- Bazı bilgilere göre, Hz. Fatıma'nın gece defnedilmesini kendisi istemiştir. Sebebi de gündüz, kadınların da cenazelerinin konulduğu tabutların üstününün örtülemeyip açıkta olmasıdır. O bundan hoşlanmadığı için, gece defnedilmesini istemiştir.
Ali kıldırdı. Vasiyeti üzerine geceleyin Hz. Ali, Hz. Abbas ile oğlu Fazl tarafından Cennetü'l-bakī'a defnedildi.
Hazreti Muhammed'in ölümünden 5,5 ay sonra Medine'de 22 Kasım 632'de vefat eden Hazreti Fatıma'nın cenazesi, vasiyeti üzerine tabutla taşınarak, gece Cennetül-Baki Kabristanı'na defnedildi.
624'te, aynı zamanda Muhammed'in kuzeni olan Ali bin Ebu Talib ile evlendi. 632'de Şii kaynaklarına göre Ömer ile aralarında geçen tartışma sonucu ölmüştür. Naaşı, kendi isteği doğrultusunda, geceyarısı ve gizlice gömüldü.
Fâtıma, kadın cenazelerinin erkeklerinki gibi üzerine örtülen bir kefenle sarılmış olarak herkesin gözü önünde bulunmasından rahatsız olduğunu Esmâ bint Umeys'e söylediğinde Esmâ ona Habeşistan'da cenazelerin tabut içinde taşındığını anlatmış, bunun üzerine Fâtıma kendi cenazesinin de böyle taşınmasını vasiyet etmişti.
İlgili 41 soru bulundu
[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma'ya (a.s) zulüm edildiği için[4], o eşi Ali'ye (a.s) geceleyin kendisini yıkamasını, kefenlemesini ve toprağa vermesini vasiyet etmiş ve böylece ona zulüm edenlerin cenaze merasimine katılmaması hedeflenmiştir. Aynı şekilde onun kabrinin gizli kalması kararı da alınmıştı.
Ali'nin ikinci evlilik yapmak istemesinin -kanaatimizce- en önemli bir sebebi Hz. Peygamber (asm)'in teşvik ettiği Müslüman neslin çoğalmasına katkı sağlamaktır. Hz. Fatıma'nın vefatından sonra yaptığı evlilikler ve bu evliliklerden doğan pek çok çocuğun olması, bunun bir göstergesidir.
“En-Nazzâm iftiralarında daha da ileri giderek şunu iddia etmiştir: Ömer (radıyallahu anh) Biat günü Fâtıma'nın (radıyallahu anh) karnına öyle sert vurdu ki, karnındaki bebeğini düşürmesine neden oldu. Bir yandan da şöyle bağırıyordu: 'Evini içindekilerle birlikte yakın!'
- El simgesi Hristiyan söylencelerinde ise Hz. Meryem'in tanrıça statüsünde görülür ve kutsal kabul edilir. Değerli kardeşimiz, Bu itikadın İslam'da yeri yoktur.
Fatıma isminin anlamı; çocuğunu sütten kesen kadın demektir. Fatıma ismi ayrıca İslam Peygamberi olan Hz. Muhammet (S.A.V.)
Hz. Muhammed'e (SAV) ilk iman edenler arasında yer almaktadır. Hz. Fatıma 25 yaşına geldiği zaman Medine'de vefat etmiştir.
Zeyneb, daha önce teyzesinin oğlu Ebu'l As ile evlenmiş ve Ali isimli bir oğul ile Ümame isimli bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Bir çocuğuna hamileyken de, Mekkeli paganların saldırısı sonucu çocuğunu düşürmüştür. Peygamber Muhammed'in kızları arasında Fatıma'dan sonra en fazla bilgi sahibi olunan kızıdır.
Soru: Hz Fatıma annemizi vefatından sonra hz Ali (ra) mı yıkayıp kefenledi? Bayan vefat edince nikah düşmüyor mu? Erkek vefat ettiğinde iddet süresince nikah düşmüyor diye biliyorum. el Cevab: Esma bint Umeys tarafından vasiyeti çerçevesinde yıkanmıştır.
“Fâtima cennet hatunların'ın seyyidesidir.” Hicretten iki yıl sonra, 18 yaşında iken 21 Mart 624 miladi tarihte Hz. Ali ile evlendirilir.
Ali Fatıma vefat edene kadar başkasıyla evlenmemiştir. Fatıma'dan 5 çocuğu olmuştur; isimleri şunlardır: Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiyye ve Mûhsin ibn Ali. Mûhsin, henüz Fatıma'ın karnındayken, ölmüştür.
Fâtımâ'nın Eli ya da Hamse (Arapça: خمسة, khams kökünden, gerçek anlamda "beş"), palmiye şeklinde, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar popüler, yaygınca takı, muska ya da duvar süsü olarak kullanılan bir tılsımdır. Bir inanç olarak şans, bereket ve mutluluk getireceğine inanılır. Barış işareti olarak da kullanılır.
Mükemmel Hediye: Meryem Ana kolyesi, Meryem Ana'ya dua etmek için takılır ve özel günlerde eşler, anneler ve büyükanneler için bir hediyedir.
İsa Peygamber'in annesi olan Meryem Anne'yi temsilen yapılmış olan bu kolyemiz, kutsal bir simgedir. Dininiz ne olursa olsun, Meryem Ana Kolye şık ve göz alıcı bir tasarıma sahip, bu yüzden hiç çekinmeden kullanabilirsiniz.
Alevilerin kutsal sembollerinden bir tanesi olan Fatma Ana Eli, “Pençe-i Âl-i Abâ” ya da “Hamse” diye de bilinmektedir. Diğer toplumlar gibi Aleviler de bu sembolün kişileri nazara, kötü düşüncelere karşı koruyacağına; uğur, şans ve bereket getireceğine inanmaktadır.
Buna göre Alevi, Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'den sonra devlet başkanlığına Allah ve Hz. Peygamber tarafından tayin edildiğine inanan ve imametin kıyamete kadar Fatıma'dan olan soyunda olduğunu savunan toplulukların müşterek adı olmuştur.
Ebu Bekir (r.a.), ardından da Hz. Ömer (r.a.) Hz. Fatıma (r.anha) ile evlenmek istedi. Allah Rasulü (s.a.s.) her iki teklife de olumlu cevap vermemiş, bunun ardından Hz.
Peygamber'in soyundan geldiklerini iddia ederler. Bu iddianın doğruluğu eski ve yeni âlimler arasında tartışma konusu olmuştur. İfrîkıye'de ortaya çıkan Fâtımî Devleti'nin esası İsmâilîlik hareketine dayanır.
Çiftlerin boşanmasının en önemli nedenleri; mizaç farklıklıları, ortak ilgi alanlarının azlığı, farklı değerlere sahip olmaları, çocuk bakımı ve yetiştirme sorunları, maddi sorunlar, ev işleri paylaşımı, aileler, cinsellik ve kariyer sorunları gibi nedenlerle dayalı yaşanan çatışmalardır.
Ölümünden sonra vücudunu kimsenin görmemesi için vasiyeti üzerine onu Hz. Ali ile Hz. Ebû Bekir'in hanımı Esma bint Umeys'in yıkadığı da zikredilmektedir.
Ümmü Gülsüm Ömer ile 638 yılının son aylarında evlendi. Bu evlilikten Zeyd ve Rukiyye adında iki çocukları oldu. Oğlu Zeyd annesi ile aynı gün ölmüştür, kızı Rukiyye ise İbrahim bin Nuaym en-Nehhâm ile evlenmiştir. Halifenin eşi sıfatıyla Bizans kraliçesi ile hediyeleşmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri