feşan / feşân "Saçan" mânâsında son ek.
faş / fâş / فاش
Meydana çıkmış. Yayılmış. Anlaşılmış olan.
Kaçmak. Firar etmek. Davarın yaşını anlamak için dişini görmek.
feda / fedâ / فدا
Gözden çıkarma, uğruna verme. Kurban.
Ganimet. Harbde elde edilen mal. Rücu'. Haraç.
İlgili 38 soru bulundu
fariğ / fâriğ / فارغ
Vazgeçmiş, çekilmiş. Rahat, âsûde. Boş, işini bitirmiş, işsiz.
fukara / fukarâ / فقرا
(Tekili: Fakir) Yoksullar, fakirler.
Gamdan ve tasadan kurtulmak. Kurtuluş. Şiddetten kurtulmak.
Alamet-i Farika (veya alâmet-i fârika) Osmanlıca bir isim tamlaması olup Osmanlıca'ya da Arapçadan girmiştir. Arapça alamet, belirti, iz anlamına gelir (Örneğin kıyamet alametleri). Farika (veya farik) ise ayıran anlamına gelen bir sıfattır.
fida / fidâ
Dağıtmak. Atâ etmek. Hediye veya bahşiş olarak vermek. Bedel vermek.
Arapça frḳ kökünden gelen firāḳ فراق “ayrılık” sözcüğünden alıntıdır.
Fenâ, hoş olmayan, çirkin ve kötü şey.
1. Döşek, yatak. اسیر فراش esîr-i firâş = yatağa yatacak, kalkamayacak kadar hasta.
Kırmak. Kaldırmak. Kesmek. El ve bilek, yerinden burkulup çıkmak.
fakir / fakîr / فقير
Tasavvufta fakir: Derviş.
Farsça fāş فاش “aşikâr, açığa çıkmış” sözcüğünden alıntıdır.
filhakika / filhakîka / فى الحقيقه / فِي الْحَق۪يقَه
(Fi-l-hakika) Hakikatte, esasında, hakikaten, doğrusu.
firuz / fîrûz / فيروز
Said, hurrem, saadetli, uğurlu, muzaffer, mansur.
benat / benât / بنات (Tekili: Bint) Kızlar.
Osmanlıca kaleme alınmış metinlerde ''ferc'' şeklinde yazılan bu kelimenin sözlük anlamı çatlaktır. Kelimenin fiil hali olan ferç etmek ise, yarılmak ve çatlamak manasına gelir.
re'fet / رأفت / رَأْفَتْ
Merhamet, şefkat.
fıtri / fıtrî / فطری / فِطْر۪ي
Doğuştan, yaradılıştan, fıtrata âit ve müteallik. Hayat kanunlarına uygun.
(Tekili: Feth) Fetihler. (Çoğulu: Fütuhât) Açılmak. Yardım.
Sözlükte “eşitlik, denklik, benzerlik ve yeterlik” anlamlarına gelen kefâet, bir fıkıh terimi olarak evlenecek eşler arasında belli hususlarda denkliğin bulunmasını, daha çok da evlenecek eşlerden erkeğin kadına denkliğini ifade eder. Denk olan erkeğe küfüv denilir.
FUZALÂ – FUDALÂ
(ﻓﻀﻼﺀ) i. (Ar. fāżil'ın çoğul şekli fużalā') Fâzıllar, ahlâk, ilim ve meziyetçe üstün, fazîletli kimseler: Fuzalâ-yı asırdan Abdülmecid-zâde Derviş Mehmed Efendi'nin dershâne-i irfânına devam ettirdi (Şeyhülislâm Yahyâ).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri