Oksızlık, Türklerin bağımsızlık anlamında kullandığı bir sözcüktür. Bu kelime eski zamanlarda yaygın olarak kullanılsa da günümüzde yerini egemenlik ve bağımsızlık gibi daha yeni kelimelere bırakmıştır.
Oksızlık kelimesi, Türklerin bağımsızlık anlamında kullandığı bir sözcüktür. Geçmişte yaşamış olan atalarımızdan gelen bu anlayış günümüzde de devam etmektedir. Eski Türkler zamanında da bağımsız olmak ve milli egemenliğe sahip olmak çok önemliydi. Oksızlık anlayışı da bu durumu anlatır.
Türklerde istiklâl, Eski Türkçe “oksızlık” sözü ile ifade edilir ve “il”i, yani devleti oluşturan dört temel unsurdan biri olarak kabul edilirdi. Diğer unsurlar ise halk (bodun), yurt (uluş) ve kanun (töre) idi. Türkler sadece bağımsızlıklarına değil, devleti oluşturan tüm unsurlara sıkı sıkıya bağlı kalmışlardır.
Öksüz, annesi ölmüş, yetim ise babası ölmüş çocuk.
Bodun/Budun sözcüğü kavim, kabile anlamına gelir. Boy sözcüğünden türemiştir. Eski Türkçede Bodu, Tunguzcada Boda sözcükleri bağlamak, birleştirmek, bir arada tutmak anlamlarını içerir.
İlgili 20 soru bulundu
Eski Türkçede ise "aile" anlamında kullanılan sözcük "oguş" kelimesidir. 💠 Oguş sözcüğüne ilk "Orhun Abidelerinde" rastlarız. Bu kelime; kabile, soy, boy, akraba, nesil anlamlarına da gelir.
Demek ki “urug” terimi ile anlatılan bir topluluk "tek bir tohumdan türedik- lerine inananlar" topluluğu idi. Bu ilkel devirlere ait anlamdı. Sonraları anlam genişliyerek büyük kabilelere de “urug” denilmiştir.
Oksızlık, Eski Türklerde bağımsızlık anlamına gelen Köktürkçe bir kelimedir. Bu kelime günümüzde yerini egemenlik ve bağımsızlık gibi kelimelere bırakmıştır.
Öksüz kelimesinin sözlük anlamı annesizdir. Annesi vefat eden çocuklara, babası ölen çocuklara ise yetim denir. Bazı yörelerde hem annesi hem de babası vefat eden kişiler için de öksüz sözcüğü kullanılır.
Dilimize Yunancadan geçmiş olan ökse kelimesi çeşitli bitki saplarından ve kabuklarından elde edilen yapışkan madde demektir. Orijinal dilinde ''iksia'' şeklinde yazılan ökse, aynı zamanda avcılıkta kullanılan bir tuzağın adıdır.
Ön-Türk ya da Proto-Türk, MÖ. 30.-MS. 6. yüzyıl Urheimat ve Sprachbund ayrışmasına kadar Türkçe konuşan toplulukların ortak atasını kapsayan tanımdır.
Eski Türk devletlerinde Hsiung-nu'lardan itibaren görülen devlet meclisi ve Toylar, devletin en önemli kararlarının alınıp görüşüldüğü kurullar olmuşlardır. Hakandan sonra devlet teşkilatında önemli bir yere sahip olan bu meclisler yasama ve yürütme yetkilerine sahiptirler.
Tudun, eski Türk bölgesel yöneticilerine verilen unvan. Avar, Göktürk ve kadim Bulgarların kullandığı bu unvan günümüzün valileri ile örneklenebilir.
Türkler devlete 'il' (kelime anlamı: barış) derlerdi. Savaşçı diye tanımlanan bir topluluğun devleti barış anlamına gelen bir kelimeyle karşılaması tezat gibi görünse de 'adalet' üzere yaşamayı prensip edindiklerinden, sosyal huzur devletin bekası için en önemli şarttı.
İskitler, ya da daha çok bilinen diğer adıyla sakalar ilk Türk Topluluğu kabul edilmektedir. Tarihçilere göre İskitler, Türkleri oluşturan "Turanaid" yani ön Türkler kavminin mensubudur.
Uygurca'da şaman, “hastalıkları gideren, acıları dindiren, çılgınlıkları, saraları yatıştıran, hastalara ilaç yapan kimse” anlamında, “otacı” diye anılmıştır. Çin kaynaklarına göre, Kırgızlar'da şamanın adı Gan'dır. Altaylılar şamana Kam, kamların yönettikleri törenlere de "kamlama" demişlerdir.
Annesi veya babası olmayana öksüz denir.
Okka; şimdiki 1282 grama denk gelen eski bir ağırlık ölçüsü.
10. yüzyıldan beri kullanılan bu kelime, eşinden ayrılmış kadın ve erkekler için kullanılır. Eşi vefat etmiş olan kişilere de dul denir.
Türk Dil Kurumu açısından toy kelimesine karşılık olarak, 'Gençliği sebebiyle görgüsüz ve beceriksiz kişi' anlamı gelmektedir. Henüz hayatı öğrenememiş ve farklı konular hakkında nasıl davranacağını bilmeyen bireyler için kullanılır.
GÖKTÜRK YAZITLARINDA TÜRK SÖZÜNÜN DAHA ÇOK “TÜRK BUDUN” ŞEKLİNDE SÖYLENDİĞİ VE TÜRK SÖZÜNÜN, “BUDUN” MİLLET ANLAYIŞI YANİ “TÜRK MİLLETİ” İLE TAMAMLANDIĞI DA BİR GERÇEKTİ. TÜRGEŞLER SOY BAKIMINDAN TÜRK'TÜ. ONLAR İÇİN İSE, “TÜRGEŞ KAĞANI TÜRKÜMÜZ, BUDUNUM” İDİ, DENİYORDU.
Budun kelimesinin anlamı; kavim, ulus, topluluk ve millet olarak ifade edilir. Budun kelimesi, çok fazla kullanılmayan eski sözcüklerdendir. Eskiden kavim demek yerine budun demeyi tercih edenler, şimdi günümüzde ulus, millet veya topluluk demektedir.
Bunun için soylu ve iyi oğlana “ataç”, iyi kıza da “anaç” denirdi. Eski Türk adetlerine göre 'Küçük oğlan', babasının evinde oturan ve baba ocağını devam ettiren bir çocuktu. Bunun için de, en küçük çocuklara 'Ot-Tegin', yani 'Ateş-Prensi”, baba ocağını devam ettiren çocuk denirdi.
Ok sözcüğü birçok kaynakta boy anlamında kullanılmıştır. Boylara ok anlamını içeren adlar verilir. Onok, Bozok, Üçok. Yine bu sözcükle bağlantılı Oğuz ve Oğur kelimeleri de benzer biçimde kullanılır.
Türklerde Boylar Birliği. Türklerde budun ise bir nevi boylar birliğidir. Budun sözcüğü aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan topluluğu olarak tanımlanmıştır. Yani birbirine bağlı, bir nevi akraba boyların aynı hedef uğruna birlikte hareket etmesine denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri