- Dilin uç kısmı tatlıyı hissettirmektedir. - Arka yan bölümü ekşiyi hissettirmektedir. - Dilin ön yanları tuzlu tadı hissettirir. - Dilin arka bölümü ise acı tadın hissedilmesine imkan vermektedir.
Dil ucu "tatlı", ucun hemen arkası "tuzlu", dilin yanları "ekşi" ve arkası "acı" tatlarını hisseden algılayıcılar barındırır.
Tat alma korteksi, tat algısından sorumludur. Dil, çıplak gözle görülebilen papilla adı verilen binlerce küçük çıkıntıyla kaplıdır. Her papillanın içinde yüzlerce tat tomurcuğu vardır. Bunun istisnası, tat tomurcukları içermeyen filiform papillalar'dır.
Tat duyusu ağız içerisindeki kimyasal maddelerin eriyik hale geçtikten sonra, sensoriyel organlar tarafından algılanması ile beyinde tanımlanan ve bizim beslenme sürecimizi düzenleyip yönlendiren temel duyudur. Bugün acı, ekşi , tatlı , tuzlu ve umami tat lar olarak tanımlanan 5 temel tat vardır.
Canlılarda, dil kuru olduğunda dil papillaları daha kolay görülür. Dilde dört tip papilla bulunur.
İlgili 30 soru bulundu
Fungiform papilla adı verilen kabarcıklar dilin üzerinde bulunan küçük yapılardır. Bu kabarcıklar, dilin geri kalanıyla aynı renktedir ve normalde dil üzerinde ayırt edilemezler. Bu yapılar dil dokusunun sert olmasını sağlayarak yemek yemeyi kolaylaştırır.
Dilin üzerine bir büyüteç ile bakıldığı zaman binlerce tomurcuk görülür. Bu ufak tefek şişlikler papilla yani tat alma tomurcukları olmaktadır. Dilin uç kısmı tatlı, arka yanlar ise ekşiyi yoğun bir şekilde hissettirmektedir. Ayrıca dilin ön yanları tuzlu ve arka kısmı da acı tadını kişilere hissettiren bölümlerdir.
Dilimizin yüzeyi papilla adı verilen çok sayıda küçük çıkıntı ile kaplıdır. Papillaları yiyeceklerin tadının algılamasını sağlayan bir çeşit vücut sensörü olarak düşünebiliriz. Bu sensörün çalışmasını sağlayan ise üzerindeki tat tomurcuklarıdır.
Ayrıca tat tomurcukları, dil dışında ağız içinde de bulunur. Boğazın arka kısmında, burun boşluğunda ve hatta yemek borusunun üst kısmında da tat tomurcukları bulunabilir ancak tat tomurcuklarının asıl toplanma yeri, dil yüzeyidir.
Dil üzerinde bu sinir uçlarının yoğunlaştığı tomurcuklara Papilla adı verilir. 4 çeşit papilla vardır: bunlar vallat, foliat, fungiform ve filiform papillalardır. Bunu ise tükrük sağlar.
Papillaları yiyeceklerin tadının algılamasını sağlayan bir çeşit vücut sensörü olarak düşünebiliriz. Bu sensörün çalışmasını sağlayan ise üzerindeki tat tomurcuklarıdır. Yiyeceklerin ağızda parçalanması sonucu açığa çıkan kimyasal maddeler tat tomurcukları tarafından algılanır.
Papilla, kabartı ve çıkıntı anlamına gelmektedir. Bu durum vücudun çeşitli bölgelerinde meydana gelebilmektedir. Ancak bu kabartı ve çıkıntılar çok küçük düzeylerde olmaktadır. Dilimizin üzerindeki ufak kabarcıklar buna örnek olarak verilebilir.
Filiform papilla ise mekanik etkili bir papilla'dır ve diğerlerinden fark- lı olarak tat tomurcuğu içermez. Dilin dorsal yüzü- nün ön kısmını tamamen örten ve koni şekilli yapı- lar olan filiform papilla'lar sürtünme yüzeyi oluştu- rarak besin maddelerinin retensiyonuna yardımcı olurlar.
Özellikle dil kökünde Sulcus Terminalis dediğimiz ters V şeklinde anatomik bölge vardır. Ve bunun arkasında başlayan ve en büyük tat tomurcukları olan Sirkumvallat Papillaları içeren alanın yoğun dil pasıyla dolu olması Ağız Kokusunun en sık nedenidir.
Bazı bilim insanları tat duyusunun dilin farklı kısımları sayesinde algılandığını ileri sürüyor. Buna göre, dil ucunun tatlı, ucun hemen arkasının tuzlu, yanların ekşi ve yan arka kısımların ise acı tatları hissediyor.
Ağızda acı hissi yaratan dil yarasına genellikle ağız ülserleri, travma, vitamin ve mineral eksikliği, virüs, bakteri, sigara kullanımı, enfeksiyon, yoğun baharatlı ve tuzlu gıdalar, sıcak-soğuk tüketimi neden olmaktadır.
Niceliksel Tat Bozuklukları:
Ageuzi: Tat duyusunun yokluğu, tat alamama Hipogeuzi: Tat alma duyarlılığında azalma Disgeuzi: Tat duyusunun bozulmasıdır.
Ağız hijyeninin ihmal edilmesi ağızda bakteri birikmesine neden olabilir. Bu bakteriler ekşi bir tada neden olan asitler üretebilir. Bazı yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi de ekşi tat hissini tetikleyebilir. Turunçgiller, domates ve sirke bazlı ürünler gibi asitli yiyecekler doğrudan dilinize ekşi bir tat verebilir.
Talamus, beynin iki bölgesinde de yer alan ve görme, duyma, işitme, dokunma ve tat almayı sağlayan duyuları yönetir.
Kemoreseptörler, burun ve dilde bulunan koku ve tat reseptörleridir. Kimyasal uyarıları algılarlar.
Tat tomucukarında geçici fonksiyon kaybı olmuşsa bir dönem bu hastalarda Aguzi adını verdiğimiz hiç tat alamama durumu görülebilir. Ağız içi enfeksiyonlar, üst solunum yolu enfeksiyonları, kulak enfeksiyonları, diş enfeksiyonları ve sistemik enfeksiyonlar; örneğin HIV enfeksiyonunda tat alma bozukluğu görülmektedir.
Yine ön ve son testte istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Buna göre denekler ürünün tadını algılaması sadece dil ile de- ğil diğer duyu organlarının etkisiyle olmaktadır. Bu deneyde özellikle görme duyusunun tat algısının oluşmasına yardımcı olduğu tespit edilmiştir.
Tat duyusunun dilde lokalizasyonu
Acı madde dil kökünde, Ekşi madde dil kenarında, Tatlı madde dil ucunda, Tuzlu madde dil sırtının ön kısmında algılanır.
Ağız bakımının düzgünce yapılmadığı durumlarda, dil üzerindeki papilla adı verilen çıkıntılarda şişkinlik ve iltihaplanma ortaya çıkar. Ağız içerisindeki ölü hücreler, yemek artıkları ve mikroorganizmalar bu papillalar içerisinde birikerek beyaz bir görüntü oluşturur.
Bugün dilin farklı bölgelerinin tatlı, ekşi, acı ve tuzlu tatları algılayabildiğini biliyoruz. Tat duyargaları başka yerlerde de vardır, damakta, boğazda, vs. Bu duyargalar dört ana tadı alabildiği gibi, en son keşfedilen umami tadını da algılayabiliyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri