Ozan Akbaba, Ben Bu Cihana Sığmazam dizisinde Emir Gardaşov karakteri ile sevenleri karşısına çıkıyor. Akbaba, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde de canlandırdığı rol ile dikkatleri çekmişti.
Ben Bu Cihana Sığmazam dizisi Emir Gardaşov kimdir? Ben Bu Cihana Sığmazam dizisinde Emir Gardaşov'u Ozan Akbaba canlandırıyor. Azeri iş insanı. Dünyanın en büyük 10 nakliyat şirketinden biri olan "Gardaşov Şirketler Grubu"nun sahibidir.
Azerbaycan Yüksek Harp Okulu mezunu olan Gardaşov, Azerbaycan Özel Kuvvetleri'nde görev almış ve 2008 Karabağ Ağdere çatışmalarında yer almıştır. 2012 yılında babasının ölümü üzerine "Gardaşov Şirketler Grubu"nun başına geçen Emir Gardaşov'un kardeşi Behram Gardaşov ise ABD vatandaşıdır.
Ozan Akbaba 1982 yılında Kars'ta dünyaya geldi. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimari ve Çevre Tasarımı Bölümünden mezun oldu. 2005 yılından itibaren sinema, dizi ve tiyatro oyunlarında rol alan oyuncu, aynı zamanda film müzikleri de yapıyor.
Emir Gardaşov, Azeri iş insanıdır ve dünyanın en büyük 10 nakliyat şirketinden biri olan "Gardaşov Şirketler Grubu"nun sahibidir. Şirketiyle Azerbaycan petrolünü dünya geneline taşımaktadır. Ayrıca Türkiye'de de ticari yatırımları bulunmaktadır.
İlgili 21 soru bulundu
Oktay Kaynarca, 27 Ocak 1965 yılında İstanbul ili Üsküdar ilçesinde doğdu. Annesi Nursel Kaynarca İstanbul'lu, Babası Özkan Kaynarca Malatya'lı, babaannesi ise Elazığ'lıdır.
Ozan Akbaba sözleşmeyi imzaladığı TRT ile Tabii'de yeni diziye hemen başlayacak. Yeni Gardaşov geliyor! Dizide Emiraslan Gardaşov karakterini kardeşi Behram Gardaşov karakteri dahil olacak.
EMİR ASLAN GARDAŞOV 'BEN BU CİHANA SIĞMAZAM'DAN NEDEN AYRILIYOR? Birsen Altuntaş'ın haberine göre; 'Ben Bu Cihana Sığmazam'da konuk oyuncu olarak yer alan 41 yaşındaki oyuncu, senaryosunu kendi kaleme aldığı 'Çırak' dizisinin setine çıkmaya hazırlanıyor. Ünlü oyuncu kendi projelerine odaklanacak.
Yine bu maddede, bugün asıl Alevi olarak tanınanların, Nusayriler ile 13. asırda Anadolu'daki etnik ve sosyal - dinî kaynaşmaların bir sonucu olarak ortaya çıkan ve 16. asırda Safeviler'in propagandası ile gelişen Kızılbaşlar olduğu ileri sürülmektedir (Ocak, 1989: 368-369).
Ege, Marmara ve Trakya'da son yıllardaki göçleri saymazsak Alevilik; Türkmenler'den oluşuyor. Akdeniz Toroslar'daki Aleviler de Türkmenler'den oluşuyor. Balkanlar'da Türk Alevileri'nin yanı sıra Arnavut ve Boşnak kökenli Alevi Bektaşiler'le az da olsa Bulgar ve Rum Alevi ve Bektaşiler'den de söz edilebilir.
Alevî nüfusu, Türkiye'de üçte biri İstanbul bölgesinde yaşayan Alevîler'in daha sonra en yoğun olarak bulundukları yöreler arasında Ankara, Adana, Bursa, Antalya, Aydın ve Damal şehirleriyle, Orta ve Doğu Anadolu'da yer alan Erzincan, Sivas, Malatya, Tunceli illeri gelmektedir.
Türkiye'de en çok Alevi köyü ise 57'si karışık olmak üzere toplam yaklaşık 548 adet köy olup Sivas ilinde yer almaktadır.
Fakat günümüzde Aleviler olarak bilinen iki inanç bulunmaktadır. Bunlardan biri, bugün çoğunlukla Lübnan, Suriye, Hatay çevrelerinde var olan Nusayrîliktir. Bir diğer oluşum ise XIII. yüzyılda Anadolu'daki etnik ve sosyal-dinî münasebetler nedeniyle meydana gelen Kızılbaşlık'tır.
Alevîlik inancının, Anadolu'ya gelen Hacı Bektaş-ı Veli sayesinde ve ozanların nefesleriyle hayat bulduğuna inanılmaktadır.
[6]Bu araştırmanın iddiasının aksine Hakkari, Van, Bitlis illerinde hiçbir alevi yerleşiminin bulunmadığı gibi Alevi nüfus barındıran diğer vilayetlerin (Bingöl, Elazığ, Malatya, Tunceli) iki katından fazla alevi yerleşim yeri Tokat, Sivas, Amasya, Erzincan ve Çorum illerinde bulunmaktadır.
Daha açık ifade etmek gerekirse Osmanlı merkez ordusu Bektaşi'dir yani Alevidir. Bektaşi tarikatı Yeniçeri ocağının lağvedileceği 1826 tarihine kadar el üstünde tutulur, devletten her türlü desteği görür.
Alevîler, Muhammed'in son Peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'nin ise Veliliğine (ya da İmamlığına) inanırlar.
Alevî içtihadına göre, en zirvedeki mürşîd, Hz. Ali ile Hz. Peygamber'dir.
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Alevilik, İslam inanç ve kültürünün temel değerlerinden birisi olan Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatıma ve damadı Hz. Ali ve onların soyundan gelenlere duyulan sevgi ve muhabbet merkezli bir inanış hali olarak ifade edilmektedir.
Kuruluşundan itibaren Osmanlı Devleti'nin resmî din anlayışı, Sünnî İslam anlayışı çerçevesinde şekillenmiştir. Bu anlayış ise Osmanlı topraklarında hâkim konumda Mâtürîdîlik ve Eş'arîlik tarafından temsil edilmiştir. Osmanlıda Sünnî düşüncenin resmî din anlayışı olarak benimsenmesinde özellikle XV-XVI.
Örneğin Şiilik Müslümanlığın farklı bir koludur ve onlar da kendi mezheplerine ait camiler bulunur. Oysa Alevilerde camide ibadet etmek gibi bir şey söz konusu değildir çünkü onlar namaz kılmazlar. İbadetlerini cem dönerek yaparlar.
Her ne kadar bazıları gizlemeye çalışsa da Yunus Emre bir Alevidir. Sanatıyla, düşüncesiyle kendinden sonraki kuşakları etkileyecek kadar büyük bir kişilik Yunus Emre, bu kişiliğe giden yolda ilk dersi büyük Alevi önderi Hacı Bektaşı Veli'den almıştır.
Alevî nüfusu, Türkiye'de üçte biri İstanbul bölgesinde yaşayan Alevîler'in daha sonra en yoğun olarak bulundukları yöreler arasında Ankara, Adana, Bursa, Antalya, Aydın ve Damal şehirleriyle, Orta ve Doğu Anadolu'da yer alan Erzincan, Sivas, Malatya, Tunceli illeri gelmektedir.
İnancın kurucusu Ebû Şu'ayb Muhammad ibn Nusayr (Muhammed bin Nusayrul Abdiyy'in Numayrî)'dir. Ancak Nusayrîliği sistemleştirip yayan kişi olarak Hamdam büyük saygı görür. Nusayrîlerin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerîm'dir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri