Bu meyanda Hanefî füru fıkıh klasikleri arasında yer alan; Fetâvây-ı Hindiyye, Reddü'l-muhtâr, el-Hidâye, el-İhtiyâr, Kudûrî muhtasarı gibi eserler Türkçeye kazandırılmıştır.
Bu yöntemi esas alarak yazılmış Fıkıh Usûlü ile ilgili eserlere şunlar örnek gösterilebilir: a. “Meâhizu‟ş-Şerâ„î”, Ebû Mansûr el-Mâtûrîdî (ö. 333 h/944 m.). b. “Risâle fi‟l-Usûl”, Ebu‟l-Hasan el-Kerhî (ö. 340 h./951 m.).
Konulara göre sistematik ilk fıkıh kitaplarının Emevîler döneminde (I. [VII.] yüzyılın sonunda ve II. [VIII.] yüzyılın başında) yazıldığı anlaşılmaktadır.
İlgili 18 soru bulundu
Bugün bilinen ilk fıkıh usûlü eseri hicri 2. asırda İmam Şafii tarafından kaleme alınmış er-Risale adlı eserdir.
Fıkıh usûlüne dair manzum eserler ise ilk usûl çalışmalarının ortaya çıktığı asra nazaran oldukça geç bir dönem olan IX/XV. yüzyılda yazılmaya başlanmıştır.
Serahsî'nin (ö. 483/1090 [?]) fıkıh usulüne dair eseri.
Ebû Zeyd ed-Debûsî'nin (ö. 430/1039) fıkıh usulüne dair eseri.
Er-Risâle, fıkıh usûlü alanında yazılan ilk eser olarak kabul edilir. İmam Şâfiî, bu eserini Mısır'a gittikten sonra kaleme almıştır.
Fıkhın metodolojisi anlamına gelen Fıkıh Usûlü müctehidin (yani dinde hüküm verebilecek şahsın) şer'î hükümleri tafsili (açıklayıcı) delillerinden çıkarmasına yarayan kurallar bütünüdür. Fıkıh usûlü açısından elimize ulaşan ilk eser hicri 2. yüzyılda İmam Şafii'nin Er-Risale fil-Usul adlı eseridir.
Bu mezheplerden Sünnî İslam inanışında yaygın olanları Malikî, Hanefî, Şafiî ve Hanbelî mezhepleridir. Bu nedenle bu dört mezhebe zaman zaman dört büyük fıkıh mezhebi denmiştir.
Anlayış tarzı ve derinlik anlamına gelen fıkıh, özellikle dini açıdan öne çıkan bir yapıya sahiptir. Bu konuda İmamı Gazali, Ebu Hanife gibi daha pek çok önemli isim ön plana çıkar.
Fıkıh usulü İslâm hukukçularının ictihad ve delil elde etmek için koydukları bir esas olup dini anlamada ve kanun koymada yol gösteren bir ilimdir. Bu bakımdan İslâmın hukuk metodolojisidir. Yazar bu ilmi asıl konularıyla ortaya koymakta ve yönteme ait kavramların uygulamaları hakkında detaylı anlatım yapmaktadır.
Usûl'ül-Fıkh, şer'î hükümleri, şer'î delilleri ve bunlara bağlı kuralları ele alıp inceleyen bir disiplindir. Fıkıh Usulüne ait bilgilerin detaylardan kaçınılarak özet halde okuyucuya sunulmuş olması kitabın tanıtılmasının başlıca tercih nedenidir.
“Tafsîlî delillerden elde edilen amelî-şer„î hükümlerin, üzerine bina edildiği şeye Fıkıh Usûlü adı verilmektedir.” hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmeye yarayan kuralların tamamına Fıkıh Usûlü denir.” Şer„î-amelî hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmeye yarayan kuralların tamamına Fıkıh Usûlü denir.
Zamanımıza kadar bu ilim konusunda gelen en eski eser, İmam Şâfiî'nindir. Bu yüzden o, fıkıh usülü ilminin kurucusu olarak bilinmektedir.
Fıkıh; en geniş anlamıyla kişinin hak, yetki ve sorumluluklarının bilincinde olmasıdır. Fıkıh ilmi ise kişinin Allah'a karşı ibadet yükümlülüğünü, helal haram ölçüsünü ve kişiler arası ilişkileri inceler. Fıkıh ilminin temel kaynaklarını Kur'an, sünnet, icma ve kıyas oluşturmaktadır.
Ebû Hanife her iki ilim için önem arz eden “fıkh” kavramına sıklıkla vurgu yapar ve bu kavramı “kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesi” şeklinde tanımlar.
Bu çalışmada, İmam Şafii'nin er-Risâle adlı eserinde kullandığı hadis kavramları ele alınmıştır.
Mesele, ilimlerde varılmak istenen sonuç cümlesi olup bir konu ve bir yüklemden oluşur. Fıkıhta meselelerin konusu mükellefin fiili, yük- lemi ise şer'î hükümdür. Fıkhî meselelerin konusu ile ilgili bazı hususlar yanında, yüklemi ile ilgili sorunlar da vardır.
“Fıkıh” kelimesinin türevleri Kurân-ı Kerimde 20 (yirmi) yerde geçer ve bu yerlerin hepsinde fıkıh, mastar ya da isim olarak değil de, muzari fiil olarak kullanılır.
Genel anlamı ile dinin ince ölçüleri ile bilinmesi ve öğrenilmesi için kullanılmaktadır. Fıkıh ilmi, dinin ince ölçüleri demektir. Biraz daha güncelleştirilmişine ilmihâl adı veriliyor. Zikretmeye gerek yoktur ki, fıkhın esas aldığı bilgi kaynağı kitabımız Kur'an ve Peygamber aleyhisselamın hadisleridir.
Tefsir Kur'an'ın anlaşılmasını konu edinirken fıkıh şerî hükümleri konu edinir. Zira bazı ayetler muhkemdir, anlaşılması için harici delillere ihtiyacı yoktur. Bazılar da müteşâbih, mücmel ve müşkil olup anlaşılması için araştırmaya ve başka delillere ihtiyacı vardır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri