(ﻓﺠ]ﺎﺭ) i. (Ar. fācir'in çoğul şekli fuccār) Fâcir olanlar, günahkâr ve sefih kimseler, fecere: Celâlin eylemekçün hükmün icrâ / Cahîmi mesken-i füccâr edersin / Gedâ eylersin istersen şehânı / Gedâyı şâh-ı haşmet-kâr edersin (Hersekli Ârif Hikmet).
(ﻓﺠﺮﻩ) i. (Ar. fācir'in çoğul şekli fecere) Fâcir olanlar, günahkâr ve sefih kimseler, fısk u fücur sâhipleri, füccar.
Sözlükte “yarmak, bir şeyi genişçe yarıp açmak” anlamındaki fecr veya fücûr kökünden türeyen bir sıfat olarak “dindarlık perdesini yırtan, fütursuzca günaha dalan, haktan bâtıla sapan kimse” gibi mânalar taşır.
Facir TDK'ya göre, günahkar ve İslam dininin emirlerini çiğneyen kişiler için kullanılan bir kelimedir.
Terim olarak ise fısk, isyan etmek ve Allah'ın emrini terketmek anlamına gelir.
İlgili 23 soru bulundu
fücûr, Kur'an'da kâfir ve müşriklerin bir eylemi ve birr ile takvâ kavramlarının tam karşıtı olarak zik- redilmiş; küfür, kizb, fesâd ve fısk kavramlarının da benzeri olarak kullanılmıştır.
Sıfat olarak düşünüldüğünde günahlara dalan ve batıla sapan anlamlarını taşıyabiliyorken, insanlar günah işlemeye meyil ettiren özelliği olarak da açıklanmaktadır. Facir kelimesi her ne kadar fasık kelimesine yakın olarak görülse de fasık facir göre daha umumi durumdadır.
Kelime olarak “doğru yolu bulmak, yol göstermek” anlamlarına gelen hüdâ (hidayet) kökünden türemiş olup “gerçeğe ulaşmak, doğru yolu bulmak” demektir. Terim olarak inançsızken veya başka bir dine mensupken İslâm dinini benimsemeyi ifade eder. İhtida eden kimseye mühtedi denir.
İslâm döneminde “hak yoldan ayrılma, Allah'ın emirlerine itaatsizlik etme” şeklinde daha özel bir anlam kazanmış, hem müşrik, yahudi, hıristiyan ve münafıklar, hem de dinin emirlerine aykırı hareket eden müslümanlar fısk kelimesi ve türevleriyle nitelendirilmeye başlanmıştır.
Fâsık, Allah'a itaat etmekten büyük ölçüde çıkıp dinin sınırlarını aşan kimsedir (Mefâtîḥu'l-ġayb, III, 200; V, 165). Râgıb el-İsfahânî'ye göre az veya çok olsun her günah fısktır. Fâsık ise şeriatın hükümlerini benimseyip ikrar ettikten sonra bunların tamamını veya bir kısmını ihlâl eden kimsedir.
Fırfır TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim Giysi, perde vb.nin kenarlarına dikilen kırmalı veya büzgülü süs, farba, farbala.
Deccal karakteri ile ilgili yorumlar ile zenginleştirilen birçok hadis bulunmaktadır. Alnının ortasında sadece Müslümanların görebileceği kefere (kâfir) yazısı vardır. Kendisini önce Peygamber daha sonra Tanrı olarak tanıtacak ve dünyaya fitne yayacak olan kişidir.
Fıtrat, ‚yarmak, ikiye ayırmak; icat etmek‛ anlamındaki fatr kökünün isim hâlidir ve ‚yaratılış, belli yetenek ve yatkınlığa sahip oluş‛ anlamlarına gelir. İlk yaratılış, mutlak yokluğun yarılarak içinden varlığın çıkması şeklinde düşünüldüğünden fıtrat kelimesiyle ifade edilmiştir.
Faraş, birikmiş tozların ya da çöplerin toplanarak dışarı atılması için kullanılan ve plastikten ya da tenekeden yapılmış bir kürektir.
FIRAK. (ﻓﺮﻕ) i. (Ar. firḳa “mezhep”in çoğul şekli firaḳ) Fırkalar. ѻ Fırak-ı dâlle: Sapıklığa, dalâlete düşmüş olanlar, İslâm dîninde Ehl-i sünnet yolundan ayrılan fırkalar, mezhepler.
Fesahat, kelimelerin telaffuzunun akıcı; anlamlarının da açık olması demektir.
TDK sözlük anlamı bakımından maşrapa kelimesi metal, plastik ya da toprak malzemeden üretilen su taşıma kabı olarak bilinmektedir. Geçmiş dönemde insanlar bu ürün sayesinde sularını rahatlıkla taşımaktadır.
Mütemadiyen Arapçadan gelen ve Türkçede yaygın kullanılan sözcüklerden biridir. Türk Dil Kurumu açısından ele alındığı zaman anlamı, 'Ara vermeden ve sürekli olarak' biçiminde ifade ediliyor.
İnkişaf kelimesi, herhangi bir şeyin ya da durumun gün yüzüne çıkması ve anlaşılması olarak ifade edilen bir kavram olmaktadır. İnkişaf aynı zamanda, gizli olan sırların bilinir hale gelmesi ortaya çıkması anlamında da kullanılmaktadır.
- Mecaz anlamda kullanılan dolap, düzen ve hileli işler. - İnsanlar için mecaz anlamda kullanılan sürekli sözünü değiştiren ve sözünden dönen kişi.
Kökeni: "Muharrir" kelimesi Arapça kökenli olup "حرر" (harrara) kökünden türetilmiştir. Anlamı: "Muharrir" kelimesi, yazılı metinleri düzenleyen, düzeltme yapan veya yazıları düzenleyip yayınlayan kişiyi ifade eder.
Nasara Hz. İsa'nın izinden gidenler ve onun öğretilerini benimseyenler demektir. Bu kelimenin yerine İsevi ve Hristiyan sözcükleri de kullanılır.
Gâvur, Türkçede Müslüman olmayan kişileri belirtmek için kullanılan aşağılayıcı bir sıfattır. Osmanlı Devleti döneminde Farsça gebr sözcüğünden Türkçeye girmiş ve bu dönemde gayrimüslimleri, özellikle de Rumları nitelemek için kullanılmıştır.
Deyim. [1] (argo) Mahcup olmak, utanılacak bir duruma düşmek.
Teamül TDK Sözlük Anlamı Nedir? Türk Dil Kurumu açısından bakıldığı zaman teamül kelimesi, 'Bir yerde öteden beri olagelen davranış' şeklinde öne çıkmaktadır. Yani eski zamanlardan beri alışkanlık haline gelmiş bir davranış olarak ifade edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri