Formel mantık, mantığın geleneksel ya da biçimsel özelliğidir. Geleneksel mantık olarak da adlandırılır. Bir düşüncenin içerik bakımından doğru olup olmadığını değil, biçimsel ya da formel yönden doğru olup olmadığını dikkate alır, bunu önemser. Bu yanıyla da düşünce biçimlerinin çözümlemesini içerir denilebilir.
Olgusal doğrulama; bir yargının, önermenin gerçek- likle yani yöneldiği nesne ile uyuşmasıdır. Olgusal doğrulamaya bilgi doğruluğu da denir. Doğruluğun diğer bir yönü olan formel doğrulama ise düşüncenin kendi içinde çelişmemesi, tutarlı olması hâlidir. Bu du- rum mantık doğrusu olarak ifade edilir.
Doğruluk ise bilginin nesnesine uygunluğudur. Yani bir görüş belirtilir (bir önerme sunulur) ve belirtilen görüş ya yanlış ya da doğrudur. Burdaki önemli nokta şudur: Gerçekliğe doğru veya yanlış sorusu sorulamaz. Örneğin "kapı" dediğimde bu gerçekliktir ve buna doğru mu, yanlış mı?
Biçimsel Doğrulama (Formal Verification), resmi matematik yöntemlerini kullanır ve belirli bir biçimsel belirtim veya özelliğe göre bir sistemin amaçladığı algoritmaların doğruluğunu kanıtlama ya da çürütme davranışıdır.
(biçimsel) doğrulama. Olgusal doğrulama; bir yargının, önermenin gerçeklikle yani yöneldiği nesne ile. uyuşmasıdır.
İlgili 43 soru bulundu
Kelime bazında bilinçten bağımsız olarak fiziksel ve nesnel var olmak anlamı öne çıkar. Örneğin koltuk ya da bilgisayar bir gerçeklik olarak ifade edilmektedir.
İnsanın söz, davranış ve niyet bakımından dürüst ve iyilikten yana olması doğruluk kavramıyla ifade edilir. Felsefi bir kavram olarak doğruluk “bir önerme, inanç, düşünce ya da kanaatin bazı ölçütlere göre sahip olduğu doğru olma özelliği” şeklinde tanımlanır.
Çok genel olarak, doğruluğun, felsefe bağlamında epistemolojik ve ontolojik olmak üzere iki ayrı bağlamda ele alındığını belirtmek mümkündür.
Doğruluk; insanın karşısındaki bireyleri ikna etme hususunda önemli bir tutum olup güvenilirlik, içtenlik, tutarlılık, affedicilik ve adalet gibi kavramları da kapsar. Kişiler arası ilişkilerde dürüst olmayan davranış ve tutumlar sergilemek, bireylerin kaliteli iletişim kurmalarına engel olabilir.
DOĞRULUK, TUTARLILIK VE GEÇERLİLİK
(Doğru / yanlış değerine (potansiyel olarak) sahip olmak, edimsel olarak doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir olmayı beraberinde getirmez. Tutarlılık, önermenin diğer önermelerle olan ilişkisi sonucu açığa çıkar.
(Platon, 1999: 262e- 263d) Platon'da doğruluk, “aletheia” kavramındaki varlığa ilişkin açığa çıkma anlamının yanı sıra ifadelerin bir niteliği olan ve ölçütünün de nesnesine uygunluk olduğu bir niteliktir. Bu, Varlığa ilişkin açığa çıkma ile 'söz'ün ve 'düşüncenin' örtüşmesine dayalı karşılıklı bir ilişkidir.
“Doğruluk ölçütü sorunu, bir ifadenin doğru olduğunun nasıl ortaya konulabileceği, gösterilebileceği ya da kanıtlanabileceği sorunudur.”10 Bir başka deyişle de uygunluk kuramı bağlamında, önerme ile önermenin hakkında olduğu nesne arasındaki ilişkinin nasıl denetlenebileceği sorunudur.
Gerçeklik veya hakikat, günlük kullanımdaki anlamıyla, "var olan her şey" demektir. Bilimde, dinde ve felsefede farklı anlamları vardır. Düşünceden bağımsız olarak zamanda ve mekanda yer kaplayan her şey gerçektir. Herhangi bir şeyin gerçekliği insan zihnine bağlı olmaksızın var olmasıdır.
Olgusallık (gerçeklik), yani gerçekten var olmuşluk, aynı zamanda karşıolgusallık ile tezat kurmak için de kullanılabilir. Karşıolgusallık, olabilecek ama olmamış olan şeyler için kullanılır.
Olgusal gözlemlerle kanıtlanabilen ve nesnel yargılara sahip olan aynı zamanda ölçülebilen olaylara verilen bir ifade biçimidir.
Felsefede doğruluk, kuramların ve önermelerin bir niteliğidir. Bilginin nesneye olan uygunluğu için doğruluk denir. Bir şeyin doğru olması için o bilginin gerçeğe uygun olması gerekmektedir.
'Doğruluk', daha temelde bilginin belirleyici kavramıdır. “Her bilgi doğru olma savındadır. Her bilgi ya doğrudur ya da yanlış. Bu nedenle doğru ya da yanlış olabilme –bu da başka bir şeye, bilgi nesnesine bağlı olsa da- bilgiyi bilgi kılan özelliklerin başında gelir.
Düalist kozmoloji veya Düalizm, genellikle birbirine karşı çıkan iki temel kavramın var olduğuna dair ahlaki veya ruhsal inançtır. Hem geleneksel dinler hem de kutsal kitap dinleri dahil olmak üzere çeşitli dinlerden çeşitli görüşleri kapsayan şemsiye bir terimdir.
Doğruluk, her yerde ve her durumda doğru olma hali, doğru olana yakışır şekilde davranmaktır. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olmasıdır. İçinde bulunulan durum için en iyi ve geçerli olabilecek kararı alabilmektir.
Bilgi, ancak insanın varlığı ile mümkün olabilir ve buna bağlı olarak da son tahlilde doğruluk iddialarının tümü özneldir. Çünkü, insanın dışında yer alan nesnel bir ölçütten yoksundur.
4 farklı önermenin doğruluk tablosu 24 = 16 farklı durumdan oluşur.
Unutmayalım ki, dürüst insanın hem ruhu hem bedeni rahattır. "Akıllı, bilgin, zengin olmak zorunda değiliz ama dürüst olmak zorundayız." Doğruluk ise bir iç adalettir. Doğru olmak, bencillikten sıyrılmak, gerçek huzuru bulmaktır. Doğru ve dürüst davranmak ve bu hali korumak çoğu zaman zordur.
Doğruluk, her yerde ve her durumda doğru olma hali, doğru olana yakışır şekilde davranmaktır. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olmasıdır. İçinde bulunulan durum için en iyi ve geçerli olabilecek kararı alabilmektir.
Doğruluk ölçüm sonuçlarının gerçek değere yakınlığını gösterir, kesinlik ise tekrarlı ölçümlerin birbirine olan yakınlığını gösterir.
Doğruluk; doğru sözlülük ve güvenirliğe işaret eden bir kavramdır. Etik davranış, başkaları ile ilişkilerde dürüst olmayı ve içtenliği gerektirir. İçten ve dürüst davranmayanlar, ilişkilerde kendi sonlarını hazırlarlar ve güven ortamı ortadan kalkar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri