Belli başlı durumları, olguları ve kavramları tanımlamak için kullanılan kalıplaşmış ifadelere deyim denir. En kısa deyimler genellikle 2 yada 3 kelimeden oluşur. Deyimler kalıplaşmış ifadeler oldukları için cümle içerisinde kelimelerin yerleri değiştirilmeden kullanılmalıdır.
Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir.
Örneğin; fikir yürütmek, kesenin ağzını açmak, notunu vermek gibi. - Kalıplaşmış sözlerden oluştuğundan kelimelerin yerlerini değiştirmek veya kelimelerden birisini atmak mümkün olmaz. Örneğin; açlıktan nefesi kokmak. - Deyimler birbirinden ayrı bir şekilde yazılan kelimelerin kalıplaşması ile oluşur.
- Kalıplaşmış cümle topluluğudur. - Genel olarak mastar halinde oldukları için fiil çekimine girerler. - Kısa ve özlü sözler taşırlar. - Oluşması için en azından iki kelimeye ihtiyaç vardır.
İlgili 32 soru bulundu
İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.
Deyim, bir kavramı belirtmek için bulunmuş özel bir anlatım kalıbıdır; düstur niteliğinde bir söz değildir. Deyimi atasözünden ayıran en önemli vasıf budur.
Atasözleri, az sözcükle çok şey anlatan özlü sözlerdir. Anlattıkları denenmiş, doğruluğuna inanılmış düstur (genel kural, kaide) niteliğindedirler. Deyimler ise, kalıplaşmış anlatım araçlarıdır.
Kısaca deyim açıklaması hakkında bilinmesi gerekenler. Etekleri zil çalmak deyimi Türk Dil Kurumu'na göre 'Çok sevinmek, işleri yolunda olmak' şeklinde tabir edilmektedir.
Deyim. [1] bir sözü yerinde konuşan kişilere söylenir.
Bu sınıflandırma için terminoloji oluşturulup söz konusu öbekler deyimlik yapı olarak adlandırılmıştır. En az iki kelimeden oluşması, kalıplaşma içerisine girmesi ve anlamsal değişime uğraması deyimlik yapıların ortak özelliği olarak belirlenmiştir.
Türkçe Sözlük, deyim için “Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir.” tanımlamasını yapmak- tadır (Türkçe Sözlük 2005: 517).
- Zengin kaşınmış, fukara zannetmiş, para verecek. - Ölüler de zanneder ki, diriler her gün helva yiyir. - Uyursun sabaha galır, ölürsün ellere galır.
Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek, sevindiği her hâlinden belli olmak. Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklamayı becerememek, sırrı hemen açığa vurmak. Ağzından çıkanı kulağı işitmemek: Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
“Komaya girdi, abbas yolcu mu ne?” Abesle iştigal etmek : Yersiz, yararsız, boş ve anlamsız şeylerle vakit geçirmek.” Şu yaşa geldin, ama abesle iştigal etmekten vazgeçmedin.” Abuk sabuk konuşmak : Düşünmeden, birbiriyle ilgisi olmayan, tutarsız, saçma sapan söz söylemek.
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere atasözü denir. Türkçe'de "sav" ve "irsal-i mesel" olarak da adlanılır. Atasözü Örnekleri: -Acıkan yanağından,susayan dudağından belli olur.
Halk arasında gözden düşmek deyimi yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha önce duyulan sevgi ve ilgiyi kaybetmek, rağbet görmemek ya da değerini yitirmek gibi anlamlar üzerinden öne çıkmaktadır.
Göz gezdirmek deyimi bir yazı ya da başka bir olayı derinlemesine almadan, İncelemeden bakmaktır. Örneğin bir yazıya şöyle bir üstünkörü bakarak geçmek göz gezdirmek deyimi ile birlikte aynı anlama sahiptir. Cümle içinde kullanarak göz gezdirmek deyiminin daha iyi anlama şansı elde edilebilir.
Çok sinirlenmek ve bunu görsel açıdan oldukça fazla belli etmek söz konusu olduğunda küplere binmek deyimi kullanılmaktadır. Böyle durumlarda kişi etrafına inanılmaz sinirlenir, bağırıp çağırır ve hatta yüzü kızarır. Böylesi bir öfke derecesini anlatmak adına bize küplere binmek deyimi değerlendirilmektedir.
yeter artık! (deyim) enough is enough!
Örneğin, “Atı alan Üsküdar'ı geçti” sözü bugün yaygın bir deyim olarak kullanılmakla beraber “At alan Üsküdar'ı geçti, at almayan çukurunu açtı (eşti, kazdı).” atasözünden alınmış bir bölümüdür.
Düğün bayram etmek deyimi de Türkçede yaygın olarak kullanılan deyimlerden birisi durumundadır.
Deyimlerle atasözleri özlü ifadeler olsalar da birbirinden farklıdırlar. Bazı atasözleri deyimlere, bazı deyimler de atasözlerine yakındır. Azerbaycan sahası, Türkçenin son derece zengin bir bölgesidir ve buradaki bazı deyimler mitolojik çağlardan beri oluşarak gelip günümüze çıkmıştır.
Armut piş ağzıma düş atasözünün anlamı, herhangi bir şeyin emek verilmeden, kolayca elde edilmesi anlamına gelmektedir. Bu atasözü özellikle tembel tembel dolaşan ve aylaklık eden insanlar için kullanılmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri