TEF'İLE. (ﺗﻔﻌﻠﻪ) i. (Ar. fa'l'den tef'ile) Aruz vezniyle yazılan bir mısrâ veya beyitteki “fâilâtün, feilâtün, fâilün, mef'ûlü, mefâilün, müstef'ilün vb.” vezin parçalarından her biri, cüz.
Tef'îl bâbında baştaki te ve sondan bir önceki ye harfi eklemedir. Üç harfli kökün başına te getirilir. Kökün ikinci harfi ile üçüncü harfi arasına da ye getirilir. Bu ye harfi kendisi okunmaz kendisinden önceki harfi uzun î şeklinde okutur.
Arapça da bir diğer bab vardır; Tefa'ül Babı. Bu da görüşme anlamındadır ama iki kişinin görüşmesi yerine çok kimsenin birbirleri ile görüşmesidir.
1 - İnfï'âl vezni: Bu vezinden ziyadeli masdar türetmek için herhangi bir üçüzlü kök masdarın başına elif (1) ve nun (¿), kökteki aslî ikinci harften sonra elif (1) eklenir. Genellikle dönüşlü, bazen edilgen masdarlar türetir.
ت س İstifal vezninde dileme anlamı ve sayma, addetme anlamı ifade ederler. eki getirilip onlardan masdarlar türet Bazı sıfat ve isimlerin sonuna masdarlara mec'ûl (ca'lî) masdarlar denir.
İlgili 28 soru bulundu
iftiˁāl - Nişanyan Sözlük. Açıklama: Arapça fiilin sekizinci babda masdarını yapar. Genellikle “+lAnmA, +lAşmA, haline gelme” bildirir. Faili muftaˁil, mefulü muftaˁal veznindedir.
ism i fail vezni, fiili, arapça'da her fiilin aynı anda sahip olduğu mastar ve geçmiş zaman anlamından çıkartıp, fiilin belirttiği işi yapmakta olan bir erkek/iki erkek/erkekler - bir kadın/iki kadın/kadınlar anlamına sokar. güzel türkçemizde de bu kalıptan türemiş birçok kelime bulunur.
2 - Tefâʻul Vezni: Bu vezinde baştaki te ( ت) ve ortadaki elif (ا) harfleri zaid (soradan eklenen) harflerdir. Üçüzlü kökün ikinci harfine denk gelen ayın harfi ise ötreli (u-ü sesiyle) okunur.
Bab, Arapçada kapı demektir. Tevrat ve İncil gibi kutsal kitaplardaki her bir bölüme "bab" ismi verilir. ("Yuhanna 11. Bab" gibi.) Bir edebi eserin düzenlenmesinde, konuların ele alınıp işlenmesine göre ayrıldığı bölümlerden her birine 'bab' adı verilr.
Babında kelimesi; sebebiyle, amacıyla ve o bağlamda anlamlarında kullanılır. Bazı yerlerde bağbında şeklinde yazıldığını da görebilirsiniz. Ancak kelimenin doğru yazılışı babında şeklindedir.
iftiˁāl - Nişanyan Sözlük. Açıklama: Arapça fiilin sekizinci babda masdarını yapar. Genellikle “+lAnmA, +lAşmA, haline gelme” bildirir. Faili muftaˁil, mefulü muftaˁal veznindedir.
Tef'ileler aruz vezinlerinin beytini teşkil eden müzikal lafzî yapılardır. Bir grup tef'ilenin özel biçimde dizilmesinden ve tekrarından aruz vezinleri meydana gelir. Hece ölçüsünde esas olan bir şiirin mısralarındaki hece sayısının eşitliğidir.
Not: Aruz kalıplarını tef'ilelerine ayırmaya " takti' " adı verilir. Takti kelime anlamı olarak kesmek, ayırmak anlamı taşır. Yukarıda aruz kalıpları tefilelerine ayrılmış yani takti edilmiş olarak verilmiştir.
Tef kelimesi Farsçada sıcaklık anlamına gelir. Arapçada ise vurmalı bir çalgı demek olan tef, bazı kaynaklarda ve halk arasında ''def'' şeklinde geçer. Kelimenin her iki kullanımı da doğrudur. Çoğu deyimde olduğu gibi tefe koymak deyiminde de bu kelime mecazi anlamda kullanılmıştır.
Bunlar: Feûlün, fâilün, mefâîlün, müstef'ilün, fâilâtün, mufâaletün, mütefâilün ve mef 'ûlâtü'dür. Yukarıdaki tef'ile ve vezinlerde de görüldüğü üzere aruz kalıpları, uzun (kapalı) ve kısa (açık) olmak üzere iki tür hece üzerine kurulmuştur ve hâkimiyet bâriz şekilde uzun hecelerdir.
Şiir içinde uzun okunması gereken dize zihaf ile kısa okunur. Örneğin "bir misafir misali dünyâda biz" dizesinde "a" sesi normal şartlarda uzun okunur fakat burada zihaf örneği olduğundan kısa okunması gerekir.
Tahfîf (Kasr):
Vezin gereği şeddeli bir harfi şeddesiz okumak demektir.
Bir şiirde aruz ölçüsü olup olmadığını anlamak için hecelerin kısalıklarına ve uzunluklarına bakılır. Hece ölçüsünde 4, 5 hatta 6 tane kısa ya da uzun hece yan yana gelebilir. Buna karşın aruz ölçüsünde kısa hecelerden en fazla iki tane, uzun hecelerden de üç tane kullanılabilir.
Tef, İslam müziğinde oldukça önemli bir yere sahiptir ve birçok geleneksel İslam müziği eserinde kullanılır. İslam dünyasında, tef genellikle dini törenlerde ve zikirlerde kullanılan bir ritim enstrümanıdır. Ayrıca, Mevlevi ayinlerinde de kullanılır. Ayrıca Balkanlar'da ve Kafkasya'da da yaygın olarak kullanılır.
TEFÂHUR – TEFÂHÜR
(ﺗﻔﺎﺧﺮ) i. (Ar. faḫr “övünmek”ten tefāḫur) Övünme: Eflâke tefâhur eyle ey hâk / Kim oldu refîkin o dürr-i pâk (Fuzûlî'den).
Def müzik aleti çoğu zaman tef ismiyle de adlandırılır.
Tapşırma, halk şiiri geleneğine ait bir terimdir ve "şiirin son dörtlüğünde ozanın mahlasını söylemesi" olarak tanımlanabilir. Şairin ad veya mahlas kullanması sadece halk edebiyatına mahsus bir gelenek değildir.
Divan: Halk şiirleri arasında "divani" adıyla bilinen divan, aşık edebiyatı nazım şekillerinden olup, aruzun fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün kalıbıyla söylenmiş şiirlerdir. Selis: Halk edebiyatında feilâtün (fâilatün) / feilâtün / feilâtün / feilün yazılan şiirlerdir.
Edebiyat terimleri abdal, alegori, akis, ana fikir, antoloji, aruz, atasözü, bent, beyit, destan, divan, efsane, fabl, hikaye, gazel, güzelleme gibi terimlerdir. Şiirde ayrı, romanda ayrı ya da divan edebiyatında farklı terimler kullanılabilir.
ism i fail vezni, fiili, arapça'da her fiilin aynı anda sahip olduğu mastar ve geçmiş zaman anlamından çıkartıp, fiilin belirttiği işi yapmakta olan bir erkek/iki erkek/erkekler - bir kadın/iki kadın/kadınlar anlamına sokar. güzel türkçemizde de bu kalıptan türemiş birçok kelime bulunur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri