CEMÂDAT. (ﺟﻤﺎﺩﺍﺕ) i. (Ar. cemād ve çoğul eki -āt ile cemādāt) Cansız cisimler: Canlıların derdi yetmiyormuş gibi üzerime bir de cemâdâtın azâbını yüklenmiştim (Refik H. Karay).
Cemadat TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim,eskimiş Cansızlar, cansız varlıklar.
Nabat, toprağın altında yetişmek anlamına gelirken nebat da toprakta yetişen bitki demektir. Bitki bilimine ise nebatiyun denir. Bu kelimeden türetilmiş olan birçok sözcük hem günlük hayatta hem de botanik biliminde sık sık kullanılır.
Aznafer köyünün adı ise 1928'de Doğankaya olarak değiştirilmiş. Az kelimesinin bir anlamı da Êzdilerdeki tavusa gönderme olarak “kutsal kuş” demektir. Aznavur, Kürt mitolojisinde Doğan ile betimlenen bir kuştur ve Ezdi sancaklarının başında bu adla kuş figürleri bulunmaktadır.
Bitkilerin türleriyle morfolojik ve fizyolojik yapılarını tıp, eczacılık ve tarımla ilişkileri içinde inceleyen ilim, botanik.
İlgili 25 soru bulundu
CEMAT – CEMAD
(ﺟﻤﺎﺩ) i. (Ar. cemd – cumūd “donmak”tan cemād) Cansız varlık, bitki ve hayvan dışındaki cansız cisim: Lebin hayâta eriştirmedik cemâd komaz / Cihân ile bilişir ortalıkta yâd komaz (Kadı Burhâneddin).
CEMÂDAT. (ﺟﻤﺎﺩﺍﺕ) i. (Ar. cemād ve çoğul eki -āt ile cemādāt) Cansız cisimler: Canlıların derdi yetmiyormuş gibi üzerime bir de cemâdâtın azâbını yüklenmiştim (Refik H. Karay).
CESÂMET. (ﺟﺴﺎﻣﺖ) i. (Ar. cesāmet) (Maddî bakımdan) Büyük olma, büyüklük, irilik: Ve hatta bir kayığa alınacak müşteri adedi dahi teknenin cesâmetine göre peremeciler kethüdâsı tarafından tespit olunurdu (Sâmiha Ayverdi).
Encüm - انجم
خرد سپاه اوست. (ناظم الاطباء). (ناظم الاطباء) (آنندراج). ستارگان. اختران.
(ﻣﺠﻠﻮﺑﻴّﺖ) i. (Ar. meclūb'dan yapma mastar eki -iyyet ile meclūbiyyet) Meclûp olma durumu, tutkunluk: Bu iri, kaba köylü kızında ikbal için cinnete benzer bir meclûbiyet, bî-pâyan bir hiss-i merhamet keşfediyordu (Hâlit Z.
Çemenzâr - چمنزار
göğənlik(izah: göyənlik. göylük.
Zorunlu Varlık (Vâcibu'l-Vücûd): Allah
Allah'ın yokluğunun düşünülemeyişi, varlığından önce bir yokluğun bulunmayışındandır. Varlığının sebebini kendi içinde gördüğümüz ve bütün diğer varlıkların varolmalarını da kendisine bağladığımız bu Varlığın üzerinden yokluk geçmiş olsaydı, onu da bir var eden gerekir- di.
Đslâm filozofu Đbn Sina (980-1037)'nın ontolojisinin temelinde Zorunlu Varlık, yani Tanrı konusu yer alır. Akılda ilk yer eden şeyin “varlık, şey ve zorunlu” kavramları olduğu düşüncesinde olan Đbn Sina, bunların apaçık kavramlar olduğunu belirtir ve buradan hareketle zorunlu varlık kavramına ulaşır.
İki önemli varlık sınıfı vardır. Bunlar; maddi duran varlıklar ve maddi olmayan duran varlıklardır. Maddi duran varlıklar, dönen varlıklar ve duran varlıklar dahil olmak üzere çeşitli alt sınıfları içerir. Sabit varlıklar bina ve ekipman gibi ögeleri içerir ise dönen varlıklar, envanter sayılabilir.
Öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazlarının birlikte kılınmasını ifade eden fıkıh terimi.
Gelen anne ve babasının mensup olduğu etnik köken, gerekse 'Sina' ismi üzerinden yapılan incelemeler bunun en önemli kanıtıdır. Tarihsel açıdan etnik köken olarak yapılan inceleme ve araştırmalar, İbn-i Sina'nın Türk olduğunu günümüzde ortaya çıkarmıştır. Yani İbn-i Sina'nın bir Türk olduğunu ifade etmek mümkün.
İslâm Meşşâî okulunun en büyük sistemci filozofu, Ortaçağ tıbbının önde gelen temsilcisi.
Allah ilk olarak Nur-u Muhammedi (sav)'yi yaratmıştır.
Ondan da diğer varlıkları yaratmıştır. Yer Küre üzerinde ise ilk olarak bitkiler sonra da hayvanlar yaratılmıştır. İnsanlığın babası Adem aleyhisselamdır.
Varlığın zorunluluğu, öznenin ne olduğuyla ilişkili bir kavramdır. Örneğin bizler zorunlu varlıklar değiliz, fakat tanrı zorunlu varlık olmak zorundadır.
Varlık yoktur
Antik Çin'de ortaya çıkan Taoizm, varlığın kabul edildiği haliyle bulunmadığını savunmaktadır. Tao öğretisi dışındaki her şey, bu görüş tarafından gerçek dışı olarak değerlendirilmektedir.
(ﺳﻤﻚ) i. (Ar. semek) Balık: Kılıp iyliği suya eyle ilkā / Semek bilmezse bilir ol Mevlâ (Aziz Mahmud Hüdâyî). Merkeb izinde su görüp deryâyı gördüm sanma sen / Deryâ odur kim ka'rını aslâ semek bilmez ola (Niyâzî-i Mısrî). Yemek yemek ne demek / Bî-nemek olunca semek (Sürûrî'den).
(ﺳﻤّﻮﺭ) i. (Ar. semmūr) Samur kelimesinin eski metinlerde rastlanan asıl şekli: Semmûrun iştihârına bâis derisidir (Neş'et'ten).
kucaklama, kapsama, kapsam anlamındaki arapça şumul sözcüğünden gelmeymiş. " kaplam " anlamında kullanılan osmanlıca kökenli sözcük(müş).
muhtel - مختل
|| سست و تباه: امر مختل. اقرب الموارد). خلل یافته شده . (غیاث).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri