Cam bir amorf katıdır. Bu haliyle de yer yer davranış olarak sıvı halde bir maddeye benzer. Sıvı maddelerin genel özelliklerinden olan viskozite, camda da bulunan bir niteliktir. Diğer bir deyişle cam akışkan bir maddedir ancak akış süresi o kadar uzundur ki bu akışı bir insan gözleyemez, yaşam süresi yetmez.
Sonuç olarak camların akışkanlıklarının düşük olması ve görünüşleri nedeniyle katılara, düzenli bir yapıya sahip olmamaları nedeniyle sıvılara benzediği söylenebilir. Yapısı camlara benzeyen malzemeler, amorf (kristal yapısında olmayan) katılar olarak sınıflandırılır.
Cam üretilirken camı oluşturan ham maddeler (silisyum – kum, soda, dolamit, feldispat, boraks, kireç) çok yüksek sıcaklıklara kadar ısıtılır. Bu sıcaklıklarda ham maddeler artık sıvı forma geçmiştir.
Amorf maddenin sıcaklığı yükseldikçe, yumuşar ve belirsiz bir sıcaklıkta sıvı hale geçer. Bu maddelerin erime noktası yoktur. Cam ısıtıldığı zaman önce yumuşar, sıcaklık daha da yükselirse akıcı hale gelir.
Ani soğutma uygulanarak temperleme işlemlerinden geçen Cam 300°C'lik bir ısıl şoka dayanıklı hale gelmekteyken temperlenmemiş Camda 30-50°C' lik bir ısıl şok Camın kırılmasına neden olmaktadır.
İlgili 27 soru bulundu
Yangın gibi ani ve düzensiz oluşan ısılarda cam tekrardan eriyebileceği ısıya ulaşamaz. termal şok nedeniyle çoğunlukla çatlar ve kırılır.
Temperlenmiş cam 300 santigrat derece ısı şoklarına dayanabilir. Ancak normal camlarda bu seviye sadece 40 santigrat derecedir.
Cam bir amorf katıdır. Bu haliyle de yer yer davranış olarak sıvı halde bir maddeye benzer. Sıvı maddelerin genel özelliklerinden olan viskozite, camda da bulunan bir niteliktir. Diğer bir deyişle cam akışkan bir maddedir ancak akış süresi o kadar uzundur ki bu akışı bir insan gözleyemez, yaşam süresi yetmez.
Camın erime noktası yoktur. Isıtıldığında yumuşar ve arzu edilen şekil verilebilir. Sıcak şekillendirme 800-1300°C arasında yapılabilir. Cam yaklaşık olarak 500°C'nin üzerinde yumuşamaya başlar.
Su yeterince soğuduğunda donar, buz hâlini alır. Buz suyun katı hâlidir.
Camın hammaddesi kumdur. Camın yapılış şekline göre kumun içine kireç, soda, kalker, dolamit ya da feldspa gibi mineraller eklenerek 1500 dereceye alınmış fırınlarda ısıtılır. Yüksek ısıda eriyerek sıvı forma kavuşan bu karışıma şekil verilerek cam halini alır.
Aynı zamanda camdaki bir elektronun uyarılması için gereken enerji, görünür ışığın sahip olduğu enerjiden yüksektir. Bu nedenle görünür ışık camın içinde etkileşmeden geçer ve bu sebeple, cam saydamdır.
Bu cam çeşitli sebeplerle kırılabilir. Bu sebeplerden en çok karşılaşılanı mevsim değişiklikleridir. Uzama ve kısalma camda strese(gerilmeye) sebep olur ve bu gerilme miktarı basınç dayanımını geçmesi ile camın en zayıf noktasından kırılmasına sebep olur. Kırılma nedenlerinden bir diğeri de üretim hatasıdır.
Şekilsiz yapıdaki plastik, cam, kauçuk ve mum vb. amorf katılara bir örnektir.
Camın ana bileşenini, saydamlık özelliği sağlayan, amorf yapı içinde erimiş ve dağılmış olarak bulunan silisyum oksit ( SiO2 ) oluşturur. Camlar, çok sert ve kırılgan, basma dayanımları yüksek, hava, su ve asitlerin (Flour asidi dışında) kimyasal etkilerine dayanıklı malzemelerdir.
Cam ise kumun yüksek derece ısıtılması ile elde edilen bir cisimdir.Homojen bir karışım örneğidir. Dolayısıyla cevabımız karışım olacaktır.
Isıtıldığında yumuşar ve arzu edilen şekil verilebilir. Sıcak şekillendirme 800-1300 °C arasında yapılabilir. Camların dayanıklıkları kullanılan silis ve alüminyum oranıyla değişmektedir. Cam ısıtıldığında viskozitesi kademeli olarak düşer ve tersine; soğutulduğunda kademeli olarak yükselir.
Buzlanma, aşırı soğuk veya aşırı sıcaklar nedeniyle çatlama: Günümüzde otomobil camları ekstrem hava koşullarına karşı özel olarak imal ediliyor. Ancak bazı fabrika hataları veya beklenenin çok daha üzerinde sıcaklık farkları gibi nedenlerle cam çatlaması meydana gelebiliyor.
Sıcaklık değişimleri: Otomobil camları, sıcaklık değişimlerine maruz kaldıklarında çatlayabilir. Özellikle, sıcak günlerde araba içine giren güneş ısısı, camın iç tarafının hızlı bir şekilde ısınmasına neden olabilir. Bu da camda küçük çatlamalara yol açabilir.
Cam, kumun soda ve kireçle karıştırılıp öğütülerek 1000 dereceden daha yüksek sıcaklıkta eritilmesiyle elde edilir. Bu karışım ile “soda camı” üretilir. Soda camı, şişe, pencere camı, bardak, vb yapımında kullanılır. Renkli camlar, karışıma metal tuzları katılarak üretiliyor.
Cam, aslında bir amorf katıdır; yani tam olarak düzenli kristal yapıda değildir. Camın amorf yapısını solda görebilirsiniz. Bu formda Böylece atomlar bir kristal kadar düzenli ve iyi paketlenmiş bir yapıya sahip olmasalar da, yine de bir sıvının atomlarından daha iyi bir organize olmuşlardır.
Petek bal olma durumunda madde katı, süzme bal olma durumunda ise madde sıvı olacaktır. Sebebi ise petek bal olduğunda peteğin belirli bir şekli vardır, süzeme bal olduğunda ise bulunduğu kabın şeklini alır. Petek bal sert ve kırılgandır, süzeme bal ise akışkandır.
Saçma gelebilir ama dışarıda hava çok sıcakken camları açmak sadece eve sıcak hava girmesine neden olacaktır. Camları sadece güneş battıktan sonra, dışarının havası içeriden daha serin olduğunda açın. Karşılıklı camları açarsanız cereyandan da faydalanarak serin havanın evde dolaşmasını sağlayabilirsiniz.
Temperlenme işleminden geçen cam 300°C ısıl şoka dayanabilirken, temperlenmemiş cam yaklaşık 40°C ısıl şoka uğradığı zaman kırılabilmektedir. Camlar, temperli cam haline geldikten sonra üzerinde kesme, taşlama, talaş kaldırma işlemleri yapılamamaktadır.
Cam cisimlerin dayanıklılı ı çekme dayanımı ile belirlenmektedir. Camın çekme dayanımı 20-90 MPa, basınç dayanımı ise 500-900 MPa arasında de i mektedir. Cam a ınmaya dayanıklı bir malzemedir. Camın elastisite modülü 45000-100000 MPa'dır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri