Özellikle son 50 yıldır sıklıkla kullanılan kompozit dolgular, amalgam dolgulara kıyasla biraz daha erken yıpranır ancak kompozit dolgular da iyi bakımla 10-15 yıla kadar kullanılabilir. Eğer diş gıcırdatma ya da farklı problemler mevcutsa, dolguların ömrü kısalabilir.
Gümüş amalgam dolguların dayanıklık süresi 15-20 yıl arasındadır. Altın dolgular ortalama 20 ila 30 yıl kadar sağlıklı bir şekilde kullanılabilir. Kompozit dolguların ömrü 7 ila 10 yıl arasında değişir ve bu süre sonunda değiştirilmesi gerekebilir.
Genel olarak bakıldığında herhangi bir dolgu malzemesi değiştirilmeden ya da dokunulmadan en az 3 yıl en fazla ise 10 yıl kullanılabilmektedir. Kompozit dolgularda kullanım ömrüne etki eden en büyük etken ise ağız ve diş bakımı olarak karşımıza çıkar.
Hastalarımıza dolgu yaptıktan sonra bir daha çürümemesinin garantisini veremiyoruz. Çünkü bir çürüğün olduğu bölgeyle daha sonra farklı yerde oluşması tekrar meydana gelebiliyor.
Estetik dolgu yapılırken kullanılan kompozit malzeme son derece dayanıklı olduğu için estetik dolguların kullanım ömrü de uzundur. Eğer hasta estetik dolgu yapıldıktan sonra ağız ve diş hijyenine dikkat ederse dolguda deformasyon oluşması gibi istenmeyen bir durumla karşılaşılmaz.
İlgili 40 soru bulundu
Diş dolgusu sonrası yenen yemek ve içeceklerden sonra, yeni dolgulu dişlerin fırçalanması, iple temizliği veya gargara yapılmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Dişin sinirlere yakın bölgesinde yapılan dolgu işlemi sonucunda, düzelmesi biraz daha fazla zaman almaktadır.
Yüze yapılan dolgu kayar mı sorusu yüz dolgusu yaptırmayı düşünen kişilerin hakkında en çok endişelendiği başlıklardan biridir. Hyalüronik asit dolgular insan vücuduyla tamamen uyum içerisinde ve insan doğasında bulunan içeriğe sahip dolgular olduğu için kayma veya yer değiştirme gibi bir durumlar söz konusu olmaz.
Ayrıca amalgam diye adlandırılan gümüş dolgular hala en sağlam dolgu olmasına rağmen dişe mekanik olarak tutundukları için dolgu ile diş arasından bakteri sızıntısı olabilir, dolgunun altında kolayca yeni çürük oluşabilir.
Aynı bölgede bulunan dişlere aynı seansta rahatlıkla dolgu yapılabilir, ancak dolgu yapılacak dişler aynı bölgede değilse örneğin bir diş sağ altı çenede diğeri sol alt çenede ise ve dolgu anestezi altında yapılacaksa aynı seansta iki dişe dolgu yapmaktan kaçınmak gerekir.
Doğru şekilde uygulanmış olan bir estetik dolgu düşmez. Dolgu malzemesinin dişe mükemmel bir şekilde tutunmasını sağlayacak işlemler yapıldığından dolgunun düşmesi de mümkün olmaz.
Göz altı bölgesine uygulanan en ince dolgular ortalama 9 ay, dudak bölgesine uygulanan biraz daha kalın dolgular ortalama 12 ay, orta yüz bölgesine uygulanan dolgular ortalama 18 ay, çene bölgesine uygulanan en kalın dolgular ise 24 aya kadar kalıcılık sağlayabilmektedir.
Steril ve klinik bir ortamda hazırlanıp hastaya uygulanan diş dolgusu tedavisinde hastalar herhangi bir ağrı veya sızı hissetmezler. Özellikle diş çürüklerine uygulanan diş dolguları sayesinde dişler eski güzel beyaz haline geri dönerler.
Diş dolgusu değiştirme zamanının geldiğinin en belirgin işaretleri dolgulu dişte ağrı ve sızlamaların başlamasıdır. Bu ağrılar yemek yerken ve su içerken olabileceği gibi kendi kendine de oluşabilmektedir. Bu durumlarda dolgu değişmezse ağrılı dişte iltihap oluşabilir.
Dolgu yapılan alana enjekte edildikten sonra cildimizin altındaki yapıya bütünleşmiş olur ve bir takım kimyasal reaksiyonlar başlar. Bu dolgunun metabolize edilme fazıdır ki, dolgu yapıldığı an itibariyle bu faz başlar. Dolgunun kalitesine göre ve yapısına göre 9 ay ile 3 yıl arasında değişir.
Dolgu ne zaman erir? Eritme işlemi sonrası dolgu 3 ile 7 gün arasında erimektedir. Eritme işlemi için tek seans yetmeyebilir, bazen ikinci, çok nadiren üçüncü seans yapılabilir.
Bir diş dolgusu işlemi ortalama olarak 30 dakika sürer. Diş hekimi öncelikle tedavinin uygulanacağı bölgeyi lokal anestezi enjekte edilmesi yoluyla uyuşturur.
Hem estetik hem de sağlık olarak seramik ve kompozit dolgular daha üstündür.
Diş etlerinde yoğun biçimde görülen hassasiyet de hatalı dolgu işlemi ile alakalı olabilir. Hassasiyetler hastanın özelliğine göre değişir. Diş etlerinin yapısı, ağrı eşiği vb. kriterler bu durumu daha da arttırabilir. Hassasiyet geçmiyorsa hatalı diş dolgusu belirtileri söz konusu olabilir.
Dolgunun düştüğü alan daha dikkatli fırçalanmalı ve olduğundan daha temiz tutulmalıdır. Özellikle, gıda tüketimi esnasında bu boşluğun olduğu bölge mümkün olduğu kadar kullanılmamalıdır.
Hangi çürüklere dolgu yapılmaz? Teorik olarak bakarsak hemen her diş çürüğüne dolgu yapılabilir. Dolgu tipinin seçiminde ise çürüğün büyüklüğü belirleyici özelliğe sahiptir. Şayet çürük derinlere ulaşmış ve sinirlerde tahribat yapmış ise köklere kadar gelmiş ise önce çürük temizlenip kanal tedavisi yapılır.
Düşen dolgunun yerine en kısa sürede yenisi yapılmalıdır. Eğer bu müdahale olmazsa, mevcut dişin kaybedilmesi mümkündür. Düşen dolgunun yarattığı boşluk gıda artıkları ve bakteriler tarafından işgal edilmesi söz konusu olabilir.
Bunun nedeni, klasik dolgu yöntemleri ağız içinde sınırlı şekillendirmeleri yapma imkanı sunmakta iken, inley ve onlay dolgularda ise olması gereken şekil üzerinde çalışılıp uğraşılarak laboratuvar şartlarında hazırlanmasıdır. İnlay ve onlay dolgular, klasik dolgulara göre çok daha uzun ömürlüdür.
Uzun ömürlü olması gerekçesi ile sık tercih edilen bu dolgu, gri bir renge sahiptir. Dolgunun dişe uygulanması sırasında diş yüzeyine herhangi bir zarar verilmemektedir. Bunun nedeni dolguların dişin yüzeyine değil, dişin iç kısmına uygulanıyor olmasıdır.
Diş dolgusu dişinizi koruyan bir tabaka olduğundan, dolgunun düşmesi dişinizde daha ciddi sorunlara neden olabilir. Dolgunuz düştüğü zaman dişinizin o kısmı boş kalır ve dişiniz savunmasız ve çok hassas durumda olur. Dişiniz bu durumdayken kırılmaya ve enfeksiyon kapmaya çok müsait durumdadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri