Fıkıh, Arapça kökenli bir sözcüktür. "Bir şeyin özünü ve inceliklerini kavramak" anlamındadır. Kur'an'da da bir bilimden çok "ince anlayış, keskin idrak ve konuşanın amacını anlamak" anlamlarında kullanılmıştır. "Fakih" ise "bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse" demektir.
Din bilgini, fıkıh âlimi. İslâm'a ait dinî, ahlâkî ve hukukî hükümler bütünü anlamında bir terim. İslâm hukukunun amelî-tatbikî bölümünü ve miras hukukunda alt soy hısımları ifade eden fıkıh terimi.
Fıkıh, Hicri takvimin ilk dönemlerinde çaba ile öğrenilebilen dini bilgilere verilen genel addır. Ancak zaman içerisinde yalnızca din ve dünya kanunlarını kapsayan hukuksal bir terim haline dönüşmüştür.
“Fıkıh kelimesi, Arapçada, fekıha yefkahü şeklinde kullanılınca, yani dördüncü babdan olunca, bilmek, anlamak demektir. Beşinci babdan olunca, İslâmiyetin hükümlerini bilmek, anlamak demektir. Ahkam-ı islâmiyyeyi, İslâmiyetin hükümlerini bildiren ilme Fıkıh ilmi adı verildi. Fıkıh bilgilerini bilen kimseye Fakîh denir.
Türk Dil Kurumunda fıkıh kelimesinin anlamı bir şeyi tam anlamıyla bilmektir. Bir şeyi gereği gibi anlamına gelen fıkıh kelimesinin bir diğer anlamı ise İslam hukukunda dünya ile ilgili işleri ve dini konuları kaynağından yararlanarak konulan kuralların tamamıdır.
İlgili 31 soru bulundu
Bu mezheplerden Sünnî İslam inanışında yaygın olanları Malikî, Hanefî, Şafiî ve Hanbelî mezhepleridir. Bu nedenle bu dört mezhebe zaman zaman dört büyük fıkıh mezhebi denmiştir.
İshak Tokadi, ilimleri şu isimler altında tasnif eder: 1- Tecvid: Kur'an'ı öğrenmeye yardımcı olur, bu ilmi öğrenmek Farzdır. 2- Kelam: Kelam için Fıkhı Ekber okunmalıdır, bu ilmi öğrenmek Farz-ı Kifâyedir. 3- Fıkıh: Önde Gelen fıkıhçıları verir, bu ilmi öğrenmek Farzdır.
Ayetlerin açık ve doğrudan hüküm getirmesi esas alındığında fıkıhla ilgili ayet sayısı 200 civarındadır. Fıkhın temel kaynakları, diğer ana İslâmî ilimlerde olduğu gibi Kur'ân-ı Kerîm ile Hz. Peygamber (asm)'in sünnetidir.
Bunlar, Kitap, Sünnet, icma ve kıyastır. Dört halife ve Tâbiûn devrindeki fıkıh kelimesiyle ilim kastediliyordu. Fıkh-ı Ekber tabiri, akâid ve tevhid ilmini, Fıkh-ı Vicdâni kavramı, nefis terbiyesi ve ahlâk ilmini, sadece fıkıh kelimesi ise, ameli konuları kapsıyordu.
Genel anlamı ile dinin ince ölçüleri ile bilinmesi ve öğrenilmesi için kullanılmaktadır. Fıkıh ilmi, dinin ince ölçüleri demektir. Biraz daha güncelleştirilmişine ilmihâl adı veriliyor. Zikretmeye gerek yoktur ki, fıkhın esas aldığı bilgi kaynağı kitabımız Kur'an ve Peygamber aleyhisselamın hadisleridir.
Fıkıhla ilgilenen kişiye fakih denir.
Bu bakımdan “İslâm” ile “din” âdeta eş anlamlı iki kelime gibi telakki edilmiş ve bütün peygamberlerin getirdiği dinin İslâm olduğu ifade edilmiştir (Âl-i İmrân 3/85; en-Nisâ 4/125; el-Mâide 5/3; eş-Şûrâ 42/13). Ayrıca İslâm özel olarak Hz. Muhammed'e gelen dinin adıdır (el-Mâide 5/3).
Fıkıh, amellerin, yani insan davranışlarının tâbi olduğu hükümler demek olduğuna göre, “fıkıh” demek aslında “hukuk” demektir. “Fıkıh” terimiyle herhangi bir hukuk değil, İslâm hukuku kastedildiği için, fıkha, doğrudan doğruya “İslâm hukuku” da diyebiliriz.
➛Kurucusu Ebu Hanife'dir.
Gelişimi. Ebu Hanife Abdullah İbn Mes'ud'dan kendisine kadar gelen zamandaki Irak rey ekolüne bağlı âlimlerin mirasını bir içtihat meclisi niteliğindeki ders halkalarında geliştirip sistematik hale getirerek İslam âleminde bağlısı en fazla olacak fıkıh mezhebinin ilk temellerini atmıştır.
günâh işlemelerine fırsat verecek kadar da kolaylaştırmayan, Allah'ın azabına dûçâr olabileceklerine inandırabilen, başka şeylere rağbet ederek Kur'an'ı terk etmeyen kimsedir.
Günlük hayatımızda, dinî amellerimizin nasıl yapıla- cağını ortaya koyup, bizlere anlatan ilme fıkıh ilmi ya da kısaca fıkıh denilir. Örneğin namazı nasıl kılacağımız, nelere dikkat edeceğimiz, namaz kılarken ne yapmamız veya yapmamamız gerektiği ile ilgili bilgileri fıkıh ilmi ile öğreniyoruz.
Fıkıh Usulünün Amacı ve İşlevi
Fıkıh usulünün işlevi; “Hükümlerin delillerden elde ediliş keyfiyetini” göstermek, amacı da Kur'an ve sünnetteki hükümlerin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktır.
b) Fıkıh kaideleri ile Usûlu'l-Fıkıh Arasındaki Fark:
Bu kaidelere, muhteva itibariyle "Fıkhın genel prensip ve hükümleri" adı verilebilir. Fıkıh Usûlü ilmi, fakîhijn uyması gereken kaideleri açıklar ki, bunlar onun, hüküm çıkarırken hataya düşmesini önler.
Anlayış tarzı ve derinlik anlamına gelen fıkıh, özellikle dini açıdan öne çıkan bir yapıya sahiptir. Bu konuda İmamı Gazali, Ebu Hanife gibi daha pek çok önemli isim ön plana çıkar.
Buna göre ibâdât, sırf Allah'ın rızasını veya bunun semeresi olan uhrevî karşılığı elde etmek maksadıyla yapılan veya yapılması gereken fiilleri düzenleyen alan olarak tanımlanabilir.
Fıkıh usulü İslâm hukukçularının ictihad ve delil elde etmek için koydukları bir esas olup dini anlamada ve kanun koymada yol gösteren bir ilimdir. Bu bakımdan İslâmın hukuk metodolojisidir. Yazar bu ilmi asıl konularıyla ortaya koymakta ve yönteme ait kavramların uygulamaları hakkında detaylı anlatım yapmaktadır.
İbadet ve davranışların farz, vacip, sünnet, mekruh dini terminolojideki karşılığının verildiği ilmi alandır. Fıkıh kelimesi Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette geçmekte ve birçok fıkıh kitabı bulunmaktadır.
Normal yaşamda bazı ilimlerin alınması ve kullanılması zorluğunu gidererek ihtiyaç anında bakılarak kesin ve doğru bilgiye ulaşmaya imkan vermektedir. İlmihal her Müslümanın evinde bulunabilen ve herhangi bir bilgi yetersizliğinde faydalanabilmek için kullanılabilen bir ilim aracı olduğundan önemli bir yeri olmaktadır.
Fıkh sözlükte “bilmek, bir şeyi iyi anlamak, bir konuda derin bilgi sahibi olmak” anlamında olup bu kökten türeyen fakīh de “bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse” demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri