Ricardo, adı geçen eserinde "Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi"ni (İngilizce: Comparative Advantage) ileri sürmüştür. Ricardo ayrıca; miktar kuramını (sağlam para teorisi), emek değer teorisini, ücretlerin tunç kanununu, azalan verimler kanununu ve rant teorisini savunur.
David Ricardo'nun ortaya attığı, 1960'larda da ABD'li akademisyen Prof. Dr. Bela Balassa tarafından geliştirilen modelin temelinde "uzmanlaşma" kavramı yer alıyor. Model, ülkeler için karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları belli mal ve hizmetlere göre dış ticaret yapmalarını öneriyor.
Ricardo'nun bölüşüm kuramı tarımdaki azalan verim yasasına dayanmakta olup, bu modelde azalan verim, giderek daha az verimli toprakların ekilmesi ve bunun sonucunda, istihdam düzeyi arttıkça, işgücü verimliliğinin azalması şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Marx'a göre, emek-zaman malların ve hizmetlerin mutlak değerini belirler. Ricardo'da ise emek-zaman malların ve hizmetlerin nispi (göreceli) değerinin ölçüsüdür.
İlgili 16 soru bulundu
Klasik dönemde ve Adam Smith'ten sonra David Ricardo, uluslararası ticaret üzerine düşünceleriyle öne çıkan bir iktisatçı olmuştur. Ricardo'nun en ünlü ekonomik teorisi, uluslararası işbölümünün temeli olan karşılaştırmalı üstünlük teorisiydi.
Ricardo, nüfus artarken işlenebilir toprak miktarının nüfustan da öte arttırılması gerektiğini söylemiştir. Ama nüfus arttıkça tarımsal gıda talebi artacak, insanlar yeni tarım alanları ekmeye yeltenecek bu da verimsiz toprak işlenmesine yol açacaktı. Böylelikle tahıl üretim maliyeti de artacaktı.
Keynesyen ekonomistler genel olarak toplam talebin değişken ve istikrarsız olduğunu ve bunun sonucunda da piyasa ekonomisinin genellikle verimsiz makroekonomik sonuçlarla - talep düşük olduğunda durgunluk veya talep yüksek olduğunda enflasyon - karşılaştığını savunurlar.
Kapitalizmin entellektüel babası olarak kabul edilen Adam Smith'in görüşleri, kapitalizme yönelik eleştiri ve suçlamalardan payını aldığından, gerçekte Smith'in nasıl bir toplumsal düzen istediğini anlamak çok önemlidir.
Görünmez El kimilerine göre dost kimilerine göre düşmandır. Ardında yatan basit fikir şudur: İnsanların kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi yanlış değildir. Serbest bir piyasada, kendi çıkarını kovalayan insanların toplam eylemi toplumun tümüne fayda sağlar ve herkesi zenginleştirir.
Ricardo'ya göre 'sermaye birikmiş emektir'. Bir başka ifade ile 'sermaye', emek cinsinden tanımlanması gereken bir üretim faktörüdür. Harcanan emek miktarı, Smith'in de söylediği gibi, malın değerini belirleyen yegâne unsurdur.
Keynesçi iktisatçılar, tam istihdamı ve fiyat istikrarını hedefleyen kamu politikalarını içeren bir devlet müdahalesini savunmuşlardır. Keynes teorisi göre, talebi canlandırmak ve küresel ekonomiyi depresyondan çıkarmak için hükümet harcamalarını azaltılmalı ve daha düşük vergiler uygulamalıdır.
Neoklasik teori, ekonomik faaliyetleri düzenlemek için piyasaları tercih etmesine rağmen, dışsallıkların varlığı nedeniyle piyasaların her zaman sosyal olarak arzu edilen sonucu üretmediğini kabul eder. Dışsallıklar bir tür piyasa başarısızlığı olarak kabul edilir.
Klasik İktisat Okulunun “rant”a bakışı, neredeyse, David Ricardo'nun rant teorisiyle özdeşleşmiştir. Geliştirdiği rant teorisiyle öne çıkan Ricardo'nun temel esin kaynağı ise Klasik İktisat Okulunun kurucusu olarak kabul edilen Adam Smith'dir.
Adam Smith, David Ricardo ve John Stuart Mill gibi klasik politik ekonomistler kapitalist ekonomide üretim, dağılım ve malların değişimi gibi konuların analizini yaparak yayımlamışlardır ve bu çalışmalar günümüzdeki çoğu iktisadi çalışmanın da hâlen temelini oluşturmaktadır.
Kapitalizm: Burjuva sınıfının yönetici, proletaryanın da ezilen sınıf olduğu, parlamenter demokrasinin yaygın olarak politik sistem olduğu, piyasa ekonomisinin işlediği ve üretim araçlarına ağırlıkla özel mülkiyetin sahip olduğu dönem.
Marx, Yeni Çağda ortaya çıkan kapitalist sistemle birlikte, kapitalist sınıf ve proletarya sınıfı arasında üretim güçleri ve üretim ilişkileri dolayısıyla yaşanan çatışmaların sınıfsız toplum biçimi olarak sosyalizmi doğuracağını düşünür.
Karl Marx'ın bütün hayatı boyunca yaptığı çalışmalarda, kapitalist üretim tarzının insanın kendisini gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engel olduğuna inandığı açıkça görülmektedir. Marx'a göre, kapitalist üretim tarzı doğası gereği, insanı insanlığından ederek yabancılaştırmaktadır.
Smith'in teorisi genellikle kabul edildiği gibi üç temel ilkeye dayanır. 1)Doğal düzenin yararlı işleyişi yani görünmez el kavramı. 2)Doğal özgürlük ▪ 3)Devletin yetersizliği ilkesi'dir.
Adam Smith klasik politik ekonominin kurucusu olarak kabul edilmektedir. “Ulusların Zenginliğinin Do- ğası ve Sebepleri Üzerine Bir İnceleme” adlı eseri politik ekonominin baş yapıtlarındandır. Adam Smith aynı zamanda bir ahlak filozofudur. Klasik liberal düşünürlerin en önemlilerinden birisidir.
Keynesyen ekonomi, 20. yüzyıl'da yaşamış olan İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'in görüşlerini temel alan bir makroekonomik teoridir. Keynes ekonomisi özel sektörün ağırlıklı olduğu ama devlet ve kamu sektörünün büyük role sahip olduğu bir karma ekonomik düzeni savunur.
bu teori der ki, bir ülkenin büyüme hızına bakarak ülkenin kaç yılda 2 katı (ekonomik) büyüklüğe ulaşacağını söyler. lakin madem bunun adı kuraldır teoridir, o zaman; oldu ya ülkenin büyüme hızı %70 olduğunu varsayacak olursak (70/70=1 yıl) 1 yılda ülkenin büyüklüğü 2 katına çıkacak demektir.
Marksist kapitalist modelde büyümeyi belirlemeyen unsur kapital (sermaye) birikimidir. Sermaye birikimi artık değerin kapitale dönüĢümüdür. Yani artık değer elde etmek için kullanılan sermayenin büyümesi, artık değerin büyümesi ile birikimli olarak büyümektedir.
Diğer bir anlatımla Harrod-Domar modelinde ekonomide gerekli büyüme hızından daha yüksek bir ekonomik büyüme gerçekleşirse toplam talep, toplam arzdan daha hızla artmakta ve bir üretim kapasitesi yetersizliği ve dolayısıyla enflasyonist baskılar ortaya çıkmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri