cân-hırâş yürek paralayan, iç tırmalayan, (dil-hirâş). cânî azîz, candan sevilen [kimse]. cân-nisâr canını feda eden, canını harcayan. cân-perver ruh besleyen, iç açan; gönül açan.
Dilimize Farsçadan geçmiş olan cahıraş sözcüğü, can ve hıraş kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur. Can, hem hayat hem de ruh anlamına gelirken hıraş, parçalayan ve yırtan demektir. Canhıraş kelimesi, derine işleyen, şok edici ve tüyler ürpertici anlamlarına gelir.
"Canhıraş" kelimesinin anlamı: Üzücü, can sıkıcı, moral bozucu, iç karartıcı, insanın canını sıkan veya moralini bozan bir durumu veya olayı ifade eder. Bu kelime, olumsuz duygusal etkileri olan bir şeyi anlatmak için kullanılır. Örnek cümle: Bugün yaşadığımız bu kötü haber, herkesin canını sıkmış durumda.
CANHIRAŞ (ﺟﺎﻧﺨﺮﺍﺵ) sıf. (Fars. cān “ruh” ve ḫirāş “tırmalayan” ile cān-ḫirāş) İnsanın içini parça parça eden, tüyler ürpertici: Bu canhıraş gafletin en ziyâde ibrete şâyan bir nümûnesini şu son günlerde gördük (Yahyâ Kemal).
Bu kelime genellikle can hıraş şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı canhıraş şeklinde olmalıdır.
İlgili 22 soru bulundu
Arapçadan gelen ilginç bir kelime olmasının yanı sıra vaveyla 'Çığlık' anlamına gelmektedir. Vaveyla Ne Demek? Vurguladığı anlam doğrudan kendi etkisi üzerinden cümle içerisinde kullanılır. Yani direkt çığlık anlamı ile değerlendirilen bir kelimedir.
Sirayet, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre kullanılan bir isimdir. Bu kelime Arapça kökenli olup "yayılma, etkisini genişletme, sürüp gitme" gibi anlamlara gelir. Sirayet, bir şeyin bir yerden başka bir yere doğru yayılması veya etkisinin genişlemesi anlamına gelir.
KÛHSAR. (ﻛﻮﻫﺴﺎﺭ) i. (Fars. kūh “dağ” ve yer bildiren -sār ekiyle kūh-sār) Dağlık yer, dağ tepesi: Gehî şeş-per gehî şeş-pâre oldum / Gehî kûhsâra düştüm hayme kurdum (Şemseddin Sivâsî).
Ayrıca Osmanlıca celîs, musahib, refik, hemdem, hempâ, yâr sözcükleri de bu anlamda kullanılmıştır.
Kelime Anlamı: Hünkâr kelimesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda kullanılan bir unvan olup, padişah için kullanılan unvanlardan biriydi. Aynı zamanda hükümdar veya hükümet başkanı anlamında da kullanılabilir. Kökeni: "Hünkâr" kelimesi Türkçe kökenlidir ve Osmanlı Türkçesi'nde kullanılmıştır.
Dilimize Arapçadan geçen tahayyül etmek kelimesi hayal sözcüğünden türetilmiştir. Hayal kelimesi hem zihinde canlandırılan görüntü hem de zan demektir. Tahayyül etmek ise daha önce tanıklık edilen bir şeyi ya da yaşanan bir olayı zihinde tekrar canlandırmak anlamına gelir.
Canhıraş kelimesinin kökeni Farsça dilidir.
1. Cilveli, nazlı, hoş. 2. Nazlı büyütülmüş, şımarık. 3. Yapısı ince, narin.
*Urfa'da hırtlek, gırtlak'a verilen isimdir. Tatlının gırtlağın boğumlu şekline benzemesinden dolayı bu isim verilmiş olabilir.
Ad. [1] (halk ağzı) (Düziçi, Diyarbakır, Manisa, Giresun, Kayseri, Şanlıurfa ağzı) Eski, lime lime, yamalı ve gereksiz özelliklerinden herhangi birine eşya.
Canla başla deyimi, her türlü zorluğa göğüs gererek bir işi seve seve yapmak anlamında kullanılan bir deyimdir. Yapılacak bir iş eğer hevesli bir şekilde yapılır ise canla başla deyimi kullanılır. Canla başla deyimi, hiç bir fedakarlıktan kaçınmadan yapılan işi tarif etmek için kullanılmaktadır.
Osmanlı döneminde hatun terimi kadınlar için bir onur olarak kullanılmıştır, kabaca İngilizce kadın terimine denktir ve katun'un farklı bir yazılışıdır. Çoğu Türk unvanı gibi, ilk addan sonra kullanılır.
AHİLLÂ (ﺃﺧﻼﺀ) i. (Ar. ḫalіl “yakın dost”un çoğul şekli aḫillā') Sâdık, hâlis ve candan dostlar: Ahillâ vü eviddânın ayş ü nûş ile ülfetleri… (Âlî Mustafa Efendi).
Osmanlı Türkçesi دشمن (düşmen) sözcüğünden alıntıdır. Osmanlı Türkçesi sözcük Farsça دشمن (doşmen) sözcüğünden alıntıdır.
CÜHUD – CUHUD
(ﺟﻬﻮﺩ) i. (Ar. yehūd'un Farsçalaşmış şekli cuhūd) Yahûdi, çıfıt: O cühudlar gördü geyik geldiğin (Süleyman Çelebi). Mesîh'in rûh-ı mahz iken vücûdu / Cihanda her cühûd idi hasûdu (Şeyhî). Senin kızını bir cühûda vermek istiyorum (Muallim Nâci).
ѻ Kuud etmek: Oturmak.
Osmanlı Türkçesi
(giyim) İnce kumaştan yapılan uzun bir çeşit şalvar.
Telkin Kelimesinin Güncel Sözlük Anlamı Ne Demektir? Cevap: Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi.
Türk Dil kurumuna göre mütevellit kelimesi meydana gelmek ve ileri gelmek anlamlarında kullanılmaktadır. Mütevellit kelimesi doğmuş, dünyaya gelmiş anlamına geldiği gibi belirli bir mevkiye gelmiş anlamında da kullanılmaktadır.
kakafoni - kakofoni
Bir araya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşamayarak kulağa hoş gelmeyen bir etki yapması hali (Kakışık, Mütenafir, Caco-phone)" (TDK Sözlüğü). Kakofoni, ses uyumsuzluğu, her kafadan bir ses çıkması gibi tanımlanır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri