“Matah” Kelimesinin Anlamı Nedir? Matah, insan, mal, eşya gibi varlıklar için küçümseme ve alay maksatlı kullanılan bir kelimedir. Hafifseme duygusu ile “mal” anlamında kullanılır.
tek kelime ile 'değerli' anlamında kullanılır. çok da matah bir şey değil derken, pek de değerli, almaya, dikkate değer bir şey değil anlamı kastedilir.
Değerli, kıymetli olmadığı halde öyle imiş gibi gösterilen şey veya kimse: “Kendini bir matah zannediyor.” Karşıma geçmiş de matah satarsın (Pir Sultan Abdal).
Matrah; vergilendirmeye esas olan kazancın belirlenmesinde temel alınan bölüme denir. Bir kazanç üzerindeki giderler düşüldükten sonra kalan tutarın vergi hesaplamasında kullanılan, gelir miktarını oluşturan kısmı belirtir.
Kelimenin ilk anlamı eşya ve materyal olsa da bu sözcük daha çok değerli, az bulunur ve kıymetli manasında kullanılmıştır.
İlgili 38 soru bulundu
arapça meta'dan geliyor, "satılacak mal" anlamında. hafifseme duygusu ile insan , mal, eşya vb. için kullanılır.
Türk Dil Kurumu üzerinden ele alındığı zaman matuf kelimesi, 'Bir yöne eğilmiş ya da yöneltilmiş' biçiminde anlatılmakta ve ifade edilmektedir.
Herhangi bir konu üzerine komiklik yapan, eğlenceli ve gülünç kişiye matrak denir.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan elzem kelimesi lüzum sözcüğünden türetilmiştir. Lüzum, gerekli ve şart anlamına gelirken, elzem, en lazım, en gerekli olan demektir. Bu kelime, vazgeçilmesi mümkün olmayan ve hayati önem taşıyan şeyler için de kullanılır.
Matrah, vergi borcunu hesaplamak için kullanılan, vergi yasalarına göre belirlenen vergiye tabi tutardır/değerdir.
Arapça olan tamah kelimesi, dilimizde de aynı anlamda, doymazlık, çok arzu etme, hırs, aç gözlülük olarak tarif edilmektedir.3 Kur'ân-ı Kerîm'de geçmeyen kanâat kelimesi; sahip olduğuyla yetinmek, başkalarının sahip olduklarına göz dikmemek gibi manalar içerir.4 Sûfî gelenek içerisinde de tamah ve kanâat önemli ...
Bilinmek istenirken mahkeme kelimesi ile aynı kökten gelen muhakeme sayesinde eldeki bilgiler doğrultusunda düşünüp yansız olarak karar verilir. Muhakeme aynı zamanda iddialar yürüterek sonuçlar elde etmek amacıyla kullanılan bir düşünme yöntemi olarak da açıklanır.
Yine Türkçe Sözlük'teki biçimiyle tamah, 'açgözlü- lük' ve tamah etmek de 'aç gözlü davranmak; çok beğenip istemek' (Türkçe Söz- lük 2005: 1896) anlamlarındadır. Bu karşılıklara göre, 'açgözlülük, doymazlık ve aşırı hırs' gibi davranış biçimlerini tanımlayan tamah sözcüğünün menfi bir mana taşıdığı açıktır.
MATAH KELİMESİ CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ
Kadının çantası da matah bir şey değil zaten.
Elindekilerin kıymetini bilmeyen, hiçbir şekilde ihtiyacı olmamasına rağmen her zaman daha fazlasını isteyen kişiler ise tamahkar olarak nitelendirilir.
Evli bir kadının evlilik gereği kocasına karşı olan görevi. ѻ Karılık etmek: Kocasına karşı kadınlık görevini yapmak.
Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından tanımlanan "beynelmilel" kelimesi, Arapça kökenli bir kelime olup "uluslararası" anlamına gelir. Bu kelime, farklı ülkeler arasındaki ilişkileri, işbirliğini veya olayları ifade etmek için kullanılır.
Eşraf kavramı Arapçadan dilimize geçen bir kelimedir, Arapçada „çok onurlu, çok şerefli‟ anlamına gelmektedir. Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlükte de “bir yerin zenginleri, sözü geçenleri, ileri gelenleri” olarak tanımlanmıştır(TDK, 2005 s.658-659).
Ahval, hal kelimesinin çoğulu anlamına gelir. Haller, olaylar, durumlar gibi çeşitli manalarda kullanılır. Başka anlamları olarak vaziyetler ve davranışları ifade etmek için kullanılmasıdır.
Osmanlı Devletinde, uzun zamandır askerlik mesleğini icra eden kişilere haseki denirdi. Bu kelimenin sözlük anlamı ise padişahın yakınında olan kişidir. Haseki olarak nitelendirilen subaylar, padişahın gittiği her yerde yanlarında olurdu.
Muzip, takılgan olan kişiler için kullanılan bir kelimedir. Yaramaz kelimesiyle birlikte de, cümle içerisinde çok kullanılabiliyor.
[4] Kısa boylu, şişman kimse.
Bir konu hakkında emin oluncaya kadar etraflıca düşünmeye mülahaza etmek denir. Bu kelime aynı zamanda gözlem yaparak sonuç çıkarmak ve incelemek manasına gelir.
Müftehir TDK sözlük anlamı şu şekildedir: sıfat,eskimiş Bir şeyi övünç bilerek onunla sevinen, övünen, iftihar eden.
(ﻣﻨﻔﺴﺦ) sıf. (Ar. infisāḫ “bozulmak, hükümsüz kalmak”tan munfesiḫ) Yürürlükten kaldırılmış olan, feshedilmiş, lağvolunmuş: “Nikâh-ı münfesih: Feshedilmiş nikâh.”
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri