altı sûre ile Yûnus sûresinden (veya Enfâl ve Tevbe'nin birleştirilmiş şeklinden) oluşan yedi uzun sûredir (seb'-i tıvâl).
İlk rivayete göre Alak sûresinin ilk beş ayeti, ikinci rivayete göre Müddessir sûresinin ilk beş ayeti, üçüncü rivayete göre Fâtiha sûresinin tümü ilk inen vahiydir.
Dalalet; “sapma, sapıklık, yanlış yolda gitme” gibi manalara geliyor. Bu yolda gidenlere ise “ehl- i dalalet” deniliyor. Fatiha Suresi'nin sonunda, “Bizi gazabına uğramış olanların (mağdub) ve dalalete düşünlerin (dallîn) yoluna değil, sırat-ı müstakime hidayet et.”
1▪ Ra harfinin harekesi üstün olduğu için kalın okunur. 2▪ Ze harfi esreli olduğu ve kendisinden sonra harekesiz ye harfi olduğu için medd-i tabi yapılarak yani bir elif miktarı uzatılarak okunur. 3▪ Sakin nun harfinden sonra ayn harfi geldiği için izhar yapılır. 4▪ Ra harfinin harekesi esre olduğu için ince okunur.
Fâtiha Sûresi Hakkında
Mekke döneminin ilk yıllarında müstakil bir sûre olarak inmiştir. Bazılarına göre “besmele” dâhil yedi âyettir. Bazılarına göre ise “besmele” hâriç yedi âyettir. İkinci görüşe göre “اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ” altıncı âyetin sonudur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri