Fücur kelimesi ahlaksızlık anlamına gelen bir kelimedir. Ahlak kurallarına uygun olmayan durumlar için kullanılmaktadır. Kuran'da kötü ve iyi işler olarak kabul edilen normlar vardır. Bu normlardan kötü olanları yapmak ise fücur olarak kabul edilmektedir.
(ﻓﺠﻮﺭ) i. (Ar. fucūr) Ahlâk kurallarına aykırı yaşama, fuhuş ve zinâya dalma, sefâhat [Daha çok fısk ve fitne kelimeleriyle birlikte kullanılır]: Fücûra fıska onlardır kulavuz (Darir). Sensin veren ilhâm ile takvâyı, fücûru (Mehmet Âkif).
Kâfir veya günahkâr mümin anlamında bir terim.
İslâm döneminde “hak yoldan ayrılma, Allah'ın emirlerine itaatsizlik etme” şeklinde daha özel bir anlam kazanmış, hem müşrik, yahudi, hıristiyan ve münafıklar, hem de dinin emirlerine aykırı hareket eden müslümanlar fısk kelimesi ve türevleriyle nitelendirilmeye başlanmıştır.
Fücur ^mahsulü çocuk, aralarında evlenme memnuiyeti bulu nanlardan doğan çocuktur. Meselâ, bir ananm oğlu ile vâki cinsi münasebetinden meydana ıgelen çocuk; veya bir erkek kardeşin kız kardeşi ile vâki cinsi münasebetinden olan çocuk fücur mahsulü çocuğun en tipik misâlidir.
İlgili 30 soru bulundu
fücur teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
(Osmanlı Dönemi) Günah. Zina.
Çocukla babası arasında soybağı kurulabilecek olmasına rağmen, ahlaken ve hukuken kabul edilmeyen/korunmayan bir ilişki ile böyle bir ilişkiden doğan çocuk diğer “normal” kabul edilen bir ilişkiden doğan çocuğa göre hem kendi aile çevresi hem de toplum tarafından kolay kabul edilebilir du- rumda olmayacaktır.
Fâsık kavramı, dinî literatürde kâfir için kullanılmakla beraber daha çok açıktan gü- nah işleyen Müslüman için kullanılmaktadır. İslam hukuku açısından fâsık, tasarruf- larında yalan söyleme ihtimali olan ve töhmet altındaki kimsedir.
Fâsık, Allah'a itaat etmekten büyük ölçüde çıkıp dinin sınırlarını aşan kimsedir (Mefâtîḥu'l-ġayb, III, 200; V, 165). Râgıb el-İsfahânî'ye göre az veya çok olsun her günah fısktır. Fâsık ise şeriatın hükümlerini benimseyip ikrar ettikten sonra bunların tamamını veya bir kısmını ihlâl eden kimsedir.
Fâsık; İslâm dini terminolojisinde günahkâr demektir. Fıkıhta farz sayılan emirleri yapmayan, günah olanları yapan, herhangi bir şekilde "büyük günah işleyen" veya "küçük günahta ısrar eden" kimselere denir. Namaz kılmayan, zina eden veya içki içen kişiler fâsık sayılırlar.
Takva (Arapça: التقوى at-taqwá) kulun, azametinden korkarak ve rahmetini ümit ederek Rabb'ine karşı olan kulluk görevlerini yerine getirmesi, emirlerini tutup yasakladıklarından kaçınması anlamına gelen bir terimdir. Kur'an'da Allah katında insanların en üstünün en çok takva sahibi olanlar olduğu belirtilmiştir.
Terim olarak ise fısk, isyan etmek ve Allah'ın emrini terketmek anlamına gelir.
Sıfat olarak düşünüldüğünde günahlara dalan ve batıla sapan anlamlarını taşıyabiliyorken, insanlar günah işlemeye meyil ettiren özelliği olarak da açıklanmaktadır. Facir kelimesi her ne kadar fasık kelimesine yakın olarak görülse de fasık facir göre daha umumi durumdadır.
Tanrı buyruklarına karşı olan, dince suç sayılan, öteki dünyada/ahirette cezayı gerektiren iş veya davranış demektir. Günâh işleyenlere veya günâhı olanlara günahkâr denir.
DEFAAT KELİMESİNİN ANLAMI
Kereler, kezler anlamına gelir. Bu kelime genellikle defağat şeklinde yanlış yazılmaktadır.
Muhlis kelimesi, iyi dostlar için kullanılan bir tabirdir. Bir kişi bir başkası için muhlis bir kişi tabirini kullanıyor ise o kişinin içtenliğine güveniyor ve dostluğundan emin demektir. Çünkü muhlis sözcüğünün anlamı inanç ve dostluğunda içten olan kimse demektir.
Bununla beraber, genel olarak yaratıklar arasında ilk kâfir olanın İblis olduğunu söylemek mümkündür: “...İblis kâfirlerden oldu.” (Bakara, 2/34) mealindeki ayetin ifadesinden bunu anlamak mümkündür. İnsanlık camiası içindeki ilk kâfir olan kimsenin Kabil olma ihtimali kuvvetlidir.
Kâfir (Arapça: كافر - kāfir, çoğulu: كفّار - kuffār, kadın için kâfire kullanılır, çoğulu: kevâfir), İslam dinî terminolojisinde küfür işleyerek dinden çıktığı düşünülen veya hiç Müslüman olmamış kişiye denir.
Ehl-i Sünnet'e göre büyük günah işleyen kişi günahkar Mümindir, ona dünyada bir Mümin gibi davranılır; yani örneğin cenaze namazı kılınır, Müslüman mezarlığına gömülür. Ahirette de bir Mümin'dir; günahının cezasını çeker veya Allah dilerse bu günahı affeder, ama sonunda iman etmiş olduğu için cennete girer.
1- Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak. 2- Yetim hakkı yemek. 3- Anne babaya kötü davranmak.
Çeşitli hadis rivayetlerinde Allah'a ortak koşmak, adam öldürmek, ana babaya karşı gelmek, yetim malı yemek, faiz yemek, dürüst kadınları iffetsizlikle suçlamak, büyü yapmak, savaştan kaçmak, yalancı şahitlikte bulunmak ve ödenemeyecek miktarda borçlu olarak ölmek büyük günahların başında zikredilmiştir (Müsned, II, ...
Genellikle şeriatın/dinin hükmünü kabul ve ikrar ettikten sonra onun ahkâmının tamamını yahut bir kısmını ihlâl eden/çiğneyen kimseye “fâsık” denilir. Kökten kâfir olan için de fâsık kelimesi kullanılır; çünkü o da aklın ve fıtratın/bozulmamış insan tabiatının gerektirdiği Allah'a itaat hükmünü çiğnemiş demektir.
En büyük kafa karışıklığı yaşanan konulardan biri de hamilelikte cinsel ilişki caiz mi sorusudur. Hamilelikte cinsel ilişkinin yasak olduğuna dair Kuran'da veya Peygamberimiz (s.a.v) 'in hadislerinde herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Herkes bu suçun faili olabilir. Cinsiyet açısından da bir ayrım mevcut değildir. Dolayısıyla fail kadın ya da erkek olabilir. Erkek erkeğe yaşanan cinsel ilişkilerde de suç bu suç kapsamında değerlendirilir.
“Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri