2000 yılında ilk kez üretildiği rivayetinin yanısıra, M.Ö. 3000 yılında yapıldığına inanılan ilk cam örnekleri Mezopotamya'da bulunmuştur. Camın ilk olarak nasıl üretildiğine dair hiçbir kanıt olmamasına rağmen, Romalı bir tarihci olan Pliny, Finike'li denizcilerin camı ilk olarak bulduğuna işaret eder.
Camın ilk defa büyük ölçekte kullanılması Fenike'de MÖ 1. binde fildişinden yapılmış eşyalar üzerinde gerçekleştirilmiştir.
İlk olarak ne zaman üretildiği net olarak bilinmese de, elde mevcut en eski cam eşyalar yaklaşık olarak MÖ 2500 yıllarına ait Antik Mısır boncuklarıdır. Daha geç dönem Mısır bulgularında ise tüye benzer renkli zikzak paternleri olan cam kaplara rastlanır.
Yemek pişirmek için sodik kayalardan ocaklar yapan Fenikeliler, ateşin yakılmasıyla birlikte kumla karışarak eriyen sodanın sıvılaşmasıyla keşfedilmiştir. Sıvı sodanın soğumasıyla cam hayatımıza girmiş oldu.
Camdan yapılan ilk ambalajların tarihi 1904 yılında dayanır. Michael J. Owens'in icat etmiş olduğu makine ile 1904'ün Ağustos ayında ilk cam kavanoz ve şişeler üretilmeye başlanmıştır.
İlgili 45 soru bulundu
Isıtıldığında yumuşar ve arzu edilen şekil verilebilir. Sıcak şekillendirme 800-1300 °C arasında yapılabilir. Camların dayanıklıkları kullanılan silis ve alüminyum oranıyla değişmektedir. Cam ısıtıldığında viskozitesi kademeli olarak düşer ve tersine; soğutulduğunda kademeli olarak yükselir.
Camın hammaddesi kumdur. Camın yapılış şekline göre kumun içine kireç, soda, kalker, dolamit ya da feldspa gibi mineraller eklenerek 1500 dereceye alınmış fırınlarda ısıtılır. Yüksek ısıda eriyerek sıvı forma kavuşan bu karışıma şekil verilerek cam halini alır. Sadece kum kullanılarak da cam üretilebilir.
3000 yılında yapıldığına inanılan ilk cam örnekleri Mezopotamya'da bulunmuştur. Camın ilk olarak nasıl üretildiğine dair hiçbir kanıt olmamasına rağmen, Romalı bir tarihci olan Pliny, Finike'li denizcilerin camı ilk olarak bulduğuna işaret eder.
Env. No: 34/ 955. Osmanlıların elinde cam işi başlı başına bir sanayi halini almıştır. Türk camcılığı ile ilgili en eski belgeler 16. yüzyıla tarihlenmektedir.
Aynı zamanda camdaki bir elektronun uyarılması için gereken enerji, görünür ışığın sahip olduğu enerjiden yüksektir. Bu nedenle görünür ışık camın içinde etkileşmeden geçer ve bu sebeple, cam saydamdır.
Camın tarihi antik çağlara uzanır. İlk olarak ne zaman üretildiği net olarak bilinmese de, elde mevcut en eski cam eşyalar yaklaşık olarak MÖ 2500 yıllarına ait Antik Mısır boncuklarıdır. Daha geç dönem Mısır bulgularında ise tüye benzer renkli zikzak paternleri olan cam kaplara rastlanır.
Cam bir amorf katıdır. Bu haliyle de yer yer davranış olarak sıvı halde bir maddeye benzer. Sıvı maddelerin genel özelliklerinden olan viskozite, camda da bulunan bir niteliktir. Diğer bir deyişle cam akışkan bir maddedir ancak akış süresi o kadar uzundur ki bu akışı bir insan gözleyemez, yaşam süresi yetmez.
Kısaca özet yapacak olursak, cam yapımında kullanılan ana maddeler kum, soda ve kireçtir. Kum camın ana malzemesidir. Camın düşük sıcaklıkta akışkan hale gelmesi soda ile sağlanmaktadır.
Fenikelilerin Buluşları ve Bilime Katkıları
Bu uygarlık boya, cam ve gemicilik alanlarında gelişmiş olarak ifade edilmektedir.
Simyacıların bulduğu bazı maddeler : Boya , ilaç , parfüm , mürekkep , cam , seramik , barut gibi birçok maddeyi keşfetmişlerdir.
Didymium içeren camlarda pembemsi mor, Boron-trioksit içeren camlarda(halk arasında Borcam olarak bilinen) beyazdır. Yeşil renkli olan ise demir içermektedir.
Paşabahçe Cam Fabrikası, Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği talimat ile kurulan, Türkiye'nin ilk cam üretim tesis yapısıdır. Fabrika ve tesisin temeli Başvekil İsmet İnönü ve İktisat Vekili Celal Bayar'ın katılımıyla 1934 yılında Beykoz Paşabahçe'de atılmıştır.
Camda bulunan kalsiyum, havada bulunan karbondioksit ile etkileşime girer ve camda çökme yani bildiğimiz atık oluşumu meydana gelir. Atıklar da camın kusurlu görünmesine neden olur. Suyun taşıdığı atıkların zamanında temizlenmemesi, kalıcı bir görüntü kirliliğine sebep olabilir.
Cam bizi kar gibi şeylerden korurken aynı zamanda dışarıyı görmemizi sağlar. Bu yüzden camın bir rengi yoktur. Yani kısaca cam şeffaftır, şeffaf ise bir renk değildir.
Örneğin cam şişe doğada 4000-4500 yıl arasında tamamen yok oluyor.
İhtiyaç halinde içerisine feldspa, dolomit, kalker ve soda gibi mineraller eklenen camın ham maddesi kumdur. Bu karışımların 1500 derece gibi yüksek sıcaklıklardaki fırınlarda eritilip şekil verilmesiyle üretilen madde camdır.
Ani soğutma uygulanarak temperleme işlemlerinden geçen Cam 300°C'lik bir ısıl şoka dayanıklı hale gelmekteyken temperlenmemiş Camda 30-50°C' lik bir ısıl şok Camın kırılmasına neden olmaktadır.
Cam ya da sırça, saydam veya yarısaydam, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına imkân veren, inorganik amorf yapıda katı bir malzeme.
Öncelikle, camın erime sıcaklığının 1400 °C olduğunu hatırlatmak isterim. Konu uzatıp sapmak istemem ama yangın türlerinin çeşitleri var ve genellikle çoğu yangın türü bu sıcaklığın altında olduğundan camın erimesi pek mümkün değildir.
Temperlenmiş cam 300 santigrat derece ısı şoklarına dayanabilir. Ancak normal camlarda bu seviye sadece 40 santigrat derecedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri