Ceberrut kelimesinin anlamı zorba demektir. Ayrıca acımasız ve merhametsiz kelimeleri ile de aynı anlamı taşımaktadır. Gücünü zorbalıktan alan kişiler için bu kelime sıklıkla kullanılır.
Kur'an'da rastlanmayan ceberût kelimesi hadislerde “kibriyâ, azamet, cebbarlık, zorbalık” anlamlarında geçer.
Bu kelime genellikle ceberrut şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı ceberut şeklinde olmalıdır.
Izbandut Osmanlılarda Rum deniz eşkıyasına verilen ad. Korsan olarak tanımlamak doğru olmayabilir. Osmanlılara karşı başlayan Rum ihtilalinde denizlerde faaliyet göstermişlerdir. İzbandid veya İzbandit olarak da yazılmıştır.
Bunlardan birincisi “tıbık” anlam itibariyle bir şeyi tutmaya yarayan araç anlamında kullanılmıştır ki bu anlamı çocuğu yaşamayan kadına yapılan uygulamalarla örtüşmektedir.
İlgili 15 soru bulundu
- Tembellik, - İşsizlik ya da işsiz kalma, - İşlemezlik, Bu anlamları üzerinden cümlede ya da tek başına amaca uygun farklı yerlerde değerlendirebilirsiniz.
Lâhût Alemi : Bu âleme Birinci Hazret, Lâ taayyün Âlemi, Sırf Zât Âlemi de derler. Bu Âlem, Mutlak Gayb Âlemi olup diğer bütün âlemle- rin esasıdır. Yine bu sebebple bu âleme Zât Âlemi denmiştir. Çünkü, ken- di varlığında ve kendi dairesinde olan bir şeye (Zât) denir.
Gayb âlemini veya vücûd mertebelerinden birini ifade eden tasavvuf terimi. Kâinat üzerindeki ilâhî güç ve hâkimiyeti ifade eden bir terim. Akıl ve duyular yoluyla hakkında bilgi edinilemeyen varlık alanı.
İnsanın beşerî ve cismanî yönünü ifade eden bir tasavvuf terimi. Mutasavvıfların, varlığın beş küllî mertebesini ifade etmek için kullandıkları bir tasavvuf terimi. Mülk ile melekût âlemleri arasında veya melekût âleminin üstünde zaruretin hüküm sürdüğü âlem; Allah'ın zâtı, azamet ve celâl sıfatı.
cebbar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
(Osmanlı Dönemi) (Sıfat-ı İlahiyedendir) İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan. Büyüklük, azamet ve kudret sahibi. İmar eden Cenab-ı Hak.
baskici , zorba anlaminda bir soz.
Halk arasında, kebere, deve dikeni, gevil, bubu gibi değişik isimlerle anılan kapari=kebere (Capparis sp.)
Kâinat üzerindeki ilâhî güç ve hâkimiyeti ifade eden bir terim. Sözlükte “yüce olmak, güç yetirmek, sahip olmak, hükmetmek” anlamlarına gelen mülk kökünden türetilmiş olup bu mânaları daha kuvvetli biçimde ifade eden bir masdardır.
kötü. pis.)
Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir. “Bekr” sözcüğünden meydana gelmiştir. Genç deve, deve yavrusu.
Nisb gaybları Allah, Melek Cennet, Cehennem, Şeytan, Kıyamet, Kabir hayatı, Ahiret, bir kimsenin kalbinde olan şey, Sırat Köprüsü ve benzeridir.
1 Melekût: Yıldızlar, Ay, Güneş ile gökler ve Yerin yani bütün âlemin bir saltanata tâbi bir memleket olması ve bu memleketi idare eden ilahi kanunlar ve saltanat demektir.
Melekût âlemi, Arş'tan aşağıya doğru bütün cisim ve arazlardır. Ceberût âlemi ise, Melekût âleminin ötesidir. Bazıları da âlemleri üç kısma ayırırlar. Bunlara göre en üstte Lahût âlemi, altında Ceberût âlemi ve onun altında da melekût âlemi yer alır.
Masiva, dünya, kainat, tasavvufta alem demektir. 5 çeşit alem kabul edilmektedir: lahut alemi, ceberut alemi, melekut alemi, anasır alemi, insanı kamil alemi. İnsan, masivanın zübdesidir. Genel olarak zahir alemi görünen alemdir ve maddedir, batın alemi ise soyuttur, ruhlar alemidir.
Kur'an-ı Kerim, getirdiği kuşatıcı ilkelerle canlılığını dai- ma muhafaza eden, kıyamete kadar da bu özelliğinin bo- zulmayacağına dair hakkında teminat bulunan ilahî bir hitaptır.
İnsanın ilâhî ve mânevî yönü anlamında bir tasavvuf terimi, nâsûtun karşıtı. İnsanın beşerî ve cismanî yönünü ifade eden bir tasavvuf terimi.
Eski metinlerde ''dirşürmek'' şeklinde geçen devşirmek sözcüğü, öz Türkçedir. 10. yüzyıldan beri kullanılmakta olan bu kelimenin sözlük anlamı toplamak, bir araya getirmektir. Daha sonraki yıllarda devşirmek sözcüğü, düzeltmek ve dönüştürmek manasında kullanılmaya başlanmıştır.
Zihinsel atalet yaşayan insanların, iki tem(b)el özelliği vardır: Düşündüklerini yapmamak ve yaptıkları üzerine fazla düşünmemek! İnsanların eyleme geçmeme nedenleri türlü türlüdür. Bazı insanlar çok naif ruhludur, çevre tarafından eleştirilme endişesiyle hiçbir şey yapmayıp oldukları yerde kalırlar.
Pervasız, Arapça kökenli bir sözcük olan fütursuz ile yakın anlamlıdır. Gelecek kaygısı olmayan ve kimseden korkmayan kişiler fütursuz olarak tanımlanırken, herhangi bir kimseye göre değil yalnızca kendi istediği gibi davranan, korkusuz kimselere de pervasız denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri