fukara / fukarâ / فقرا (Tekili: Fakir) Yoksullar, fakirler.
Fuka (arpa suyu) (fukâ), bir çeşit içecektir. Mayalı bir içecektir. Eski Oğuz Türkçesi ile yazılmış olan Tabiatnâme'de yer alır.
faş / fâş / فاش
Meydana çıkarma, açığa vurma.
FUZALÂ – FUDALÂ
(ﻓﻀﻼﺀ) i. (Ar. fāżil'ın çoğul şekli fużalā') Fâzıllar, ahlâk, ilim ve meziyetçe üstün, fazîletli kimseler: Fuzalâ-yı asırdan Abdülmecid-zâde Derviş Mehmed Efendi'nin dershâne-i irfânına devam ettirdi (Şeyhülislâm Yahyâ).
Ganimet. Harbde elde edilen mal. Rücu'. Haraç.
İlgili 16 soru bulundu
Firîb - فریب
(فِ یا فَ) [ په . ] (اِ.) مکر، حیله ، نیرنگ .
(Tekili: Fıkra) Kıssalar, fıkralar, küçük hikâyeler. Fasıllar, bölümler, kısımlar.
fukara / fukarâ / فقرا
Fakirler, yoksullar.
[1](Fazıl. C.) Faziletliler. Fâzıllar.
fal / fâl / فال
Fal, belirti, uğur.
fakir / fakîr / فقير
Tasavvufta fakir: Derviş.
facir / fâcir / فاجر
Haktan sapan. Haram ve günaha dalmış kötü insan. Günah işleyen.
Tasavvuf Müzesi'ne dönüştürülen Feshane'nin Osmanlı dönemine ait fes dokuma fabrikası olarak kullanılan alanında restorasyondan sonra birçok yenilik de olduğu öğrenildi. Feshane'nin tarihini anlatan Tarihçi Zafer Bilgi, “Feshane fes yapım yeri demektir.
Fukara ise, Arapça yoksul (fakir) kelimesinin çoğuludur.
cevami' / cevâmi' / جوامع
Toplu olan şeyler. Câmi'ler. Mescidler.
Fukara kelimesi yoksul ya da bir diğer ifade ile maddi imkanları bulunmayan kişiler için kullanılmaktadır.
fukara - Nişanyan Sözlük. Arapça fḳr kökünden gelen fuḳarāˀ فقراء “yoksullar” sözcüğünden alıntıdır.
nedamet / nedâmet / ندامت / نَدَامَتْ
(Nedm. den) Pişmanlık, nedâmet etmek.
Alamet-i Farika (veya alâmet-i fârika) Osmanlıca bir isim tamlaması olup Osmanlıca'ya da Arapçadan girmiştir. Arapça alamet, belirti, iz anlamına gelir (Örneğin kıyamet alametleri). Farika (veya farik) ise ayıran anlamına gelen bir sıfattır.
Faraza kelimesinin anlamı; 'Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki, varsayalım ki' kelimeleriyle aynıdır.
fırka / فرقه / فِرْقَه
Kısım olmak ve ayrılmak. Bölük. Tümen.
firaz / firâz / فراز
Geniş, vâsi. Irmak ağzı.
Ferace, Osmanlı imparatorluğunda anadoluda yaşayan Türklerin, kadınların çarşaftan önce sokakta giydikleri üstlüktür.
Arapça frḳ kökünden gelen firāḳ فراق “ayrılık” sözcüğünden alıntıdır.
simat / simât / سماط (Çoğulu: Sümut) Sofra. Yemek masası.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri