bela / belâ / بلى Evet. Farsçada "Belî" diye söylenir.
Vücut, varlık, gövde.
Ürkme, korkma, havfetme.
Korkutmak, tehdit etmek.
Bir iş için önceden belli edilen zaman. Bir işi te'hir etmek, sonraya bırakmak için olan belli vakit.
İlgili 27 soru bulundu
Yardımcı harf olarak vav( و )
Vav harfi aynı zamanda yardımcı harftir. Sessiz bir harften sonra gelerek o sessiz harfi o, ö, u, ü sesleriyle okutur. Türkçe kelimelerde bu “u”lar kısa, Arapça ve Farsça kelimelerde ise uzun u “û” şeklinde okunur. Bilindiği gibi Türkçede uzun hece bulunmaz.
(اِ.) 1 - هوش ، فهم . 2 - یاد، ذهن .
Sözlükte “ileride gerçekleştirilecek bir şeye dair söz vermek” anlamındaki va'd ve vaîd masdar olarak, ayrıca isim şeklinde kullanılır. Gerçekleştirilecek şeyin niteliği belirtilmeden kullanıldığında va'd “iyilik”, vaîd ise “kötülük ve ceza” mânasına gelir.
vera / verâ / ورا
Halk. Mahluk. Arzı örten mahlukat. Yaratılmış olanlar.
Vehim veren, vesvese veren.
(ﺍﺧﻮﺍﺕ) i. (Ar. uḫt “kız kardeş”in çoğul şekli aḫavāt) Kız kardeşler, hemşîreler, kız kardeş yerine konan kadınlar: “Ahavât-ı muhtereme: Saygı değer kadınlar.”
Asel Arapça kökenli olarak Türkçede yer alan ve hoş anlamı üzerinden beğeni toplayan isimlerden biridir. - Arapçada bal anlamına gelmektedir. - Cennetteki bal ırmağından bahsederken kullanılan bir isimdir. Ayrıca bu isim Kur'an-ı Kerim'de Muhammed suresi 15. ayette geçiyor.
BÎSUD. (ﺑﻰﺳﻮﺩ) sıf. (Fars. olumsuzluk bildiren bі- ve sūd “fayda” ile bі-sūd) Faydasız, sonuçsuz, boş: Karıştı hâke ben artık ne söylesem bîsûd (Tevfik Fikret).
MÂFÎHÂ (ﻣﺎﻓﻴﻬﺎ) i. (Ar. mā “şey” ve fі-hā “onda, onun içinde” ile mā-fі-hā) “Dünya ve dünyânın içinde olan her şey” anlamına gelen Dünya ve mâfihâ söyleyişinde geçer: Hâşâ ikbâl-i âlem-gîr-i şer'î kim safâsından / Olur dünyâ vü mâfîhâ serâser hurrem-i tevfîk (Leskofçalı Gālib).
Osmanlı Türkçesinde “Aşkım” Denmez “Saadet-i Seniyyem” Denir…
vücud / vücûd / وجود
Varlık. Var olmak. Bulunmak. Cesed, cisim, ten, gövde.
Son olarak Eva isminin anlamı Havva olmaktadır. Havva ise yaratılan ilk kadın olmaktadır.
Velî şahıs, evliya; büyük zât.
Veçhile kelimesi genel olarak bu yüzden ve bu yönden manalarına gelmekte olan bir kelime olarak ifade edilebilir. Aynı zamanda veçhile kelimesi böylece anlamına gelecek şekilde de kullanılmaktadır.
Va'd ve Va'id (el-Va'd ve el-Va'id, الوعد و الوعيد) yani "Söz ve Tehdit". Bu Allah'ın vadettiği (söz verdiği) sevap ve iyiliğin, tehdit ettiği cezanın gerçekleşeceğine inanmaktır. Mutezile mezhebinin bu esası bir diğer itikadi mezhep olan Mürcie'ye karşı geliştirilmiştir.
Kasten, bilerek terketmekle olmayıp, dînin kabûl ettiği herhangi bir sebeble, özürle kaçırılmış farz veya vâcib namazlar. Fâitenin çoğuludur.
Vad' ilmi de diğer birçok ilim gibi lafızları konu edinmiştir. Hatta bu ilim lafızları lafız olma açısından inceleyen yegâne ilimdir. Denilebilir ki diğer ilimler şu veya bu şekilde kendilerini ilgilendirdiği için lafızları konu edinirken, vad' ilmi lafızları sırf lafız oldukları için ele almıştır.
(Resul. den) Göndermek, gönderilmek, yollamak.
veted / وتد
Çadır kazığı. Ağaç kazık. Demir mıh. Edb: Aruzda üç harfden meydana gelen nazım.
Hareket etmek. Kırağı çalmak. Meyletmek. Neşv ü nemâ bulmak.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri